Aslında Danıştay 8. Dairesi'nin "Öğrenci
andı" ile ilgili aldığı karar hakkında yazmayı
düşünmüyordum. Ancak mesele öyle saçma bir noktaya getirildi ki bu
aşamadan sonra değinmemek mümkün değil.
Hani neredeyse, "Andımızın okunmasına karşı çıkanlar
Türk düşmanı, Türkiye
düşmanıdır" diyecekler.
Dün gece konuk olduğum bir televizyon programında söylediğimi izin
verirseniz buradan da tekrar edeceğim.
Aynı şeyi on yıllar boyunca yaptık, yaptırdık da sonuç ne oldu
birader? Okul kapılarında büyüklerini saymaya, küçüklerini
sevmeye yemin edenler nerede? Büyüklere saygıyı geçtim,
küçüklere cinsel istismarda dünya rekoruna
koşuyoruz.
Yurdunu, milletini özünden çok sevme andı içenler şu
aralar ülkesine, milletine ihanet etmekle
meşgul. "Ülkemize müdahale etmenize razıyız. Yeter ki
bizi bu Tayyip'ten kurtarın" diyenleri unuttuk
mu?
On binlerce Fetö'cü terörist yıllar yılı andımızı okudu da ne oldu?
Şu ülkeye en büyük ihaneti onlar yapmadı mı? Yurdunu, milletini
bombalayanlar onlar değil miydi?
Sahi...
Can Dündar gibiler andımızı okudu da ne oldu?
Azılı bir vatan ve millet düşmanı olmadı mı? nerede şu anda,
hangi ülkenin kucağında ve yurdu için, milleti için ne söylüyor?
Hangi bayrağa sarılıp uyuyor söyler misiniz?
Yıllar yılı yüzbinlerce Kürt gencine cebren öğrenci andı okutuldu
da ne oldu? Dağa çıkmalarına, ülkeye terörist olarak dönmelerine
engel olabildik mi?
Ya peki, "Ben olsam Ramazan Ayı'nda
saldırırım" diyerek onlara katliam için yol yordam
gösteren köşe yazarlarına ne demeli?
Uzatmayayım...
Mesele bir şeyi okumakla olmuyor. Olsaydı şimdiye kadar olurdu ama
örneklerden de görüleceği üzere olmuyor.
Şu halimize bir bakın Allah aşkına...
Bu ülkede Kur-an okuyarak büyüyenlerden bazıları azılı hırsız,
andımızı okuyanlardan bazıları ise hain olup çıktı! Toplum olarak
günden güne çürüyoruz.
Böylesine içler acısı bir durumdayken, Danıştay 8'inci Dairesi'nin
aldığı kararı uygulasak ne olacak?
Ha...
Alınan karara ve yapılan, "Andımızı istemeyen Türkiye
düşmanıdır" yorumlarına da kısaca cevap vereyim. Ben,
bu ülkeyi canımdan aziz bilen bir ferdim.
Ve fakat...
Öğrenci andının okul kapılarında okutulmasına karşı çıkanlardan
biriyim. Bu ülkede Kürt çocuklarına, ya
da bazı azınlıklara kanun zoruyla "Ne mutlu
Türküm diyene" dedirtilmesini doğru
bulmuyorum. Dün de doğru bulmuyordum, bugün de doğru
bulmuyorum.
İlkokul çağındaki bir öğrenci velisi olarak söylüyorum.
Hiçbir kurum veya kuruluşun, çocuğuma okul kapılarında öğrenci
andı okutmasına rıza göstermem. Mesele vatan ve millet
sevgisiyse, mesele büyükleri sayma, küçükleri sevme meselesiyse bu
işi ben yapıyorum zaten.
Devlet bu konuda gölge etmesin, başka ihsan istemez!