Öğretmenleri çıldırtan fıkra
Abone olBöyle fıkra olur mu? Öğretmen öğrenci ilişkisine dair ve çok MÜSTEHCEN... İşte o FIKRA...
TRABZON Vali Yardımcısı Vural Demirtaş'ın derlediği
‘Hayatın İçinden 303 Fıkra’ adlı kitapta yer alan müstehcenlik
içeren bir fıkra, öğretmenleri ayağa kaldırdı.
“Bu fıkra ile öğretmenlik mesleği aşağılanmıştır'' diyen Eğitim- Sen Trabzon Şube Başkanı Recep Gülay, olayı yargıya taşımayı düşündüklerini açıkladı.
İŞTE O FIKRA
Öğretmen köye tayin olmuş. Köyün yolunu tutmuş. Kravatı, kostümü, fötr şapkası, her şeyi tamam. Ama ne ki bekar. Gel zaman git zaman, bakmış olacak gibi değil. Bekarlık canına tak etmeye başlamış. Yavaş yavaş aranmağa koyulmuş. Sağa- sola, sonra öğrencilere.
Sonunda sınıfta genç irisi bir kızı gözüne kestirmiş. Bir gün ders bitiminde allem etmiş kallem etmiş kızı sınıfta bıraktırmış. Ve ne yapıp edip, kürsünün oraya. Ama fötr var, pantolon var, kravat var. Kızı yere yatırmsıyla fötrü kürsünün üstüne, pantonolu da fora aşağıya.
Öğretmenin gözü dönmüş vaziyette. Ama tam o sırada kızın babası gelmiş. Bakmış ki ders mers hak getire. Kürsünün ardında kızı yerde. Durum vaziyeti karışık. Üstünde ceket, gömlek, kravat, altı ise çırılçıplak bir hoca. Öğretmen hemen doğrulmuş. Başına fötrü geçirmiş ve bağırmaya başlamış:
-Sabah erken gel dedim, gelmedi. Yerleri süpür dedim, süpürmedi. Dersini çalış dedim, çalışmadı. Biz adamı böyle yaparız Mehmet Ağa...’
“Bu fıkra ile öğretmenlik mesleği aşağılanmıştır'' diyen Eğitim- Sen Trabzon Şube Başkanı Recep Gülay, olayı yargıya taşımayı düşündüklerini açıkladı.
İŞTE O FIKRA
Öğretmen köye tayin olmuş. Köyün yolunu tutmuş. Kravatı, kostümü, fötr şapkası, her şeyi tamam. Ama ne ki bekar. Gel zaman git zaman, bakmış olacak gibi değil. Bekarlık canına tak etmeye başlamış. Yavaş yavaş aranmağa koyulmuş. Sağa- sola, sonra öğrencilere.
Sonunda sınıfta genç irisi bir kızı gözüne kestirmiş. Bir gün ders bitiminde allem etmiş kallem etmiş kızı sınıfta bıraktırmış. Ve ne yapıp edip, kürsünün oraya. Ama fötr var, pantolon var, kravat var. Kızı yere yatırmsıyla fötrü kürsünün üstüne, pantonolu da fora aşağıya.
Öğretmenin gözü dönmüş vaziyette. Ama tam o sırada kızın babası gelmiş. Bakmış ki ders mers hak getire. Kürsünün ardında kızı yerde. Durum vaziyeti karışık. Üstünde ceket, gömlek, kravat, altı ise çırılçıplak bir hoca. Öğretmen hemen doğrulmuş. Başına fötrü geçirmiş ve bağırmaya başlamış:
-Sabah erken gel dedim, gelmedi. Yerleri süpür dedim, süpürmedi. Dersini çalış dedim, çalışmadı. Biz adamı böyle yaparız Mehmet Ağa...’