Öcalan'ı ikna için adaya gidiyor

DTP Eşbaşkanı Aysel Tuğluk'un 31 Ekim'de aradan çekileceğini açıklayan Abdullah Öcalan'a, 'Devrede kal' demesi bekleniyor...

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, Abdulllah Öcalan'la görüşmek üzere bu hafta İmralı adasına gidiyor. Taraf Gazetesi'nden Burhan Ekinci'ye konuşan Aysel Tuğluk, Öcalan ile eylemsizlik sürecine ilişkin genel beklentiyi konuşacaklarını söyleyerek, "Mevcut pozisyonunun devam etmesini isteyeceğiz" dedi.

Kürt sorununun demokratik çözümü için başlatılan müzakereler çerçevesinde üç hafta önce Öcalan'ın avukatı sıfatıyla İmralı'ya giden Tuğluk, çarşamba günü yeniden müvekkiliyle görüşmeye gidecek. Tuğluk'un İmralı'ya gitmeden önce İstanbul'da bazı aydın, yazar ve akademisyenlerle görüşeceği öğrenildi. Tuğluk, hem avukat hem de DTK Eşbaşkanı sıfatı bulunduğunu belirterek, "Hassas bir süreç, eylemsizlik sürecinin bitmesine sayılı günler kaldı. Sorumluluğumuz gereği, adaya gitmeyi uygun gördük. Gidiş konusunda bir sıkıntı olacağını sanmıyorum, bu hassasiyetler herkesin hassasiyeti" dedi.

ÖCALAN DEVREDE KALMALI

Eylemsizlik sürecine ilişkin bir beklenti olduğunu dile getiren Tuğluk, Taraf muhabiri Ekinci'ye "Yeniden bir şeyleri sağlayabilir miyiz? Bundan dolayı görüşmeyi uygun gördük. Sürece kayıtsız kalamayız. Öcalan'la eylemsizliğe ilişkin beklentiyi paylaşacağım" dedi.

"Çatışmasızlık sürecine, Öcalan'ın çabaları ve bu çabalara devletin diyalog kurarak kısmen karşılık vermesiyle gelindi" diyen Tuğluk, şöyle devam etti: "Bu diyaloğun taraflarından biri olan Öcalan'ın 'adım atılmazsa ben çekileceğim' demesi, s üreci sil baştan geri götürecektir. Ne toplum, ne d evlet, ne de örgüt bu durumu kaldıramaz. Çatışmasızlık çaığrısı yapmış, siyasi bir yapı olan DTK olarak Öcalan'dan mevcut pozisyonunun devam etmesini isteyeceğiz. Hatta bu talebin sadece DTK olarak bizlerin talebi değil dışımızdaki bir çok kişinin ve çevrenin talebi olduğunu ifade edeceğiz."

BARIŞ İÇİR RİSK ALMALIYIZ

Tuğluk, Kürt meselesinde birkaç aydır süren olumlu atmosfer ve umut ortamının son zamanlarda yerini endişe ve belirsizleğe bıraktığını söyledi ve şunları kaydetti: Maalesef devlet güven vreici bir şeyler yapmıyor. Bunu görüyoruz, okuyoruz. Çeşitli kesimler de bunu görüyor. Her şeye rağmen barışta ısrar etmliyiz. Hükümeti de bu konuda güven verici adımlar atmaya zorlamamız gerekiyor. Siyasi ve aydın kimliğe sahip bizlerin sadece devletin sorumlu görerek yakınma, şikayet etme gibi bir davranışımız olamaz. rol ve riskler üstlenebilmeliyiz. Ben de İmralı'ya giderek bunu yapıyorum.