Öcalandan tehdit gibi açıklamalar
Abone olÖcalan, ben konuşmassam Türkiye'de kan gövdeyi götürür dedi. Öyle sözleri var ki İmralı'dan yine KCK'ya mesaj verdi.
İmralı’da hükümlü terör örgütü PKK’nın
lideri Abdullah Öcalan, barışçıl süreç geliştirilmezse
“katı-milliyetçi Ergenekoncu çizginin” Kürt-Türk
çatışmasını yaratacağını ileri sürdü.
İmralı’da hükümlü terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan,
barışçıl süreç geliştirilmezse “katı-milliyetçi Ergenekoncu
çizginin” Kürt-Türk çatışmasını yaratacağını ileri sürdü. Öcalan,
“İşte Şubat ayı yaklaşıyor. PKK engellemek istese bile
halkın tepkisinin önüne geçemez. Ben burada görüşlerimi iletiyorum.
Ben konuşmazsam çatışmalar olur, kan gövdeyi götürür”
şeklinde konuştu. Öcalan, söylediklerinin Kürt sorununun barışçıl
demokratik çözümü için olduğunu savundu ve BDP’yi de Türkiye
partisi olması konusunda uyardı.
ÖCALAN, KÖŞK'E SESLENDİ
Öcalan avukatları aracılığıyla yaptığı değerlendirmede,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir tv programında
“demokratik açılım açısından önemli bir çözüm fırsatının
heba edildiğini; ancak henüz geç olmadığını” belirttiğini
anımsattı. Öcalan, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e seslenmek
istediğini belirterek, şunları söyledi:
“Bizim geliştirmek istediğimiz çözüm, demokratik barışçıl çözümdür.
Bunu engellemeye çalışanlar var. İşte Şubat ayı yaklaşıyor.
PKK engellemek istese bile halkın tepkisinin önüne
geçemez. Bu süreyi iyi değerlendirmek gerekir. Çok sert ve
şiddetli, kanlı durumlar yaşanmasın. Halklar arasındaki
gerginlikler artırılıyor. Romanların yerlerinden zorla sürülmesi
buna bir örnektir. Eğer devlete bırakılırsa bunu çok sert
bir şekilde geliştirir. Eğer bu süreçte çözüm geliştirilmezse,
barışçıl çözüm dışındaki yollar güçlenir. Ben burada KCK’yi
de uyarıyorum, devleti de uyarıyorum; demokratik çözüm ve barışçıl
süreç geliştirilmezse katı-milliyetçi Ergenekoncu çizgi Kürt-Türk
çatışmasını yaratır, bunlar acımasızdır, halkları birbirine
boğazlatırlar. Geçenlerde halkı taradılar, halkın üzerine
ateş açtılar. Ben burada görüşlerimi iletiyorum. Ben konuşmazsam
çatışmalar olur, kan gövdeyi götürür. Ben bunların önüne geçmek
için görüşlerimi dile getiriyorum. 'Bin yıllık kardeşiz' diyorlar,
ben de kardeşlik için, barış için konuşuyorum. Devletin
bütünlüğüne, birliğine karşı değilim, bu yönlü bir tutumum ve
konuşmam yoktur. Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümü içindir
söylediklerim.”
"ESARET KOŞULLARINDA BİR ŞEY YAPAMAM"
“Sayın Cumhurbaşkanının bunları iyi görmesi gerekir” diyen Öcalan,
Gül’ün,
çözümde samimi, ciddi olmaları halinde, bu süreyi iyi
değerlendirmesi gerektiğini ifade etti. Öcalan, “Yok biz
tasfiyeyi, imhayı dayatacağız diyorsanız, PKK kendini çok iyi bir
şekilde koruyabilir, yaşatabilir, bu savaşı uzun süre yürütebilir.
Bunun önüne geçmek için diyalog yolunu başlatmalısınız.
İşte Sönmez Köksal da söylüyor, diyalogun binbir türlü yolu var;
illa benimle olmayabilir, doğrudan olmayabilir. Yeter ki ciddiyet
olsun. Benim rol almam isteniyorsa bu koşulların değiştirilmesi
gerekiyor. Bu esaret koşullarında ben bir şey yapamam” diye
konuştu.
"BDP’NİN BOŞLUĞU DOLDURMASI GEREKİR"
BDP’nin siyasetteki sol boşluğu doldurması gerektiğini söyleyen
Öcalan, " BDP’nin anti faşist tüm sol kesimleri, radikal
demokratları kapsaması lazım. Demokrat Müslümanlar da yer alabilir.
Türkiye’nin sorunlara yaklaşımda üç temel çizgi var; biri katı
milliyetçi Ergenekoncu çizgi, ikincisi AKP, ABD, kısmen Avrupa ve
Talabani ile Barzani’nin içinde olduğu yumuşak tasfiye çizgisi.
Üçüncüsü ise radikal demokratların çizgisi” dedi. Öcalan, şunları
söyledi:
“BDP Türkiyelileşmeli, Türkiye’nin tüm sorunlarını ele alan bir
perspektifle çalışmalarını yürütmelidir. Daha önce de söylemiştim,
feminist çevreler, çevreciler demiştim. Çeşitli kesimlerden
bahsetmiştim. BDP çok renkli olmalı, Türkiye’nin renkliliğini
yansıtmalı. Ben bunun için üç ilkeden bahsetmiştim; demokratik
cumhuriyet, demokratik vatan, bunun içinde Kürdistan’da var, inkar
edilmiyor. Ve demokratik ulus. CHP ve MHP’nin katı milliyetçi ulus
anlayışına karşı demokratik ulus. Bu ilkeler etrafında biraraya
gelebilirler. Bunların temsil güçleri yüksek olmalıdır.”