Öğrencilerden polise suç duyurusu
Abone olYürüyüşten önce bir basın açıklaması yapan öğrenciler AKP ve YÖK'ü eleştiren bir bildiri okudu...
Beyazıt Meydanı'nda toplanan bir grup üniversite öğrencisi,
Üniversite Kurultaya Sonuç Bildirgesi'ni okuduktan sonra, İstanbul
Adliyesi'ne kadar yürüyerek geçtiğimiz Cuma günü meydana gelen ve
çok sayıda öğrencinin yaralanması olayında görevli polis memurları
hakkında suç duyurusunda bulundu. Öğle saatlerinde, Beyazıt
Meydanı'nda toplanan ve ellerinde "Üniversiteler bizimdir" yazılı
bir pankart taşıyan üniversite öğrencisi yaklaşık 50 kişi, YÖK Yasa
Tasarısı'na ilişkin Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve YÖK'ü
eleştiren Üniversite Kurultayı Sonuç Bildirgesi'ni okudu.
Öğrencilere, DİSK, Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliği
(TMMOB), İstanbul Tabipler Odası ve Halk Evleri üyelerinden destek
geldi. Üniversite Kurultayı Sonuç Bildirgesi'nde, "Türkiye'nin 32
üniversitesinde yaklaşık 5 aydır sürdürdüğümüz kurultayımızı bugün
noktalandırıyoruz. Uzun zamandır üniversiteler üzerine YÖK ve AK
Parti arasında tartışmanın, üniversitenin gerçek taleplerini
kapsamadığını ve üniversitelerin gerçek sahiplerinin bu tartışmadan
sürekli dışlandığını söylemiştik. 12 Eylül askeri darbesiyle
kurulan YÖK sistemi, yıllarca bir çok öğretim üyesinin ve
öğrencinin üniversitelerden atılmasına neden olmuş,
üniversitelerimiz polis karakoluna dönüştürülmüştür.
Üniversitelerin gerçek sahipleri, buralara hakim olmaya çalışan YÖK
ve AK Parti ya da sermaye değil, öğretim üyeleri, üniversite
çalışanları ve öğrencilerdir" ifadelerine yer verildi. Öğrencilere
destek olmak için Beyazıt Meydanı'nda bir araya gelen kitle örgütü
temsilcileri de, AK Parti'yi ve YÖK'ü eleştiren konuşmalar yaptılar
ve geçen Cuma Beyazıt Kampusu'nda çok sayıda öğrenin yaralanmasıyla
sonuçlanan olayları kınadı. Öğrenci grubu basın açıklamasının
ardından, Cuma günü meydana gelen ve bir çok öğrencinin
yaralanmasına neden olan polis müdahalesi hakkında suç duyurusunda
bulunmak üzere yürüyerek İstanbul Adliyesi'ne geldi. Grup adına
adliye önünde avukat Alptekin Ocak bir açıklama yaptı. Ocak,
"İstanbul Üniversitesi'nde anti-demokratik uygulamalar hala devam
ediyor. 8 Mayıs tarihinde YÖK Yasa Tasarısı'yla ilgili yapılan
protestoda, İstanbul Üniversitesi öğrencilerine müdahale yapılmış,
çıkan arbede sırasında 4 öğrencinin ayağı kırılmıştır. Onlarca
öğrenci de aldığı darbelerden dolayı travma geçirmiştir. Yapılan
müdahalede, hukuksuz, orantısız ve gereksiz şiddet vardır" dedi.
Ocak'ın basın açıklamasının ardından adliyeye giren 25 öğrenci,
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Üniversite öğrencileri, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Nur
Sertel'in, "Görevi kötüye kullanmak", "Yalan beyanda bulunmak",
"Yaralamaya sebebiyet vermek" ve "Kamu malına zarar vermek"; polis
amirleri ve memurlarının ise "Müessir fiil, insanlık dışı ve onur
kırıcı muamele", "Görevi kötüye kullanma" ve "Keyfi gözaltı"
suçlarından cezalandırılmaları istedi. Suç duyurusu dilekçesinde şu
bilgilere yer verildi: "İstanbul Üniversitesi Merkez Kampusu'nda 2
günlük Demokratik Üniversite Kurultayı düzenlenmiştir. Türkiye'nin
30 ilinden öğrenciler ve akademisyenler gelmiştir. Etkinliğin 1.
günü Beyazıt'a yapılacak, 2. günü ise Boğaziçi Üniversitesi'nde
şenlikle devam edecekti. Yetkililerle yapılan görüşmede, şehir
dışından gelenlerle birlikte gece üniversite bahçesinde kalınması,
sabah da Boğaziçi Üniversitesi'ne geçilmesi yönünde anlaşılmıştır.
Gece 02.00 sıralarında polis topluluk halinde saldırmaya başladı.
Biz anfiye sığındık. Polisler bulunduğumuz anfiye 20-30 tane gaz
bombası atarak kapıyı kapadı. O sırada 4 arkadaşımızın camdan
düştüğünü gördük. Bu tür gaz bombalarının kapalı mekanlarda
öldürücü etkisinin olduğu gerek Adli Tıp gerekse Tabip Odası
belgeleriyle açıktır. Polis tarafından bu şekilde müdahale
edilmesi, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Nur Sertel'in
yazısı üzerine olmuştur. Sertel, olayı çarpıtarak, yasadışı
sloganlar atıldığı ve ateş yakıldığını iddia etmiştir. Bir eğitim
üyesine yakışmayacak bir şekilde yalan beyanda bulunarak polisi
üzerimize saldırtmıştır." Suç duyurusunun ardından grup, polisin
aldığı geniş güvenlik önlemleri arısında olaysız bir şekilde
dağıldı.