Öcalan'dan yine tehdit dolu mesajlar
Abone olİmralı'da çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasını çeken çetebaşı Abdullah Öcalan, tehdit dolu mesajlar verdi.
İmralı'da çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasını çeken çetebaşı
Abdullah Öcalan, devletten 'yeşil ışık' beklediğini belirterek,
"Sonuç almamız durumunda 15 Ağustos'tan itibaren yeni bir
süreç başlayacak ve silahlı yöntemin devre dışı bırakılmasıyla
birlikte sorunun silahsız demokratik çözümü sürecine
girilecektir" dedi.
ÖZERK GÜÇLER VE AK PARTİ'NİN İKTİDAR GÜÇLERİ ARASINDA
ÇATIŞMA
Olumlu gelişmeler olmazsa 15 Haziran sonrasının herkes için farklı
olacağını belirten Öcalan, "Demokratik çözüm şansının
yitirilmesi durumunda bu iki güç arasında, yani demokratik özerk
güçler ile AKP'nin iktidar güçleri arasında çatışma kaçınılmaz
olacaktır. Bu ortaya çıkan çatışma bir Türk-Kürt çatışması
olmayacaktır" tehditinde bulundu.
Terör örgütü PKK'nın İmralı'da tutulan elebaşı Abdullah Öcalan'ın
geçen Çarşamba günü avukatlarıyla yaptığı görüşmede söyledikleri,
örgüte yakın internet sitesinde yayınlandı.
Öcalan, devletin, Kandil'in ve BDP'nin bütün sorunları üzerine
yıktığını ve Kürtlerin kendisinden 'pratik önderlik' beklediğini
savundu.
CEZAEVİNDEN YÖNETEYİM
Öcalan, kendisiyle en son görüşen heyete, 'Silahlı mücadele
yönteminin devre dışı bırakılıp, silahsızlanma sürecinin de içinde
olduğu demokratik çözüm yöntemini' önerdiğini söyledi. Bunun
devreye girmesi için çalıştığını ve çabaladığını iddia eden Öcalan
şöyle dedi:
"Bir yeşil ışık bekliyorum. Ben bu yapacağımız görüşmede heyete
daha somut, pratik öneriler sunacağım. Böylesi bir durumda
sorumluluktan kaçmam da söz konusu olmaz. Böylesi bir durumda daha
rahat çalışma yürütebilmenin koşullarının oluşturulması gerekecek.
O zaman şimdiki gibi haftada bir saatlik görüşmelerle bu işler
yürütülemez. Sorunun aktörleriyle, BDP ile herkesle görüşmeler
yapacağım. Sonuç alıcı iletişim koşulları oluşturulmalı ki,
ben de burada rolümü daha iyi oynayabileyim. Bu koşulların
sağlanması durumunda gün gün burada ben barış çalışmaları
yapacağım, çalışma yürüteceğim, buradaki tüm zamanımı bu
çalışmalara ayıracağım."
KİMSEYE 'VURUN KIRIN' DEMİYORUM
Öcalan, 15 Haziran'a kadar sonuç alınamazsa, BDP ve PKK'lıları
eleştirerek, "Ben 15 Haziran'da çekileceğim derken üç
nedenden dolayı çekileceğimi belirtiyorum. Bunlar, AKP'nin kendi
hegemonik iktidarını bana dayandırması, benim üzerimden kendi
iktidarını yaşatmaya çalışması, Kürt siyasetinin ideolojisiz,
örgütsüz siyaset anlayışı. Askeri stratejik-taktik yöntemlerle
alakası olmayan, bağdaşmayan gerillacılık tarzı. Bu üç nedenle
mevcut koşullarda rol almamın bir önemi olmadığı gibi, artık
üzerimdeki bu düğümlerin çözülmesi ve omzumdaki bu yüklerin
atılması gerekiyor. Ben 15 Haziran'da çekileceğim derken bunu
kastediyorum, yoksa kimseye 15 Haziran'dan sonra gidin, vurun,
kırın, dökün demiyorum" dedi.
'ÖZERK GÜÇLER İLE AKP'NİN GÜÇLERİ ARASINDA ÇATIŞMA
BAŞLAR'
Heyetle yaptıkları görüşmeden sonuç almaları durumunda görüşmelerin
sonlanmayacağını, 15 Ağustos'tan sonra yeri bir sürecin
başlayacağını savunan Öcalan şöyle konuştu:
"Sonuç almamız durumunda 15 Ağustos'tan itibaren yeni bir süreç
başlayacak ve silahlı yöntemin devre dışı bırakılmasıyla birlikte
sorunun silahsız demokratik çözümü sürecine girilecektir. Olumlu
gelişmeler olmazsa 15 Haziran sonrası herkes için farklı olacak, bu
böyle bilinmelidir. Herkes bu durumda kendi rolünü oynamalıdır.
Devlet bu konuda adım atmazsa, demokratik çözüm seçeneğinin hayat
bulmaması durumunda ortaya iki yönetimli çatışma süreci çıkacaktır.
Birinci yönetim, demokratik özerklik yönetimidir. İkinci yönetim
ise, AKP'nin hegemonik iktidar yönetimidir. Demokratik çözüm
şansının yitirilmesi durumunda bu iki güç arasında, yani demokratik
özerk güçler ile AKP'nin iktidar güçleri arasında çatışma
kaçınılmaz olacaktır. Ben burada tehdit etmiyorum,
sosyolojik bir tespit yapıyorum. Bu ortaya çıkan çatışma bir
Türk-Kürt çatışması olmayacaktır. AKP'nin iktidar güçleriyle
demokratik özerk güçlerin çatışması olacaktır. Bu ikili yönetim
gücü savaşı esnasında CHP, MHP, Ergenekon nereye savrulur, nasıl
konumlanırlar, nerede dururlar bilmiyorum. Bu meseleyle de çok
ilgilenmiyorum. Ergenekon diye bir güç var mı, ne yapar, CHP,
MHP'nin pozisyonları ne olur, ne yaparlar net bir fikrim yok,
umurumda da değil."