Öğretmenleri ayağa kaldıran sözler
Abone olAk Parti’li Halide İncekara “Öğretmenlerin, sınıfa girdiğinde çocuğa şiddet uygulamayacağını düşünmek mümkün mü?” dedi, ortalık yangın yerine döndü
Meclis Çocuk Haklarını İzleme Komitesi Üyesi, Ak Parti İstanbul
Milletvekili Halide İncekara önceki gün Çocuklara Yönelik Şiddetin
Önlenmesi Ulusal Eylem Planı Hazırlık Toplantısı'nda ilginç
tespitler yaptı. Çocuğun 6 yaşında Milli Eğitim Bakanlığı'nın
çatısı altına girdikten sonra, "8 yıl boyunca başka bir
cumhuriyetin elinde" olduğunu savunan İncekara,
"Öğretmenle öğrenci arasında orantısız bir güç var. Ben
mesela öğretmenim, siz öğrenci. 657'im var, sendikam var, size
karşı kullanabildiğim notlarım da var. Orantılı bir ilişki var
mı" diye sordu.
Öğrencinin sınıfa girdiği andan itibaren korkunç bir kudretin
karşısında olduğunu belirten İncekara, hata yapan öğretmenlerin de
amirleri tarafından denetlenmenisinin bir çarpıklık olduğuna dikkat
çekti. Anadolu'daki okulların öğretmenler odasında sendikaları ayrı
olduğu için çaydanlıkları ayrı öğretmenler olduğunu belirten
İncekara, "Öğretmenler odasında çaydanlıkları ayrı olan
öğretmenlerin, sınıfa girdiğinde çocuğa şiddet uygulamayacağını
düşünmek mümkün mü?" diye sordu. Zaman zaman kendisinin de
okulları gezdiğini aktaran İncekara, şöyle devam etti:
Durmadan duvara vuruyor
"Bir okula girdim. Bir sınıftan ses geliyor ama korkunç bir
ses. Bu çocuğu dövme sesi değil, başka bir ses değil. Çocukların
tenefüse çıkmasını bekledim. İçeride ne oldu diye çocuklara sordum.
Öğretmen çocuğa vurmaması gerektiğini biliyor, bunun suç olduğunu
biliyor, koca cetveli eline almış, durmadan duvara vurarak,
çocuklarda bir korku yaratmaya çalışıyor. Çocuk cetvelin sesi ile
öyle ürkmüş durumda ki, zaten çıtını çıkarması mümkün
değil."
Eğitim-Sen'den yanıt
Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, Halide İncekara'nın
açıklamasını eleştirerek, "Öğretmenleri eli sopalı bir
şiddet öznesi olarak görmek kabul edilemez" dedi. Kılıç,
dün yaptığı yazılı açıklamada, "İncekara'nın ifadelerinin
altında yatan gerçeğin, birçok eksikliğine rağmen kamu
görevlilerinin ellerinde kalan tek güvence olan 657 sayılı kanunda
gerçekleştirilecek değişiklikleri kendince gerekçelendirme
çabasından başka bir şey olmadığını" ileri sürdü