Oğlu, Eşref Bitlis'i öldürenleri açıkladı
Abone ol1993'de uçak kazasında ölen Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis ile ilgili dosya 2 ay sonra zaman aşımına uğruyor.
Tarık Bitlis, dönemin Jandarma Genel Komutanı olan
babası Eşref Bitlis'i yabancı servislerin öldürdüğünü iddia
etti.
Soruşturma sürecinde yol alınamaması Eşref Bitlis'in ölümü üzerindeki gizemi daha da büyüttü.
ABD VE JİTEM'DEN RAHATSIZDI Bitlis, bölgede konuşlanmış durumda bulunan Çekiç Güç Kuvvetlerinin Türkiye'den ayrılması gerektiğini söylüyordu. Bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri büyükelçiliği tarafından birkaç defa hükümete şikayet edildiği ortaya çıkmıştı. 17 Aralık 1992'de Çekiç Güç'e bağlı Amerikan savaş uçakları, kendilerine bildirildiği halde Irak'ın Selahattin kentine gitmekte olan Bitlis'in helikopterine taciz uçuşu yaptı ve helikopteri inişe zorladı. Komutanlığı döneminde JİTEM'in kurularak yargısız infazların yapılmasına ve itirafçılarla birlikte silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yapılmasına karşı çıktığı da basına yansımıştı. |
İşte tam bu noktada şüpheli bir şekilde ölen Eşref Bitlis'in
oğlu Tarık Bitlis'ten şok bir iddia geldi. Bitlis, 1993 yılında
ölen babasının ölümüyle ilgili CNN Türk'e şunları söyledi:
"Bence babamı yabancı servisler öldürdü. Eşref Bitlis hiç bir zaman içeride terörist grup tarafından katledilmiş olamaz. Olsaydı zaten bugüne kadar bu gruplar bu başarılı eylemlerini kamoyuna lanse ederek güçlerini göstermişlerdi. Eşref Bitlis'in kişisel bir düşmanı da olamaz. O halde taşeronları Türkiye'de olsa bile buna çeşitli isimler koyabilirsiniz. Ama bunun altından muhakkak yabancı örgütle çıkacaktır. Gizli Servisler.
TÜRKİYE KATİLLERLE YÜZLEŞMEYE HAZIR DEĞİL
Babamın katilleriyle bu aşamada Türkiye yüzleşmeye hazır değil. MİT ve Emniyet bu konuda bir tek cümle dahi savcılığa aktaramamıştır. Bu ne yaman bir çelişkidir. Bu ülkenin MİT'i bu konuyla ilgili hiçbir şey bilmiyor. Aynı MİT Ergenekon'un ikinci sırasına Eşref Bitlis'i koymuş.
ÇEKİÇ GÜÇ'E ŞİDDETLE KARŞIYDI
Eşref Bitlis'in o dönem Çekiç Güç ile ilgili verdiği rapor önce
Genelkurmay'da sonra Cumhurbaşkanı'na ulaştırıldığı zaten basın
tarafından biliniyor. Bu raporun içeği kısaca ve özetle Amerikan
kuvvetlerinin o sırada PKK'ya yardım ettiği ve o bölgede yaptığı
çalışmalarla o bölge halkına zarar vereceği Özel Kuvvetler'in bölge
halkına yanlış tutum ve davranış içinde olduğu konusudur. Yani
tamamen Amerika'ya karşı söylenmiş yazılmış Genelkurmay Başkanı'na
ve Cumhurbaşkanı'na sunulmuş raporlardır. "
KAZA DEĞİL SABOTAJ
1993’te Org. Eşref Bitlis’in düşen uçağıyla ilgili kazada
bilirkişilik yapan İTÜ Uçak Mühendisliği’nden Prof. Ahmet Yüksel, 2
yıl önce CNNTürk’e yaptığı açıklamada kaza değil sabotaj olduğunu
açıklamıştı.
1993 yılında uçak kazazında hayatını kaybeden Jandarma Genel
Komutanı Eref Bitlis'in ölümünün arkasındaki sır perdesi '5N 1K'
programında aralanmaya çalışıldı. 1993’teki kaza dosyasını
inceleyen İTÜ uçak mühendislerinden Prof. Dr. Ahmet Nuri Yüksel'in
söyledikleri çarpıcıydı.
HANGAR YOL GEÇEN HANI
Uçağın bulunduğu hangarda kazadan bir gün önce nöbet tutan askerin
tedbirsizliğine dikkat çektiği "Hangarın tepesinde ölü gözü gibi
lamba yanıyor. Hangara çok rahat oğlaklar da girer insanlar da"
ifadesine yer verdi.
BİLİRKİŞİYE SABOTOJ İHTİMALİ SORULMADI
1996 yılında hazırladığı raporla ilgili mahkeme bilirkişisi olarak
kendilerine sorulan sorular arasında ‘sabotaj olasılığının’
olmadığını söylemesi dikkat çekti.
BUZLANMA, YA DA MOTOR ARIZASI YOKTU
Kendilerinin verdiği raporda pilotaj hatası veya motor arızasına
rastlanmadığını, buzlanma olasılığının bulunmadığının ortaya
çıktığını belirten Yüksel'in şu sözleri ilgi çekiciydi:
"Motorun dışında bir tahrifat olmamasına karşın, motorun
içinde kaza dışı bir patlama meydana geldiği anlaşıldı. Perdelerde
1000 derece sıcaklıkta meydana gelemeyecek çizikler vardı.
Raporlarında kendilerine sorulmadığı halde sabotaj olasılığının
değerlendirilmesi gerektiğini yazdık."
ESRARENGİZ ÖLÜMLER
Eşref Bitlis'in ölümünü takip eden 8 ay içinde en yakın
çalışma arkadaşları esrarengiz şekilde öldüler.
Kazım Çillioğlu (Jandarma Albay): 17 Şubat'ta
Bitlis'in düşen uçağına son anda binmekten vazgeçti. Bir yıl sonra
Diyarbakır'da Jandarma lojmanlarında ölü bulundu. Dindar bir
insandı, o gün oruçluydu. İntihar ettiği açıklandı.
Bahtiyar Aydın (Jandarma Tuğgeneral): Lice'de
Jandarma Bölük Komutanlığı bahçesinde açılan ateş sonucu şehit
düştü. Kurşunun nereden geldiği hiç bulunamadı. Canwas suikast
silahı ile ateş edildiği anlaşıldı.
Cem Ersever (Jandarma Kurmay Binbaşı: Jandarma
İstihbarat Teşkilatı ile ilgili önemli açıklamalar yaptıktan sonra
iki arkadaşı ile birlikte öldürüldü. Cesetleri elleri arkadan
bağlanmış kafasına kurşun sıkılmış olarak Ankara'daki çeşitli
Jandarma bölgelerinde bulundu. Faliler bulunamadı.