Öcalan'dan kritik açıklamalar
Abone olİmralı Adası'nda ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası çeken Abdullah Öcalan, çözüm sürecine ilişkin mesaj yolladı.
Abdullah Öcalan, "Sürece dair güvensizlikleri
derinleştiren söylem ve pratiklerden herkesin uzak durması, çözüm
sürecini çok fazla zamana da yaymadan somut adımların
pratikleştirilmesi elzemdir" dedi.
HÜKÜMETE "ADIM AT" MESAJI
Brüksel'de gerçekleştirilen, 'Barış ve Demokrasi Konferansı"nda
okunan mesajında, Öcalan, ikinci aşamaya geçildiğini belirterek,
"Başbakan Erdoğan'ın 'silahlar sussun, fikirler konuşsun, siyaset
konuşsun' söyleminin altının doldurulmasını istedi.
Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine Ankara ve Diyarbakır'dan sonra
Belçika'nın başkenti Brüksel'de gerçekleştirilen 'Barış ve
Demokrasi Konferansı'na, Avrupa'da yaşayan Kürt dernek ve
örgütlerin temsilcilerinin yanı sıra kapatılan DEP eski
Milletvekilleri ve PKK'nın Avrupa sorumluları Zübeyir Aydar, Remzi
Kartal ve BDP Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Gür de katıldı. Ankara
ve Diyarbakır'daki konferanslarının sonuç bildirgelerinin
okunmasından sonra, Abdullah Öcalan'ın mesajı okundu. Öcalan
mesajda Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına kendisi ile İmralı
Adası'nda yapılan görüşmeler ve müzakereler neticesinde
başlattıkları yeni sürecin ruhuna uygun bir sorumluluk duygusuyla
gerçekleştirilen konferansın, çözüme ciddi katkılarının olacağından
şüphesi olmadığını söyledi.
"SÜREÇ FAZLA ZAMANA YAYILMAMALI"
Abdullah Öcalan mesajında, 'PKK adıyla tanımlayan bir grup insanın,
1970’lerde başlattığı direniş, çeşitli aşamalar halinde, büyük
acılar ve kayıplar pahasına günümüze, gelip dayandığını' ifade
etti. Bu çerçevede, Türk- Kürt ilişkilerinde yeni bir değişimle,
artık bütün Ortadoğu’yu etkisi altına alacak bir barışı inşa
etmenin zamanı olduğunu söyleyen Öcalan, şöyle dedi:
İKİNCİ AŞAMAYA GEÇMİŞ DURUMDAYIZ
"Bizler Kürt özgürlük hareketi olarak buna samimiyetle inandığımız
için, PKK’nın silahlı güçlerinin Türkiye sınırlarının dışına
çıkarak çözüme fırsat tanımaları çağrısını yaptık. Gelinen aşamada
PKK’nın kendi üstüne düşen sorumluluğunu ciddiyetle yerine getirmiş
olması nedeniyle ölümler durmuş, provokasyonlara fırsat vermeden
geri çekilme aşaması, büyük oranda tamamlanmıştır. Şimdi artık
hükümete sorumluluğun düştüğü, ikinci aşamaya geçmiş durumdayız.
Ben bu aşamaya dair görüş ve önerilerimi yazılı olarak devlete
sunmuş bulunmaktayım. Başbakan Erdoğan’ın 'silahlar sussun,
fikirler konuşsun, siyaset konuşsun' söyleminin altının
doldurulması gereken aşama da, işte bu aşamadır. Herkesin
demokratik siyaset hakkının güvence altına alındığı bir sistemi
yaratmak için Hükümetin gerekli yasal anayasal düzenlemeleri
yapması, bu sürecin en temel beklentisidir. Sürece dair
güvensizlikleri derinleştiren söylem ve pratiklerden herkesin uzak
durması, çözüm sürecini çok fazla zamana da yaymadan somut
adımların pratikleştirilmesi elzemdir. Hükümetin demokratik siyaset
kanallarını açmaması, demokratik siyasetten kaçması, bu çözüm
sürecinin anlamına ters olacaktır."
Abdullah Öcalan mesajının sonunda, kendilerinin sabırla ve inatla
demokratik siyaset kanallarının açılması için çaba sarf edip
mücadele edeceklerini de ifade ederek, "Artık bütün dünya, başta
Kürt halkı olmak üzere, ezilen, bastırılan ve yok sayılan tüm etnik
ve inanç kimliklerini tanımak durumunda kalmıştır. Ancak bu tanıma
durumunun evrensel hukuk çerçevesinde tanımlanması, halklarımızın
dil ve kültür haklarından statü hakkına kadar, ekonomik-sosyal
sorunlarının çözümünden eğitim ve sağlık problemlerine kadar, bütün
sorunların çözümü için konferansınızın tutumu da, ön açıcı
olacaktır" dedi.