Öcalandan son inciler
Abone olÖcalan hücresinin camından görünen ağaçların kesilmesinden şikayetçi. Kürtlerin de acınacak halde olduğunu söyledi.
Çarşamba günü kendisini ziyaret eden avukatları ile
görüşen bölücü başı Abdullah Öcalan'ın görüşleri, bölücü örgüte
yakın internet sitelerinde yayınlandı.
Öcalan'ın avukatlarına, kendisine verilen radyodan haberlerin
özetlerini ancak ayakta durarak dinleyebildiğini anlatırken, şöyle
dediği öne sürüldü:
"Gazeteleri önemli haberleri keserek veriyorlar. Gazeteler,
gazete olmaktan çıkıyor, anlamı kalmıyor. Okuduğum kitabı
değiştirme isteğim ancak 4- 5 gün sonra yerine getirilebiliyor. Bu
sıkıntılar, durumlar gerginliğe neden oluyor. Bu hücre
cezası 10'uncu oldu. Bunun nedenlerini anlatmaya çalışacağım. Neden
bana bu hücre cezaları veriliyor, buna yoğunlaştım. Bu
hafta odamı tekrar aradılar. Her tarafı dağıttılar, 12 saatte ancak
düzeltebildim. Oysa daha yeni aramışlardı. Bunu niye yaptılar
bilmiyorum. Ancak burada yaşananların idareyle bir ilgisi
yok. Onları aşan bir durum, idare kendisine söyleneni
yapıyor."
İMRALI'YA GUANTANAMO BENZETMESİ
Çeşitli güncel konulara da değinen bölücübaşı Abdullah Öcalan,
tutulduğu İmralı'yı `Proto-Guantanamo' olarak
nitelendirdi. Kendisini eleştiren İsmail Beşikçi'yi `Kürtler'in
Ziya Gökalp'i olarak nitelendirdiğini savunan Öcalan, kendisi gibi
Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ile Kuzey Irak'taki bölgesel
Kürt yönetiminin Başkanı Mesut Barzani'nin Kürt halkının temsilcisi
olmadığını söyledi. İmralı Cezaevi'nde olmasına rağmen hiçbir zaman
`teslim olmadığını' söyleyen bölücübaşı şunları söyledi:
CAMDAN GÖRÜNEN AĞAÇLARI KESTİLER
"Burada, odamın penceresinden görünen iki ağaç vardı, şimdi
yok. İki gün önce onları da kestiler. Bunu aslında
anlatmak istemiyordum ama artık anlatıyorum. Bu ağaçları niye
kestiler? Bu ağaçlara kuşlar konuyordu, kuş cıvıltıları
oluyordu, rüzgar estiğinde hareketleniyordu, yeşillikti, benim
bunları, canlı varlıkları görmemi istemiyorlar. Bu nedenle
kestiler, baktığımda artık ağaç göremiyorum. Benim bir
ağacı bile görmeme tahammül edemiyorlar. Yine geçen gün odamı
darmadağın ettiler. Bütün evraklarımı, mektuplarımı
dağıttılar. Mektuplarımı bağlayacak bir ip bile
bırakmadılar, parçaladılar. Bu dağınıklığı düzeltene kadar ayakta
kalacak halim kalmadı. Teslim olsam durum böyle mi olurdu? Ben
burada bu koşullarda her gün zehir yerim ama Amerika'nın,
İngiltere'nin ve hiçbir gücün denetimine girmem. Burada olmamın
sebebi de onların denetimine girmediğimdendir."
Öcalan'ın avukatlarına Marksizm'i aştığını iddia ettiği anlatırken,
"Marks ve Lenin'i aştım. Çok daha derinlikli düşüncelere
ulaştım. Ama Beşikçi onlar bunları aşamadı. Ben her türlü
milliyetçiliğe, bilimciliğe, dinciliğe, cinsiyetçiliğe
karşıyım" dediği belirtildi.
KÜRT HALKI BENDEN DAHA ÇOK ACINCAK HALDE
Demokrasinin 1 kişiyle gelemeyeceğini , kendisini `Siyaset
felsefecisi siyaset bilimcisi, siyaset teorisyeni' olarak
tanımlayabileceğini söyleyen Öcalan, "Kürt halkı benden çok
daha acınacak haldedir. Benim bütün amacım Kürt halkına demokrasiyi
özümsetmektir, onları yönetmek değil, kendi kendilerini yönetecek
duruma gelmelerini sağlamaktır. Halkımıza da vasiyetimdir.
Kimseye tabi olmasınlar, kendi özgür iradeleriyle hareket etsinler,
karar versinler, bu ben olsam bile" dediği öne sürüldü.