Öcalan'ın 21 Mart mesajı ne anlama geliyor?
Abone olDiyarbakır'daki kutlamaları izleyen Kumru Başer, 2013'teki mektubuyla da kıyaslayarak Öcalan'ın bu yılki Nevruz mesajındaki önemli ayrıntıları aktarıyor.
Soğuğa ve yağmura rağmen yüzbinler yine akın akın Newroz Alanı'na aktı ve bir kez daha PKK lideri Abdullah Öcalan'ın cezaevinden yolladığı mektubu dinlemek için saatlerce bekledi. Mesaj da aslında bekledikleri gibiydi. Ama bu 21 Mart'ı mesajları, katılımı ve ruhu bakımından öncekilerden farklı kılan şey Kobani'ydi.
IŞİD'e karşı direnişin, Kürtler arasındaki sınırların, siyasi ve örgütsel farklılıkların önemini azalttığını taşınan bayraklardan bile izlemek mümkündü.
Alanda, sadece YPG ve YPJ'nin değil Irak'taki Kürdistan Özerk
Bölgesi'nin bayrakları da dikkat çekiyordu.
Konuştuğum herkes sözü bir noktada Kobani'ye ve orada IŞİD'e karşı gösterilen direnişe getiriyor gururla ve "Dünya bizi tanıdı" diyor.
Kobani'de durdurulamaz diye düşünülen bir güce direnmiş olmanın Türkiye'de barış sürecinde de konumlarını güçlendirdiğini düşünüyor ve açıkça ifade ediyorlar.
2013 dönüm noktasıydı
Bundan iki yıl önce Diyarbakır'ın Newroz Alanı'nda cezaevindeki PKK lideri Abdullah Öcalan'ın mesajını dinlemek üzere toplanan yüzbinler, otuz yıllık silahlı mücadelenin yerini barış sürecine bırakacağını duyduklarında, aslında bu mesajı bekledikleri halde bir sessizlik olmuştu.
O zaman alanda birçok kişi aradan geçen otuz yıl içinde kaybettiklerinin birer birer akıllarından geçtiğini ifade etmişler, güvensizlik ve tedirginliklerini gizlememişlerdi.
İki yıl sonra bugün ise aynı alanda, hükümete yaygın bir güvensizlik ifade edilmesine rağmen, sürecin artık geri dönülemeyecek bir noktaya geldiği ve hükümetin de er geç bu yolda yürümek zorunda olduğu inancı belirgin bir şekilde ağırlık kazanıyor.
Öcalan'dan daha sade mesaj
Abdullah Öcalan'ın mektubu bu yıl daha kısaydı, dili daha yalındı.
Daha önceki mektuplarında kullandığı "İslam bayrağı altında", " din kardeşliği" gibi ifadeler bu kez yoktu.
Demokratik çözüm, barış, eşitlik, özgürlük, demokratik siyaset, demokratik ortaklaşma gibi kavramları kullanılıyordu.
Öcalan, "Ülkemiz halklarının, demokrasi, özgürlük, kardeşlik ve onurlu barışı için yürüttüğümüz mücadele bugün tarihi bir eşiktedir" diyerek barış konusunda dönüşsüzlük fikrini bir kez daha vurguladı.
Kandil ile 'ön koşul' uyumu
Dolmabahçe'de 28 Şubat günü HDP heyeti ve hükümet yetkilileri tarafından yapılan ortak barış süreci deklarasyonundan sonra Kandil'den gelen açıklamalar, silah bırakma kararının alınacağı belirtilen PKK kongresi öncesinde hükümetin bazı adımlar atması gereğine vurgu yapmıştı.
Öcalan'ın da mektubunda silahları bırakma kararının alınacağı bir PKK kongresi çağrısı yapması bekleniyordu. Ama bunu nasıl ifade edeceği, Kandil ile farklı bir ton kullanıp kullanmayacağı merakla bekleniyordu.
PKK lideri beklendiği gibi kongre çağrısı yaptı ama, "Umarım ilkesel mutabakata en kısa sürede varıp Parlamento üyeleri ve İzleme Heyetinden teşkil edilen bir Hakikat ve Yüzleşme komisyonundan geçerek bu kongreyi başarıyla realize etme durumunu yaşarız" sözleriyle bunu açık bir şekilde hükümetin atacağı adımlara bağladı.
'Eşme ruhu' ne demek?
Öcalan'ın konuşmasındaki ilginç bir vurgu ise Ortadoğu halklarına yönelik IŞİD saldırılarından söz ettiği ve Kobani'ye selam gönderdiği bölümdeydi.
PKK lideri burada adeta şifre gibi bir cümle sarfederek "Bu temelde gelişen 'Eşme ruhunu' halklarımız arasında yeni tarihin sembolü olarak selamlıyorum" dedi.
Öcalan'ın bu sözleri alanda, Suriye sınırları içinde Türkiye toprağı sayılan Süleyman Şah türbesinin Şubat ayında IŞİD tehdidi altında olduğu eski yerinden alınarak Kürt güçlerinin denetimindeki Eşme köyüne taşınması olayına atıfta bulunduğu ve bu yolla yeni bir ortaklığa işaret ettiği şeklinde yorumlandı.