Öğretmenevi krizinde son nokta
Abone olGöbeği açık tişört giydiği gerekçesiyle Gaziantep Öğretmenevi'ne alınmayan ve uzun süre gazete manşetlerinden inmeyen Hülya Keskin, yaşadıklarını anlattı.
Birgün Gazetesi'nden Gençağa Karafazlı'nın haberine göre, Gaziantep Öğretmenevi skandalında laikler ve laiklik karşıtlarınca kullanıldığını öne süren Hülya Keskin, "Resmen malzeme oldum" dedi
RAKİP GAZETELERİN KOMPLOSU
Hülya Keskin'in emekli öğretmen olan 75 yaşındaki babası Dursun Keskin, uzun yıllardır gazetecilik yapıyor. Rakip gazetelerin kızını kullandığını savunan Keskin, "Kızımla ilgili yazılanları okuduğumda şok oldum. Bir komploda kullanılmak istendi. Kızıma yapılanları bir öğretmen ve bir gazeteci oarak kabul edemiyorum" dedi.
Göbeği açık tişört giydiği gerekçesiyle Gaziantep Öğretmenevi'ne alınmayan ve çok uzun bir süre gazete manşetlerinden inmeyen emekli öğretmen kızı Hülya Keskin, kenti terk ederek memleketine döndü. Keskin, "Laiklik yanlıları ve laiklik karşıtları arasında malzeme oldum. Her iki tarafta beni kullandı" dedi.
Gaziantep'te yaşadıklarının, kendisine ve ailesine daha fazla zarar vermesini önlemek için Artvin'e baba evine dönmeyi tercih ettiğini belirten Hülya Keskin öfkesini gizleyemiyor. Üç yıldır Gaziantep'te yaşadığını belirten Keskin, son aylarda işsiz olduğunu vurgularken, öğretmenevinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
HAKSIZLIĞA UĞRADIM
"İki yıldır zaman zaman arkadaşlarımla Gaziantep Öğretmenevi'ne gidip oturuyorduk. Babam emekli öğretmen. Ben de Borçka Öğretmenevi'nden aldığım kartla rahatlıkla kalabiliyordum. 7 Mayıs günü kapıdaki güvenlik görevlisi 'Hülya hanım talimat var, içeriye girmeniz yasak' dedi. Nedenini sorduğumda, 'Göbeğiniz açık. Yönetmenliklere aykırı davrandığınız söylendi' yanıtını verdi. Hemen Valiliğe gittim ancak mesai bitmişti. Ertesi gün ve sonraki gün de öğretmenevine gittim, yine alınmadım. Göbeğim açık falan da değildi. Valiliğe ve Milli Eğitime gidip dilekçe verdim. Haksızlığı duyurabilmek için basına intikal ettirdim."
YÖNETİMİN DAYATMASI
Gaziantep Öğretmenevi'ndeki sorunun, yeni yönetimle başladığını öne süren Hülya Keskin, 'Bizim gibi giyin, bizim gibi davran' dayatmasıyla karşı karşıya kaldığını savundu. Yönetmeliğe aykırı giyinenlerin rahatlıkla öğretmenevine girip çıktığını iddia eden Keskin, "Bu olaydan önce benimle beraber orada kalan türbanlı arkadaşlarım vardı,birlikte okey de oynuyorduk. Bazı kişilerin yakınları gelip kalıyordu, yönetmenliğe ters düşen kılık kıyafetlerle üstelik. Yönetim önce içki içmeyi yasakladı sonra da insanların kıyafetleri ile uğraşmaya başladı" diye konuştu.
Medyaya yansıyan 'kara çarşaflı kadın' tartışmasının 'komploydu, komplo değildi' boyutunu da değerlendiren Keskin, "Basın açıklaması yaptığım sırada, gazeteciler öğretmenevine giriş kartımı göstermemi istediler. Çantamdan çıkartıp gösterdim, yerine koyarken çarşaflı kadının resmini çektiklerini gördüm. Kadın, kızarak uzaklaştı. Sonradan kadının öğretmenevinin bahçesinden geçen yolu kısa olduğu için tercih ettiği söylendi. Orası yol geçen hanı değil ki... Orada güvenlik görevlisi var, neden müsaade etmiş peki ona? Yani kural varsa herkese uygulansın. Ancak bunlar hikaye. Öğretmenevinde hala yönetmenliklere aykırı yatıp kalkanlar var onlarla ilgili hiçbir yaptırım yok" yorumunu yaptı.
Gaziantep Öğretmenevi haberlerinin 20 gün ülke gündemini işgal ettiğini ifade eden Keskin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir kere altını çizerek söylüyorum, Benim söylediklerimin değil, gazetelerin kendi istedikleri gibi yaptıkları haberlerin yayınlandığını gördüm. Hakkımın gasp edildiğini öne sürdüm. Ancak bir medya kuruluşu olayı laikliğe saldırı, diğeri ise olaya ahlaki bir boyut da katarak laiklik ve laiklik karşıtı tartışmaya dönüştürdü. Bu tartışmada resmen kullanıldım. Ben onların özel sorunlarının aracı değilim, malzemesi hiç değilim. Ne söylesek farklı aktardılar. Türkiye'de ve dünyada o kadar çok sorun varken, benim göbeğimi yirmi gün boyunca tartıştırdılar."
OLMAYAN NİŞANLIDAN BORÇ
Öğretmenevi tartışmalarıyla birlikte kendi özel yaşamının da doğru olmayan haberlerle ortalığa döküldüğünü söyleyen Keskin, olmayan erkek arkadaşından borç para aldığına dair haberlerin bile yapıldığını belirtti. Haberlerin ardından ölüm tehditleri aldığını, psikolojisinin bozulduğunu vurgulayan Keskin, "Annemle babamın halini siz düşünün. Ancak beni karalayanlardan, benim özel yaşamımı asılsızca yazanlardan tek tek hesap soracağım. Avukat tuttum. Yakında bu gazeteler hakkında dava açacağım."