Ödüllü mimar Erçin Polat: Londra’da en çok Windsor Şatosu’ndan etkilendim
Abone olModern ve endüstriyel mimari tasarımları ile dikkat çeken ödüllü mimar Erçin Polat aynı zamanda bir gezgin. Londra gezisi sırasında gezdiği yapılar arsında ise en fazla Windsor Şatosu’ndan etkilendiğini söyledi.
Londra tarihinin en eski yapılarından olan Windsor Şatosu, dünya üzerinde halen kullanımda olan en eski ve en büyük şatosu olarak değerlendiriliyor. 11.YY’de Kral 1. William döneminde yapılan bu şatonun yapılış amacı savunmadır. Zamanla yapılan ek binalarla bugünkü şaşalı görünümüne kavuşmuştur.
Üniversite yıllarında adım adım gezdiği Londra şehir merkezinde parklardan sonra en çok sarayları beğendiğini söyleyen Erçin Polat “Londra başlı başına harika bir şehir. Ama en çok saraylarının ihtişamı ile parklarının doğal güzelliklerine hayran kalıyor insan. Beni en çok etkileyen Windsor Şatosu ve Hyde Park oldu. Windsor Şatosu, tarihin hala yaşam sürdürülen, bilinen en eski ve en büyük şatosu olarak kayıtlara geçmiş. Bu şatonun mimari yapısının yanında peyzaj alanları da insanı büyüleyecek kadar güzel. Hatta bahçede Kraliçe Mary ile karşılaşsanız şaşırmaz ve yadırgamazsınız. Orijinal yapısını hala koruyan şato, dünya savaşları sırasında bazı hasarlar almış ama aslına uygun restore edilmiş elbette. Bizim ülkemizdeki restorasyon çalışmaları da bu kadar kaliteli olsa diye düşünmeden edemiyor insan.” Sözleriyle bu konudaki düşüncelerini dile getirdi.
Hyde Park 500 yıldır Londra’nın ortasında hayatta kalmayı başarmış
İlk zamanlar bir av alanı olarak değerlendirilen bu park zaman içinde halkın kullanımına açılmıştır. 1 milyon 416 bin m2 olan kullanım alanı ile dünyanın en ünlü şehir parkı olarak ünlenmiştir. Bu parkın peyzaj tasarımlarına hayran olduğunu söyleyen Erçin Polat, “Hyde Park 500 yıldır Londra’nın ortasında hayatta kalmayı başarmış bir park olarak ziyaretçileri kendine hayran bırakıyor. Ancak beni en çok etkileyen, parkın alanının zaman içinde küçülmek yerine daha da büyümesi oldu. Üstelik arsa fiyatlarının servet değerinde olduğu bir şehirde bu oldukça şaşırtıcı geldi bana. Büyük rant değeri olan arazinin küçük bir parçasının alınsa inşa edilen yapıların kira gelirleri ile ömürlük masrafı karşılanabilir. Ama ne Londra belediye yönetimi ne de kraliyet ailesi bunu akıllarından bile geçirmiyor. Umarım bu güzel bilinç bir gün bizim ülkemizdeki belediyecilik anlayışına da hâkim olur” sözleriyle de hayranlığını ifade etti.