Öcalan'ın bu işten haberi yokmuş!
Abone olAvukatlar aracılığı ile yapılan Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurudan Öcalan'ın haberinin olmadığı ortaya çıktı
Abdullah Öcalan'ın "Kürtlerin Manifestosu" başlıklı
çalışmasını kitap yapma izni alamadığı için Anaysa Mahkemesi'ne
başvurduğu ortaya çıkmıştı. Ancak Öcalan'ın avukatı Mazlum Dinç o
başvurudan Öcalan'ın haberinin olmadığını açıkladı. avukat Dinç'in
o açıklamalarına yer verdi. Bakın Öcalan o başvuruyu nasıl
öğrenmiş.
MUHTEMELEN MEDYADAN ÖĞRENMİŞTİR
Avukatlar aracılığı ile yapılan başvurudan, Öcalan'ın haberinin
olmadığı da ortaya çıktı. Başvuru dilekçesinde imzası geçen
Öcalan'ın avukatlarından Mazlum Dinç, şunları söyledi:
Kitap, Kürt sorunu üzerine çözüm önerilerinden oluşuyor. Kürt
sorunun çözümü için kendisi ile görüşülüyor, ama düşüncelerini
aktardığı kitabın yayınına izin verilmiyor. Kendisi ile 18 aydır
görüştürülmediğimiz için AYM'ye yaptığımız başvuruyu müvekkillimiz
haber veremedik. Muhtemelen bugün medyadan öğrenmiş olabilir.
İŞTE ÖCALAN'IN DİLEKÇESİ
Abdullah Öcalan, "Kürtlerin Manifestosu"
başlıklı çalışmasını kitap yapma izni alamadığı için Anayasa
Mahkemesi'ne başvurdu. İşte ulaştığı o dilekçe...
Öcalan, yeni uygulamaya başlanan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını kullandı. Başvuru ön incelemeye alındı, eksiklerin tamamlanması için süre verildi. Dilekçede, “Başvurucu Sayın Abdullah Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Yerel başvuru süreçleri sonuçsuz kaldığından Anayasa Mahkemesi’ne başvuru zorunluluğu doğmuştur” deniliyor.
KİTABA İZİN VERİLMEDİ
Öcalan’ın 212 tarihli ‘Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt
sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü’ isimli kitabına ‘Yazarı
silahlı örgüt kurma-yönetme suçundan hükümlü Abdullah Öcalan
olduğu, kapağında Irak, İran ve Türkiye topraklarında bir bölgenin
ayrılmış gibi gösterildiği ve PKK propagandası yapıldığı
gerekçesiyle izin verilmediği anlatılıyor.
Dilekçede, durumun Anayasanın 25. (Düşünce ve kanaat hürriyet), 26.
(Düşünceyi açıklama ve yayma), 90. maddeleri (Milletlerarası
antlaşmaları uygun bulma) ve Birleşmiş Milletler MSHS’nin 19.
maddesi ve AİHS’in 10. maddesinin ihlal edildiği savunuldu.