Öcalan'ın mektubu BDP'ye ulaştı
Abone olGrubunun toplantısında konuşan Demirtaş hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ı sert sözlerle eleştirdi. İmralı süreci ile ilgili de konuşan Demirtaş yapılması gerekenleri tek tek sıraladı
İNTERNETHABER.COM-
Öcalan'ın sürece ilişkin görüşleriyle yol
haritasını içeren mektuplardan biri BDP Eşbaşkanı Selahattin
Demirtaş'a ulaştı.
Grubunun toplantısında konuşan Demirtaş mektubun kendilerine ulaştığını söyledi fakat içerik ile ilgili detaya girmedi. Süreçle ilgili konuşan Demirtaş hükümetin söylemi, üslubu ve atacağı adımların belirleyici olacağının altını çizdi.
Adaya üçüncü heyetin gideceği sinyalini de
veren Demirtaş, ''Süreci en hızlı şekilde zamana yayamadan
işletmek için gerekeni yapacağız. Bu konudaki yaklaşımları derleyip
toplayıp belki üçüncü heyetle hazırlığımızı sürdüreceğiz. Hükümetin
atacağı adımlar sürecin geleceğini belirleyecek en önemli şeydir.
Tek başına Ak Parti bu süreci götüremez. Gücü yetmediği için değil
demokrasi anlayışı yetmediği için götüremez.''
dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş grubunun toplantısında konuştu.. İşte Demirtaş'ın konuşmasından satır başları;
BUNUN İÇİN ANKETLERE BAKMAYA GEREK
YOK
Neredeyse 2 aydır gündem İmralı süreci. Bizde tüm gelişmeleri izliyoruz katkı sunuyoruz. Sürecin ayaklarının sağlam yere basması konusunda fedakarlık gösteriyoruz.
Kamuoyu tüm gelişmeleri izliyor. Kamuoyunun desteğinin altında yatan şey barışa özlem duymaktır.Bunun içn anketlere bakmaya gerek yok. İnsanların gözüne bakmak yeterli. Halk bu müzakerelerin barışı getireceğine inanıyor.
AK Parti hükümeti kendini merkeze koyarak bu ülkeye barışı tek başına barışı getiremeyecğini biliyor. Bu ülkeye barış gelecekse oylarımıza bakmayalım. Biz barışı oraya endekslersek ilk tökezlemede barıştan vazgeçmek lazım. Anketler düşüşü gösterirse ne yapacağız. Madem el birliği ile yola çıktık diyorsak popülist yaklaşımı bırakacağız. Ben ülkeye barışı zembilli indiriyorum diyerek diğerlerini görmemek hesapçılıktır. Bu bizde kaygı uyandırıyor.
İkinci kaygımız hükümetin yol haritası belli değildir. Bu işi siyasetle çözme taraftarıyız. Müzakere barışçıl yöntemlerle bunu savunmak ilkesel duruşumuzdur. Ama kalıcı barışın da bu ilkelerin altının doldurulması gerekiyor. Barış demekle barış gelmez. Sağlam adımlarla güven veren hızlı adımlarla ilerlemekte fayda duyuyoruz.
ÖCALAN'IN MEKTUPLARI ELİMİZE ULAŞTI
Süreç eğer gerçekten kritik aşamlarda sağlam iplerle bağlanmak isteniyorsa hükümetin söylemi üslubu atacağı adımalar belireyeceği olacaktır. Hükümet atması gereken adımları uzatmadan atma cesaretini gösterecek mi? İmralı'dan mektuplar ulaştı.
ÜÇÜNCÜ HEYETLE HAZIRLIĞIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ
Süreci en hızlı şekilde zamana yayamadan işletmek için gerekeni yapacağız. Bu konudaki yaklaşımları derleyip toplayıp belki üçüncü heyetle hazırlığımızı sürdüreceğiz. Hükümetin atacağı adımlar sürecin geleceğini belirleyecek en önemli şeydir. Tek başına Ak Parti bu süreci götüremez. Gücü yetmediği için değil demokrasi anlayışı yetmediği için götüremez.
BİZ SÜRECİ DESTEKLİYORUZ AK PARTİ'Yİ DESTEKLEMİYORUZ
Biz bu süreci destekliyoruz biz Ak Parti'yi desteklemiyoruz. Bizim partimizin programı var bizim arkasında durdurğumuz demokratik çözüm anlayışı odur. Biz ilkesel duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Biz mevcut yönetim Ak Parti'de olduğu için bu sürecin tartışmasını, görüşmesini yaparız ama bunları yaparken bunun da farkındayız. Biz AK Parti'nin Türkiye'nin derdine derman olmayan politikalarının farkındayız. Ak Parti stratejik zihniyet değişikliğine gidecek mi? Onu merak ediyoruz. Tekçi anlayış değişebilecek mi?
Köklü zihniyet değişikliği olmadan klasik anlayışla bu sorunu çözeriz anlayışı dayatılırsa bizim kaygımız odur ki demokrasi, özgürlük çıkmayacak. Biz değiştirmek için mücadele ediyoruz. Kürt sorununu yaratan zihniyet bugün çıkıp bize demokrasi dersi veremez önce kendilerine baksınlar bakalım.
BAŞBAKAN İLK BU KONUYA EL ATMALI
Basın özgür değilse medya çalışamıyorsa o toplumun gerçeğe ulaşma şansı yoktur. Dersim katliamını yazamayan basın, Sivas'ı Maraş'ı yazamayan basın bugün maalesef barışın gelişmesi yönünde ciddi rol oynamamıştır. Başbakan özgürlükten söz ediyorsa ilk el atması gereken basın özgürlüğüdür. Başbakan'ın artık 'gazeteciler terörist diye içerde' lafından vazgeçmesi lazım.
BU DEVLETİN HADDİ Mİ?
Göstermelik Alevi çalıştayları ile Alevilerin kendi arasında parçalanması anlayışında olmadık. Bizler siyasi partiler olarak gerek Alevilerin gerek diğer inanç topluluklarının kendi talepleri neyse onları değiştirmeden savunuyoruz.
Biz Alevi diyalog toplantısında da sizin söylediklerinizi
savunmakla mükellefiz dedik.
Biz hiçbir mezhep ayrımı yapmıyoruz diyen zihnin geçen gün
söyledikleri ile facia ortaya çıktı. Diyorlar ki 'Aleviler
diyanetin karar verdiği yerde ibadet yapabilirler. Onun haricinde
nerde ibadet ediyorlarsa kabul görmez' diyorlar.
Onun ibadetinin geçerli olup olmadığı devletin sorumluluğunda olabilir mi? Bunu tanımlamak devletin haddine midir?
DİYANET YOKKEN İNSANLAR NAMAZ KILMAYI BİLMİYOR MUYDU?
Alevilir Cemavine ibadethane diyorlar. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır dediğimizde bazı çevreler kıyamet kopardı. Birileri BDP dinsizliği önerdi diye yaygara koparttı. Diyanet kalkınca din kalkıyor mu? Diyanet, devletin kendi oluşturduğu din anlayışını topluma empoze etme kurumudur. Diyanet yokken insanlar namaz kılmayı bilmiyor muydu? Siz Diyaneti kurunca mı insanların Allah'la arasında bağlantı kurdunuz?
Siz Süryani yurttaşlardan vergi alıyor musunuz? İnanandan, inanmayandan vergi alıyor musunuz? Evet alıyorsunuz. Peki topladığınız vergileri getirip Diyanete teslim ettiğinizde Diyanet tüm herkese eşit hizmet sunuyor mu? Hayır. Alevi yurttaşların hangi sorunları çözüldü? Çalıştaylar Aleviler için ne yaptı?
Ders kitaplarında, medyada Alevilere karşı ötekileştirici dilden vazgeçilmesi lazım. Aşılması gereken en ciddi sorun Alevi-Sünni arasındaki önyargılardır.
Nasıl özgürlüklere kavuşmak daha kolay olur? Alevilerin taleplerini savunmak sünni yurttaşlara düşmelidir. Başörtüsünü savunmak Alevi yurttaşlara düşmelidir. Tüm demokrasi özgürlük talepleri herbirimiz ötekinin hakkına saygı duymalıyız.