Öğretmen alınırsa vergi artacak!

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuya personel alımıyla ilgili gerekirse öğretmenlere öncelik verebileceklerini söyledi. Şimşek, “Gerekirse kamunun hiçbir birimine eleman almayıp sadece öğretmen alırız.” dedi.

Bakan Şimşek, Kamu-Özel işbirlikleri konferansında sunum yaparak, katılımcıların sorularını cevapladı. “Bütçe planlarında kamuya 74 bin eleman alacağınızı söylediniz. Bunların 34 bini sadece hekimler olacak demiştiniz. Ancak Başbakan toplamda 50 bin öğretmen alınacağını söyledi. Bu rakamlar doğrultusunda planlarınızda bir değişiklik mi olacak.” sorusu üzerine Maliye Bakanı, şunları söyledi:

YA BORÇ YA VERGİ 

“Doğrusu biz bütçe kanununda öngördüğümüz kadroların dağılımını henüz yapmadık. Bütçe kanunu plan bütçede kabul edildi. Bundan sonra o kanunda harcama artıracak bir değişiklik yapamayız. Gelecek sene bir durum değerlendirmesi yapacağız. Gerekirse kamunun diğer birimlerine hiç eleman vermeyeceğiz. Öyle olması gerekirse öyle olur. Ama bu konuda bir karar alınmadı. Başbakanımızın taktirinde eğer bu kadroların büyük bir kısmını Milli Eğitime vereceğiz diğer birimlere hiç eleman almayalım derse bu bizim için bir talimattır. Öyle yaparız. Daha fazla eleman alalım derse o da değerlendirilir ona göre bütçeye yansımasını sınırlandırmak için tedbirler alırız. Ya borçlanmamız lazım ya da vergiyi artırmamız lazım. Bu kadar açık ve net.”

"BANKALARIN ÜZERİNE ÇOK GİTMİYORUZ, ONLARI SAĞLAMA ALMAK İSTİYORUZ"

Şimşek, BDDK’nın yaptığı son düzenlemelerin bankacılık sektörünü sağlama almaya yönelik oldueğunu ifade ederek, “Bankalara çok mu yükleniyor; tabi son dönemde alınan tedbirler bankalarda böyle bir algıyı uyandırmış olabilir ama biz bankacılık sektörümüzün karlı ve sağlım olması için bu tedbirleri alıyoruz. Piyasaların etkin olmadığını 2008-2009 da anladık piyasalar hem kendine hem de ekonomiye çok ciddi zararlar verebiliyor kendi başlarına bırakılırsa. Biz artık biraz daha müdahaleci, rekabeti sınırlamayan müdahale tavrındayız. Özetle BDDK’nın aldığı tedbirler, gidip gıda ürünü 18 ay taksitlendirmesi doğru mu biz bunlara sınırlama getirdik” diye konuştu.

Tüketici kredilerindeki artışın sürdürülebilir olmadığına işaret eden Mehmet Şimşek, makro ihtiyati yaklaşım içinde, cari açık sorunu varken kredi artışlarındaki yüksekliğin iyi olmadığını savundu. KOBİ’lere, ihracatçıya kredileri özendirdiklerini vurgulayan Maliye Bakanı, şöyle devam etti:

“Proje kredilerini özendiriyoruz. KOBİ’lere, ihracatçıya biz krediyi özendiriyoruz. Ama hane halkının borcunu daha da artıracak ya da bankaları risk altına alacak trendleri yakından izliyoruz ve onları zaman zaman sınırlamaya çalışıyoruz. Türkiye de hane halkını dövizle borçlanmasını yasakladık. Çünkü doğu Avrupa’da çok ciddi sorunlar yaşandı. Bu sene eğer böyle bir yasak olmasaydı liradaki değer kaybı vatandaşlara çok kötü yansıyacaktı. Biz tüketici kredilerine sabit faizle yapılmasına izin veriyoruz. Değişken kredilerle kredi verilmesine izin vermiyoruz. Biz burada hem vatandaşı hem bankacılık sektörünü korumaya çalışıyoruz. Kamu finansman dengemiz çok iyi hane halkı borçluluk seviyemiz makul. Şimdi biz bu seviyeyi korumaya çalışıyoruz.”

"TEDBİRLER BÜYÜMEYİ SINIRLANDIRABİLİR, ÖNEMLİ OLAN KALİTELİ BÜYÜME"

Maliye Bakanı Şimşek, kısa vadede alınan makro ihtiyati tedbirlerin büyümeyi sınırlayıcı etkide bulunabileceğine de değinerek, “Biz daha mütevazi bir büyümeyi öngörüyoruz zaten. Türkiye yapısal reformlar devreye gidip cari açığı yönetilebilir daha düşük düzeylere çekene kadar Türkiye’nin mütevazi büyüme oranlarıyla devam etmesini sağlıklı buluyoruz. Her ne kadar İran’la yapılan anlaşma büyük olsa da alınan tedbirler büyümeyi sınırlandıracaktır.” ifadelerini kullandı. İran’la yapılan anlaşmanın çok önemli olduğunu öne süren Şimşek, şöyle konuştu:

"Bizim komşularla daha çok ihracat yapmamız mümkün olabilir ama komşularımızın daha demokratik daha istikrarlı olması gerekiyor. İran’la bu sorunun çözülmesi bizi iki türlü etkiler. Birincisi jeopolotik gerginlikler genelde uluslararası enerji fiyatlarına bir risk pirimi olarak yansıyor. İkincisi komşularımızın dünyayla az sorunlu olması. İran’a büyük bir ambargo uygulanıyor bu bizim ihracatımızı olumsuz etkiliyor. Bu ambargo kalkarsa Türkiye ile ticaret hacmini birkaç kat artırabilir. Bu anlaşma vatandaşa doğrudan doğruya turizm ticaret olarak etkileyecektir."