OECD'den çok önemli Türkiye raporu
Abone olEkonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) Türkiye'yi değerlendirdi. Türkiye'nin dönüm noktasında bulunduğuna dikkat çeken OECD raporundra şu tespitler yapılıyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) açıkladığı
raporda, ''Türkiye'nin bir dönüm noktasında bulunduğu, bir takım
tuzakları aşabildiği takdirde, sağlam bir büyüme rotasına
girebileceği'' belirtildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
ziyareti vesilesiyle hazırlanan raporda, Avrupa komisyonu'nun
Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlanması yönündeki
tavsiyesi Aralık ayında onaylandığı takdirde, uluslararası desteğin
artacağı ve Türkiye'nin sağlam bir büyüme rotasına geçmesinin
kolaylaşacağı bildirildi. OECD Türkiye raporunda, Türkiye'nin 2001
yılında düştüğü tarihinin en ciddi krizinden sonra çabuk
toparlanarak, OECD üyeleri arasında en yüksek ekonomik büyüme
gösterenlerden biri haline geldiği hatırlatıldı. Raporda, 2002
yılında yüzde 8, 2003 yılında yüzde 6 gibi yüksek oranlarda
gerçekleşen ekonomik büyüme hızının, bu yıl yüzde 8'in üzerine
çıkarak, hükümetin hedefini aşacağı vurgulandı. ÜÇ TUZAK Raporda,
Türkiye'nin geçmişteki krizlere neden olan ve ekonomik büyüme
yolunda istikrarlı biçimde kalamamasına neden olan ''3 tuzak''
bulunduğu ifade edilirken, AB üyeliği perspektifi içinde
Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası ile yakın işbirliği
çerçevesinde benimsenen yeni parasal ve mali politikalar çevrçevesi
ve uygulanan yapısal reformların, bu tuzaklardan kurtulma fırsatı
açtığı kaydedildi. Raporda şimdiye dek Türkiye'nin istikrarlı bir
büyüme tutturmasını engelleyen bu ''tuzaklar'' ise ''güven
düşüklüğü, zayıf yönetişim ve kayıt dışı sektörün büyüklüğü''
olarak gösterildi. KAZANIMLAR, RİSKLER, TAVSİYELER OECD raporunda,
Türkiye'nin uyguladığı yeni ekonomik politikaların önemli
gelişmeler sağlamakla birlikte, bazı risk ve belirsizlikler de
bulunduğu ifade edilirken, Türkiye ekonomisine dönük görüş ve
öneriler şöyle özetlendi: -Sıkı para ve maliye politikaları güveni
artırıp, risk primini küçülttü ve böylece büyümeyi besledi. Buna
karşılık cari açık genişledi. Borçların döndürülebilirliği için
makroekonomik politika, yüksek bir faiz dışı fazlaya dayanmaya
devam etmeli ve enflasyonun düşmesine yönelik sıkı para
politikaları sürdürülmeli. Ekonominin büyümesine paralel cari
açığın da büyümesi riski gözden kaçırılmamalı, bu bağlamda yetkili
makamlanr mali politikaların gevşetilmesi yönündeki ayartmalara
kapılmamalı. Yüksek ekonomik büyümeden kaynaklanan fazladan
gelirler, borçların azaltılmasında kullanılmalı. -Harcamaların
öncelikli ve büyüme getiren alanlara yöneltilmesiyle mali
konsolidasyonun (bütünlük) kalitesi yükseltilmeli. Adalet, eğitim
ve altyapı gibi temel kamu hizmetleri güçlendirilmeli. Yeni kamu
harcalamaları yönetim sistemi etkinlikle ve hızla uygulanmalı,
bakanlıklar arasında gerekli know-how aktarımı yapılmalı ve yeni
sistemin güvenilirliğini güçlendirmek ve en etkili harcama
uygulamalarını yerleştirmek için etkili bir denetim altyapısı
kurulmalı. Kamu bütçe reformu sonucunda harcama ve hizmet
yetkilerinin merkezden yerel ve alt kademelere devredilmesi sonucu
çıkabilecek aksamaların önlenmesi için mali disiplin, maliyet
tasarrufu ve hizmet kalitesinden taviz verilmemeli. -Güçlü bir
performans gösteren Türkiye ekonomisinin ve iş orrtamının yüzde
50'sini oluşturan ve böylece vergi tabanının daralmasına neden olan
kayıt dışı sektörün küçültülmesi için gereken önlemler alınmalı.
Yasal önlemler ve ekonomik teşviklere dayalı bir strateji
çerçevesinde kayıt dışı sektör küçültülmeli. Özelleştirilmelere hız
verilmeli.