Öcalan'dan Sırrı'ya HDP eleştirisi mi?

Abone ol

Hükümetin veto ettiği ve uzun süredir İmralı’ya gidemeyen HDP Milletvekili Sırrı Süreya Önder, geçtiğimiz hafta Öcalan’la görüşmelerinin ayrıntılarını anlattı.

HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, İmralı’da Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmenin ayrıntılarını Özgür Gündem sine anlattı.

Gezi Parkı olaylarındaki aktif tavrı nedeniyle Hükümetin veto ettiği ve uzun süredir İmralı’ya gidemeyen HDP Milletvekili Sırrı Süreya Önder, geçtiğimiz hafta Öcalan’la görüşen heyette yer aldı.

Öcalan, çözüm süreci, HDP, utanç duvarı, hükümetin yaklaşımları, özerkliğin uygulanma boyutları hakkında ne düşünüyor sorularının yanıtını Önder, Özgür Gündem gazetesinden Zana Kaya'ya anlattı.

SIRRI'YI ÖCALAN DEĞİL HÜKÜMET İSTEMİYORMUŞ

- Siz uzun zamandır İmralı’ya gitmiyordunuz üzerinizdeki veto nedeniyle uzun süreden sonra ilk kez Sayın Öcalan ile karşılaştınız, sizin ilk izlenimiz neydi, nasıl bir karşılama oldu?

ÖCALAN'DAN HDP ELEŞTİRİSİ Mİ?

BDP'nin Türkiye partisi olma çabaları ve Öcalan'ın yönlendirilmesi ile kurulan Ertuğrul Kürkçü ve Sabahat Tuncel eş başkanlığında örgütlenen HDP, Türkiye solunda da yeni bir rüzgar yaratmıştı.

Öcalan'ın İmralı'daki görüşmelerde HDP ile ilgili söylecekleri de merak ediliyordu. Röportajda Sırrı Süreyya Önder'e Öcalan'ın HDP için neler söylediği de soruldu. İşte yanıtı:


- HDP yeni kuruldu. Biz Sayın Öcalan’ın HDP’yi çok önemsediğini ve heyecan duyduğunu biliyoruz. Nasıl karşıladı?

- Ben, Eşbaşkanımız Sayın Ertuğrul Kürkçü başta olmak üzere bütün bileşenlere ve katılım gösteren herkese özel selamlarını gönderdi.
Kongrede ortaya konulan çerçevenin çok doğru olduğunu, fakat bu dilin daha kapsayıcı ve genişleyici bir yere evrilmesi gerektiğini, öbür türlü dar bir yapıda kalma tehlikesinin oluşabileceğine vurgu yaptı.
Bunu bir ilk adım olarak görmek gerektiğini fakat bunun süratle bir koşuya çevrilmesi gerektiğini söyledi.

Geleceğimden haberi vardı. Yani görüşmelerde de heyete müdahale edilmemesi konusunda devlet heyeti ile çok ısrarlı görüşmeler yaptığını belirtmişti. Bu anlamda  yani heyete Sayın Öcalan’ın isteği üzerine dahil edildiğimi anladım. Bu iki açıdan önemliydi. Hükümet çevreleri Gezi’deki duruşumdan dolayı koydukları vetoyo aslında Sayın Öcalan, ‘Sırrı’yı istemiyor’ diye bir propagandaya dönüştürmüşlerdi. Ve buradan Sayın Öcalan ile Gezi’yi karşıt bir şey gibi konumlandırma çabasıydı, özelde de Kürt siyasal hareketi. bu propagandayı boşa çıkarması açısından önemliydi. Ama Sayın Öcalan’ın deyimi ile aktarayım, ‘bu durum yapıcı bir gelişme, olumlu bir gelişmedir ve bu tür müdahaleler yaşanmamalıdır’ diyerek özetledi.

ÇÖZÜM SÜRECİNİN NERESİNDEYİZ?

- Türkiye’nin merak ettiği çözüm sürecinin içinde bulunduğu durum. Çözüm sürecinin neresindeyiz?

Mevcut durum için Sayın Öcalan ‘bir sırat köprüsünün üzerindeyiz’ dedi. Buna konuşmasının sonunda bir atıfta yaptı. ‘Sırat köprüsünün üzerindeyiz fakat şu an tek yanlı bizim çabalarımızla yürüyor. Ama barış irademiz ve Newroz bildirgesinin arkasındayım’ dedi. ‘Tek başımıza da kalsak bu idaremizi sürdürme kararlılığındayız. Ama zemini söyledim. Zemin bir Sırat köprüsüdür. Kim düşer kim kalır burada bu öngürülemez, bu açıdan bu durum bu şekilde yürümemeli’ dedi ve iki temel eksiğine işaret etti.

SÜREÇ YASAL BİR ZEMİNE OTURTULMALI

"Birincisi, sürecin ve kendisinin dolayısıyla yasal bir tanımlamaya kavuşturulması. Sürecin yasal dayanaklarının ve altyapısının oluşturulması. Bu aynı zamanda süreci denetleyen, geliştiren de bir şey olacaktır. Bunun dışında bu haliyle aslında devlet dahil hepimiz suç işliyoruz gibi yorumlanabilir” dedi.

Türkiye gibi kaygan zeminde komploya istekli yapıların bu durumu her an ve her şekilde kullanabilecekleri endişesini dile getirdi. Dolayısıyla sürecin birinci eksiğine, buna işaret etti.

Sürecin ikinci eksiği ise, kendisinin iletişim olanakları olarak vurguladı. Bu da aslında birinci eksikle bağlantılı bir durum. Birinci alanda yaşanan sıkıntıların giderilmesine yönelik müdahale bu alanın eksiğini ortadan kaldıracaktır. İletişim olanaklarından “Heyetler,  medya, akdemisyenler ve bilim insanları süreci geliştirecek, hükümeti cesaretlendirecek. Bir anlamda hükümeti de meşru bir tabana ve yasal bir tabana oturtacak olan şey budur” dedi.

Hükümetin seçim vb. kaygılarla bundan uzak durmasını büyük bir aymazlık olarak niteledi. Çünkü; tam da 40 yıllık bir sorun çözülecek ve bu da hiçbir zaman bu sorunu çözenlere bir oy kaybı olarak geri dönüş yapılmaz, tam tersine demokratikleşme, tam demokratikleşme, radikal demokratikleşme herkesin kendisini daha güvende hissetmesini sağlamanın yolu. Başka da yolu yok dedi.

ÖCALAN: "BAŞBAKAN'A DOĞRU AKTARILMIYOR"

- En son Batman’da yaşanan cinayet, Hizbullah’ın durumu ve Rojava sınırına örülen duvara ilişkin bir tespiti oldu mu?

Rojava ile bağlantılı olarak genel siyasi durumu anlattı. Hükümetin gelişmeleri doğru okuyamadığını, doğru müdahale edemediğini söyledi. Bu Hizbullah meselesinin arkasında artık Hizbullah’ın kendisinden çok komplo geliştirmek isteyen bütün güçlerin mevzilenebileceğini söyledi. Fakat bütün bunların temelinde hükümetin dış politikasındaki yanlış değerlendirmelerin ve analizlerin yol açtığına dikkat çekti.

Danışmanların ve bürokratların -kendisi ile görüşen devlet heyetini ayrı tuturak- bu süreci doğru okuyamadıklarını, Başbakan’a da doğru aktarmadıklarını düşünüyor. Bunu uzun uzun detaylandırdı. Bunun en somut yansımasının duvar meselesinde ortaya çıktığını söyledi. “Eğer doğru bir analiz yapılmış olsaydı o bölgeye duvar değil, var olan mayınları temizlemek şeklinde bir yaklaşım geliştirmeleri gerekiyordu” dedi. “Ortadoğu’da ve tüm Ortadoğu halkları için demokratikleşmenin yolu anti-Kürt yapılanmalar oluşturmak değil tam da Kürtler ile ittifak kanallarını açmak, varolan engelleri kaldırmakla mümkündür” dedi. “Öbür türlü bu gelişen komplolar, Kürt halkından çok hükümeti alıp götürür” dedi.

Günün Önemli Haberleri