Öcalan'da lafını geçiremiyor!
Abone olPKK'nin İmralı'daki lideri, eskisi gibi hüküm sürememekten şikayetçi. Abdullah Öcalan, "sözümü dinlemiyorlar" diyerek avukatlarına dert yandı!
Abdullah Öcalan'ın örgüte sözünü dinletemediği ve PKK/KADEK
bünyesinde kavgalar yaşandığı ortaya çıktı. PKK'nın yönettiği
gazete ve internet sitesine avukatları aracılığıyla mesaj gönderen,
radyo ve televizyonda sesinin kesildiğinden şikâyet eden Öcalan, 22
Mayıs 2004 tarihli parti organı gazetede "Halkımızın kurduğu gazete
ve televizyonda benim sesimi kısan terbiyesiz adam kimdir?" diye
sordu. Öcalan'ın gönderdiği mesajlar, sözünü dinlemeyenlere karşı
ağır iddialarla dolu: "Birileri kurumları benim adıma ele geçirmiş.
Ne yaptıkları belli değil, bu sahtekârların. İsterlerse başka
liderlik çıkarsınlar. Osman'dan (Öcalan) yapabiliyorsa yapsınlar.
İçimizdeki komplo, Yunan komplosundan beter... Benim adıma
savaşacaksan, doğru dürüst savaşacaksın. Benim adıma böyle savaş
olur mu? Madem savaşamıyorsun o halde ne hakla radyo ve televizyonu
ele geçiriyorsun? Namussuzluktur bu! Hem bana 'Başkanım'
diyeceksin, hem en ufak şeyimin gereğini yerine getiremeyeceksin.
Bana 'Ruhanî lider' diyorlar. Ruhanî lidere bu saygısızlık yapılır
mı? Bunlar beni örgütten de atabilirler. Madem atacaklar, açıkça
söylesinler. Halkı kandırıp halk adına liderlik yapmaya
çalışıyorlar. Devletle olan meselemi bırakıp, bundan sonra bunlarla
uğraşacağım." Öcalan'ın, direktiflerini kendisini ziyaret eden
avukatları aracılığı ile duyurduğu belirtiliyor. Öcalan, kendisini
saf dışı bırakmak isteyenlere, "Romalı General Patus"un ilkesinin
uygulanmasını istiyor. "Uyarılarımı, ihanet içinde olanlara iletin.
Mücadeleden kaçan, değerlere ihanet eden, komplo işlerine
girenlere, Romalı General Patus ilkesini uygulayın. General Patus,
kendini kılıcıyla öldürmüştü. Şimdi kılıç yok, kurşun verilir. Bunu
yapmazlarsa, bana bağlı olanlarca cezalandırılır." Öcalan'a
muhalefet eden ve bir süre önce ortadan kaybolan Mizgin Şen,
General Patus yönteminin uygulandığı ilk örnek olarak
değerlendiriliyor. Türk güvenlik güçleri, "Ateşkesin" 1 Haziran'da
sona erdirildiği açıklamaları üzerine teyakkuza geçti.
PKK/Kongragel'in başkanlığına seçilen eski DEP milletvekili Zübeyir
Aydar'ın "Öcalan çizgisinde buluşulduğunu" Kuzey Irak'ta
düzenlediği bir basın toplantısında kamuoyuna duyurması, öte yandan
halen Kandil dağında bulunan "Kemal" kod adlı Murat Karayılan'ın
bir suikast timini İstanbul'da örgütlediğinin ortaya çıkması,
olağanüstü önlemlerin alınmasına yol açtı. Abdullah Öcalan'ın, bir
yandan örgütteki konumunu güçlendirmek, öte yandan kendi durumuyla
ilgili pazarlık yapmak için "ateşkesten" caydığı ileri sürülüyor.
Bununla beraber, Öcalan, 15 Ağustos 1984'teki Eruh/Şemdinli
baskınlarına benzer bir imha politikasının güdülmemesini de
militanlarından istiyor. İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül: GENELGE
GEÇERLİ DEĞİL Kamu yararına çalışan dernek statüsünü kazanmak için
Dernekler Kanunu belirli koşulları arıyor. Bu koşulları taşıdığını
düşünen dernekler, Bakanlar Kurulu'na başvuruyorlar ve bu statüyü
kazanmak istiyorlar. İHD o koşulları taşıyor olmakla birlikte biz
başvuruda bulunmadık. Başvuruda bulunmayı da düşünmüyoruz. Bu
statüdeki dernekler yardım ve vergi indirimlerinden
yararlanıyorlar. Bu çerçevede devlet memurlarının hangi derneklere
üye olacaklarına ilişkin her bakanlık çeşitli tarihlerde genelge
yayınlıyor -Kültür Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı gibi- ve hangi
derneklere üye olabileceklerini belirtiyorlar. Uyum paketleri
çerçevesinde Dernekler Yasası'nın 4. maddesi değiştirildi.
Dolayısıyla MEB'in yayınladığı genelge geçerli değildir. Yani bu
alanda sebertleşme sağlandı. Bu sınırlamalar büyük ölçüde kalktı.
İHD hükûmetlerden yardım almıyor. Çünkü İHD varlığını uluslarüstü
insan hakları belgelerinin tanıdığı haklardan alıyor. O bakımdan
biz hükûmetlerden yardım almama prensibimiz gereği ve yaptığımız
işin doğal sonucu olarak toplum yararına bir derneğiz. Dolayısıyla
bir statü isteminde bulunmak bağımsızlık ilkemize aykırı. Biz
devletten bağımsız sivil alana dair faaliyette bulunan bir
kuruluşuz. Öcalan, Karayalçın'ı eleştirdi İmralı'da 6 yıldır
tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla çarpıcı
açıklamalarda bulundu. Ülkede Özgür Gündem gazetesinde yayımlanan
açıklamalara göre Öcalan, DEHAP ve SHP'ye sert eleştiriler
yöneltiyor. DEHAP kapatılırsa yerine yeni bir partinin
kurulabileceğini ifade eden Öcalan, Karayalçın'ı "korkaklıkla"
suçladı. Öcalan'ın Ülkede Özgür Gündem gazetesinde yayımlanan
açıklamaları şöyle: "DEHAP'ın başındakiler yetersizlik ve
tecrübesizliklerden ötürü bazı proje ve önerileri tam olarak yerine
getiremediklerini söylüyorlarmış. Ama böyle olmaz ki! AKP iki
yıllık, onlar ise on yıllık partidir. Öyle değil mi? Bunun
tecrübesizlikle ne alâkası var? Namuslu hiçbir adam yok mu? Koltuğa
gelince hepsi var. Bu, halka büyük saygısızlık demektir.
Milletvekillikleri, belediye başkanlıkları için birbirinin gözünü
çıkarıyorlar. Sol ise kırk yıllık soldur. Ancak basit bir
demokratik çalışmayı geliştiremiyorlar. Son seçimde fark ettim:
Bazı sol çevrelerde anti-Apoculuk gelişmiş. Bunu Karayalçın yaptı.
Kendisi de kaybetti, bize de kaybettirdi." Güçbirliği sürebilir
"DEHAP kapatılırsa yeni bir parti olur. Yeni bir parti mi olur, ya
da farklı bir şey mi olur, bunlar tartışılmalıdır. Bu arada,
bölgelerde yerel kongreler yapılacak. Benim savunmam DEHAP'ın
yeniden yapılanmasında da geçerlidir. Yararlanmalılar. Bölgesel
çapta kongre ve konferanslarını yaparlar. Yeni parti olacaksa
kurucuları belirlemek için üç ila beş bin kişi delege seçilir.
Bunlar da kurucular kurulunu seçerler. Yeni parti ilan edilir. Bu
planlama önemli. DEHAP'a söylüyorum: İşler merkezde sandığınız gibi
değil. Karayalçın, SHP ve Güçbirliği hiçbir şey anlamamış.
Güçbirliği böyle giderse hiçbir şey anlamamış derim. Haluk
Kırcı'nın arkasındaki örgüt, şimdi Deniz Baykal'ın arkasındadır.
Deniz Baykal'ın arkasındaki örgüt 'höt' deyince Karayalçın
korkuyor. Güçbirliği devam edebilir. Protokolü bozmayabilirler.
Yaşlılar var; Ahmet Türk onlar... Otuz kişi kadar SHP içinde
kalabilirler. Diğerleri kendi partilerini kuracaklar." Diyarbakır
Belediye Başkanı Osman Baydemir, terör örgütüne çok açık bir
uyarıda bulundu: "Diyarbakır isyan sürecini tamamladı, şimdi
yeniden inşa zamanı. Diyarbakır artık geçmişin acılı günlerine
dönmek istemiyor. Peki Apo neden ateşkesin bozulmasını emretti ve
PKK neden bu talimata gözü kapalı uydu.