Öcalanı Mossad paketlemiş
Abone olÖcalan CIA-MİT operasyonuyla değil Mossad tarafından yakalandı. İşte Öcalan'ı paketleyen Mossad'la ilgili iddialar;
Öcalan'ın yakalanış hikayesini Mossad'a özel giriş izni
bulunan Gordon Thomas kalema aldı. Kitapta, Öcalan
Ecevit'in kamuoyuna açıkladığı gibi MİT tarafından değil
Mossad tarafından yakalandığı iddia edildi. İşte
Thomas'ın ezber bozan iddiaları.
Abdullah Öcalan’ı kim yakaladı? Resmi hikayeye göre yakalanışı,
ortak bir CIA-MİT operasyonu olarak tarihe geçti. Bugüne kadar
kimse bundan en ufak bir kuşku duymadı. Son derece başarılı bir
operasyon olarak nitelendirildi.
Ama istihbarat dünyasının karanlık koridorlarında, bu işin hiç de
böyle olamadığı biliniyor. Aslında bu sadece İsrail gizli servisi
Mossad’ın gizli kayıtlarında değil, bir kitapta da ayrıntılarıyla
yer aldı. Kitaptaki iddiaları bu kez Hürriyet'ten Kamer Özbucak
aktardı. İşte o kitabın güncellenmiş haliyle raflarda yer almaya
başladığı 2005’ten bu yana, Mossad tarafından yalanlanmayan
Öcalan’ın "paketlenip" Türkiye’ye getirilişinin, resmi olmayan,
bildiğimizden farklı ve çok şaşırtıcı anlatımı:
Emir: Öcalan’ı Türkiye’ye uçurmak için her şeyi
yap
Mossad ajanları, 5 Şubat Perşembe günü Kenya’nın başkentine indi.
Emir şöyleydi: Abdullah Öcalan’ın büyükelçilik binasından
çıkarılması ve Türkiye’ye “uçurulması” için “gereken her şeyi
yap”.
Emir Halevy’den gelmişti.
Şans ekipten yanaydı. Öcalan’ın en yakın adamlarından, çok
güvendiği bir fedaisi, büyükelçilik binasından çıktı ve Norfolk
Oteli yakınlarındaki bir bara gitti. Klasik bir Mossad taktiğiyle
ekip onu takip etti ve işin ustası bir ajan, Öcalan’ın fedaisiyle,
son derece tesadüfi görünen bir “karşılaşma” sonucu barda tanıştı..
Koyu teni ve akıcı şekilde konuştuğu Kürt diliyle ajan, kendini
Nairobi’de çalışan bir Kürt olarak tanıttı.
Mossad’ın dinleme ekibi, büyükelçilik binasından yapılan tüm
telefon görüşmelerini izlemek için cihazlarını tam kapasiteyle
kullanıyordu.
Barda, Öcalan’ın en güvendiği fedaisiyle ile tanışmış olan Mossad
ajanı hamlesini yaptı. Büyükelçilik binasında bulunan Öcalan’ın
fedaisine telefon açtı ve “acil bir buluşma” istedi. Bir kez daha
barda buluştular. Ajan, büyükelçilik binasında kalmaya devam ettiği
takdirde Öcalan’ın hayatının tehlikede olduğunu söyledi. Tek umudu
Kuzey Irak’taki Kürtlerin arasına dönmekti. O dağlık bölgede Öcalan
güvende olacaktı ve daha ileri bir tarihte yaniden
gruplanabilirlerdi.
Bu plan, Öcalan’ın da üzerinde cidiyetle durmaya başladığı bir
olasılıktı; zaten bu düşüncesi, Mossad izleme ekibi tarafından
tespit edilmişti. Ajan, büyükelçilik binasına dönmesi ve Öcalan’ı
dışarı çıkarıp teklifi görüşmek üzere ikna etmesi için fedaiyi
kandırdı.
Tuzak basit ama ölümcül bir şekilde kuruldu. Öcalan’ın yemi yutup
yutmayacağını görmek için artık sadece beklemeleri gerekiyordu.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın büyükelçilik binasıyla yaptığı
görüşmeleri dinleyen Mossad ekibi, sadece “büyükelçiye özel”
yazılmış bir mesajda Yunan Başbakan Kostas Simitis’in, Öcalan’ın
binada kalmasının Yunanistan’da politik bir çatışmaya yol
açabileceğini söylediğini belirledi.
Mossad’ın her zamanki taktiği; uyuşturucu iğne
Ertesi gün bir Falcon-900 özel jet, Nairobi’nin Wilson Havaalanı’na
indi. Pilot, kuleye Atina’daki bir konferansa gidecek olan bir grup
işadamını almaya geldiğini söyledi.
Sonrasında olanlar şiddetli bir tartışma konusuydu. Öcalan’ın Alman
avukatı, daha sonra “Kenya otoritelerinin durumu yanlış
değerlendirmesi sonucu”, Öcalan’ın “büyükelçilik binasından dışarı
sürüklendiğini” iddia edecekti.
Yunanlılar, Öcalan’ın kendi tavsiyelerine rağmen binadan
ayrıldığını söyleyeceklerdi.
Ama kesin olan bir şey vardı…
Özel jet havaalanından kalktığında içinde Öcalan da vardı. Uçak,
Kenya hava sahasından çıktığında sorular da başladı: Mossad ekibi,
her zamanki taktiği izleyerek Öcalan’a binadan çıkarken uyuşturucu
iğne mi yapmıştı? Yıllar önce Buenos Aires’te, bir başka Mossad
ekibinin Adolf Eichmann’ı yakaladığı gibi sokaktan mı çekip
almışlardı? Kenya hükümeti, uluslararası kanunları hiçe sayarak bu
olaya göz mu yummuştu?
Açıklansaydı, İsrail, Kuzey Irak’taki Kürtler’i
kaybedebilirdi
Saatler sonra Öcalan, bir Türk hapshanesine konuldu ve mutlu
Başbakan Bülent Ecevit televizyonda şu açıklamayı yaptı: “Bu bir
istihbarat zaferi… Nairobi’de 12 gün süren son derece başarılı bir
gözlem operasyonu.”
Mossad’tan hiç söz etmedi. Anlaşmaya sadık kalınmıştı.
Mossad’ın dönem başkanı Efraim Halevy için, operasyonun başarısı
duyulursa, Irak’ta kendisine bilgi sağlayan Kürt casus ağını
kaybetmek anlamına geliyordu.”