Öcalan'a ev hapsi teknik detay!
Abone olAK Parti Diyarbakır Milletvekili adayı Galip Ensarioğlu'ndan internethaber'e çarpıcı açıklamalar
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Bundan iki yıl kadar önce DTP'nin İzmir'de yapacağı bir miting öncesinde kentin içinde dolaşan araç konvoyuna gösterilen tepkiyi hatırlayan var mı?
Demokratik Açılım başladıktan sonra Öcalan'ın çağrısı ile Türkiye'ye giriş yapan PKK'lıların Habur'da karşılanması sırasında travma etkisi yaratan görüntülerden kısa bir süre sonra yaşanmıştı.
Ahmet Türk'ün de içinde bulunduğu DTP konvoyuna büyük tepki gösterilmiş, hatta araçlar taşlanmıştı. Akıllarda sarışın genç kızın kırmızı ojeli parmaklarında tuttuğu taş ile yer etti.
Soru şu? Kürt sorununun çözümü noktasında kapılar kapılar
arkasında, "Öcalan'la müzakerelerin yapıldığı"
hatta "Öcalan için ev hapsi"nin konuşulduğu
iddialarının olduğu şu günlerde kırmızı ojeli o genç kızın
temsil ettiği toplum kesimi nasıl ikna edilecek? Endişeleri nasıl
giderilecek?
Bu soruyu AK Parti'nin doğudaki en önemli adayı Galip Ensarioğlu'na sorduk. Habur'un kesinlikle bir hata olduğunu kabul eden Ensarioğlu'na göre süreç yanlış işledi. Kürt sorununu çözmeden, insanların dağa çıkış sebebini ortadan kaldırmadan dağdan indirmek tersine bir işti.
Peki şimdi ne yapmak gerek?
Ensarioğlu'na göre artık bölünme fikrinden uzaklaşan PKK'nın nasıl dönüştürüleceği, Kürt sorununun çözümünün nasıl Anayasal teminat altına alınacağı, hangi hakların verileceği önemli ve bunları konuşmak gerek.
"PKK'nın silahsızlandırılıp sosyal siyasal hayata entegre edilmesi, psikolojik rehabilitasyonlarından iş bulmalarına, aftan üst düzey yöneticilerin üçüncü bir ülkeye belli bir süre sürgüne gönderilmelerine, Öcalan'ın cezaevi durumu" gibi toplumu geren, kamplaştıran tartışmalar ise sadece teknik detay.
Türkiye'deki milliyetçi Türklerin de endişelerini giderecek bir üslup ve dil içinde karşılıklı güvenle bu işin samimi bir şekilde çözüleceğine inanan Ensarioğlu, "Halk bu işin samimi çözümüne inanırsa hiçbir sorun yok. O ojeli de gelir benden fazla mücadele eder... Eğer Türkiye halkı topyekun bu sorunun biteceğine inanır, kafalarında bir kuşku kalmazsa böyle teknik detaylara da razı olacak..." diyor.
Açılımın bitmesinin mümkün olmadığını, MHP bile iktidara gelse bu açılımı devam ettirmek zorunda olduğunu anlatan Ensarioğlu internethaber'in sorularını yanıtladı.
- Sizi şiddet karşıtı çağrılarınızla tanıdık. Şimdi siyasete
soyundunuz. Ama BDP'ye de uzak değilsiniz? Hatta AK Parti'ye
gittiğiniz için hayıflanan BDP'liler gördüm.
Hiç kimseye uzak değilim. Diyarbakır'da hiç bir gruba, cemaate,
hiçbir görüşe uzak değilim.
- Yakın da mı değilsiniz...
İçinde değilim.
- Neden AK Parti'den aday oldunuz?
Ben Türkiye'nin bu değişim sürecini çok önemsiyorum. 10 yıldır
süren ciddi bir değişim süreci var. 90 yıldır bu ideolojik devlet
anlayışı ile yönetilen ülke böyle gidemez. Vatandaşını tekleştirmek
isteyen, vatandaşı adına belli bir zümrenin karar verip yönettiği
bir Türkiye böyle yoluna devam edemez. Bu anlayış iç düşmanlar
üreten, iç sorunlar yaratan bir anlayış. Bu sorunlar üzerinden de
iktidarlar yaratan, güç devşiren bir anlayış.
DEVLET ADINA KURBAN EDİLEN HALKTAN...
- PKK'yı yaratan bir anlayış mı diyorsunuz?
Bunu demek istemiyorum sadece. Örgütler, partiler, olaylar...
Herşey var bunun içinde. Ergenekon sürecinde ortaya atılan
pislikleri biliyorsunuz. Bunlar "devlet benim" diyen insanların
devlet içinde kümelenmiş çetelerin yaptığı işler. Bugün ise devlet
artık halkın oluyor. Halk iktidarı ele geçiriyor. Türkiye'de rejim
değişiyor. Yani devlet adına kurban edilen bir halktan, halka
hizmet eden bir devlete geçiş var.
Bu değişim süreci kolay olmuyor. Bu gücü elinde bulunduran kesimler ciddi direniş defans gösteriyor. Bu zorlu bir mücadele. Bu mücadelenin son adımı da sivil demokratik bir çağdaş bir anayasa olacak. Seçimden hemen sonra hükümetin yeni anayasayı da gündemine alarak bu değişim sürecinin son dönemecine girileceğini düşünüyorum. Ben de, "Bu sorunlara belki tarafsız bir yorum-bakış tarzıyla katkım olabilir mi?" diye AK Parti'den adayım.
DÜŞÜNCEMDE TARAFSIZ OLACAĞIM
- Tarafsız bakış açısı...
AK Parti'den aday olarak tarafım ama düşüncemde hala tarafsızım.
Ben hiçbir zaman mensup olduğum grubun bana dayattığı düşüncenin
sözcüsü olmam. Halkın beklentileri ne ise bağımsız düşüncemle
bulunduğum yerden bunu dile getireceğim, bunun mücadelesini
vereceğim. O nedenle bu dönemde önemli bir rolümüz olacağını tahmin
ediyorum.
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek çocukken Erivan
radyosundan Kürtçe türküler dinlediklerini anlattı. Bugün TRT
Şeş'ten dinlenebiliyor, ama sorunlar da talepler de bitmiyor.
Sırada neler var?
Anayasa en üst perdeden kati çözümdür. Ama tabiki sadece Anayasa
değişikliği ile çözülmez. Bir zihniyeti değiştirmek gerekir.
Yasaları değiştirmek gerekir. Ama Anayasa değişliği şart.
Vatandaşlık tanımından tutun, çağdaş demokratik normlara kadar;
demokratik kültürel haklardan düşünce özgürlüğünün önündeki
engellerin kaldırılmasına kadar çok önemli şeyler var. Seçim
yasasının, siyasi partiler kanununun demokratikleşmesi, ülkenin
demokratikleşmesi için çok önemli. Bütün bunlar yeni Anayasa içinde
yerini almalı. Bütün siyasi partiler de bu süreçte bir değişimden
bahsediyor.
CHP'Yİ ANAYASA MASAYA GELDİĞİNDE GÖRECEĞİZ
- CHP'li Süheyl Batum bile "Anayasal Vatandaşlık"a sıcak
baktı...
Süheyl Batum'un ne kadar samimi olduğunu seçimden sonra göreceğiz.
Seçimden önce söylenmiş sözlere itibar etmiyorum. Özellikle CHP'nin
"değiştik" söyleminin gerçekliğini Anayasa masaya geldiğinde
göreceğiz.
- Silahlı bir örgüt olan PKK'nın isteklerine
baktığımızda anadilde eğitim, seçim barajı gibi talepler görüyoruz.
Bunlar şiddetsiz konuşulamayacak konular mı hala?
Bugün PKK'nin de hedefleri arasında artık bölünme yok. Bağımsız
Kürdistan, sosyalist düşünceden hareket eden bir hareket iken bugün
artık birliktelikten, barıştan çözümden ve demokratik cumhuriyetten
bahseden bir örgüt oldu. Bundan vazgeçtiler ama silahlı bir güç var
ve bu güç silahları kime teslim edecek, nasıl teslim edecek, hangi
şartlarda teslim edecek, nasıl dönüşecek, sosyal hayata nasıl
entegre olacak. Bunlar konuşulmalı.
- Müzakereler var. Bunlar konuşuluyor mu?
Devlet yetkililerinin Öcalan ile görüştüğünü Cumhurbakşanı Başbakan
söyledi. Öcalan'ın da görüşme notlarında 'ciddi şeyler konuşuyoruz,
çözüme yakınız, silahları Haziran'dan sonra bırakabiliriz' gibi
söylemleri var.
-Umutlu musunuz?
Umutlu olmasak bugün bölünmeyi, nasıl bölüneceğimizi konuşmamız
gerekirdi ama başka şeyleri konuşuyoruz.
-Sivil itaatsizlik eylemleri başladı. Bunlar da gerilimi
tırmandıran eylemler değil mi?
Silahlı bir örgütün silahlı mücadeleden sivil arayışlara gelmesini
önemsiyorum. Ama bu sivil itaatsizlik eylemleri buna ne kadar uyar,
seçim öncesi olması ne kadar doğru, tartışılır? Seçim boyunca
ortamı gerer ve içinden şiddet doğuracak bir hal alır mı bu noktada
endişelerim var. Bunun samimiyetini test etmek için seçimden sonra
yapmak gerek. O zaman kursunlar sivil itaatsizlik çadırlarını,
çözümü de beraber arayalım.
AÇILIM DEVAM EDECEK Mİ?
HABUR'DAKİ YANLIŞ NEYDİ?
OJELİ KIZ NASIL İKNA EDİLECEK?
AYRINTILAR DİĞER SAYFADA
[PAGE]
MHP DE İKTİDARA GELSE AÇILIMDAN VAZGEÇEMEZ
- AK Parti'nin doğu güneydoğu listesi zayıf bulundu.
Açılım duracak mı?
Türkiye bu işten geri dönemez. Ok yaydan çıktı. MHP de iktidara
gelse açılımdan vazgeçme gibi bir şansı yok. Biz diyoruz ki 'bu işi
adam gibi çözelim'. Kırıp dökmeden Türkiye'ye pahalıya mal olmadan
çözelim. Bunu çözebilme olgunluğunu da gösterebilecek durumdayız.
Farklı yorumlasak da herkes ortada bir sorun olduğunu, bunun şiddet
dışı yöntemlerle bitmesi gerektiğini kabul ediyor. Bunu bitirmemiz
gerek, bundan kurtuluş yok.
ÖCALAN'A EV HAPSİ TEKNİK DETAY
- Seçim sonrası Öcalan'ın ev hapsinin gündeme geleceği
konuşuluyor. Bu sorunun çözümüne katkı yapar mı?
Bunlar teknik detaylardır. Bunları çok öne çıkarıyorlar.
- Teknik detay mı, yapmayın?
Evet teknik detay. Siz PKK'yı nasıl dönüştüreceksiniz. Kürt
sorununu nasıl çözeceksiniz. Kürt sorununun çözümünü Anayasal
teminat altına nasıl alacaksınız. Hangi haklar... Bunları konuşur
bunları çözersiniz. Bunları çözerken de PKK''yı da silahsızlandırıp
sosyal siyasal hayata entegre etmek zorundasınız. Bu bir plandır.
Bu planda psikolojik rehabilitasyondan bunlara iş bulmaya, bunların
affından üst düzey yöneticilerin üçüncü bir ülkeye belli bir süre
sürgüne, Abdullah Öcalan'ın durumuna kadar herşeyi değerlendirmek
zorundasınız. Bunlar teknik detaylardır. Eğer Türkiye halkı
topyekun bu sorunun biteceğine inanır, kafalarında bir kuşku
kalmazsa böyle teknik detaylara da razı olacaktır.
OJELİ KIZ BENDEN FAZLA MÜCADELE EDECEK
- Doğu illerinde bu sorun rahat tartışılıyor, ama batıda durum çok
öyle değil. BDP'nin bir İzmir mitinginde eline taş alan ojeli genç
kızı nasıl ikna edeceksiniz?
Bunları söylerken Türkiye'deki Türklerin ve milliyetçi Türklerin
endişelerini de gidermek zorundayız. Kürtlerin demokratik haklarını
gözetmek zorundayız. Bunu yaparken de karşılıklı güven esastır. Bu
güveni arttırıcı birtakım tedbirler, söylemler, bir dil-üslup
geliştirmek zorundayız. Halk bu işin samimi çözümüne inanırsa
hiçbir sorun yok. O ojeli de gelir benden fazla mücadele eder.
- CHP yeniden soruna el attı.
Bu işe herkes eğilmeli. İktidarın yanı sıra CHP, MHP, BDP, sivil
toplum kuruluşları herkesi bu sorunun çözümüne katmak gerek. Şu an
söylenen şeylerin hepsi siyaseten söylenmiş şeyler. Seçimden sonra
göreceğiz.
- 3. yol önerisi karşılık bulur mu?
Ben CHP'nin bölgeye dair endişe duymasını, proje üretmesini
önemsiyorum. Ama bu proje doğru bir proje midir, hayır. Ama önemli
değil, en azından kafa yoruyor. Kafa yormaması, oradan bir
beklentisi olmaması tehlikeliydi.
- Demokratik bir seçim süreci için seçim barajının aşağı
çekilmesi gerekmiyor mu? Başbakan Erdoğan ise karşı.
Barajın demokratik olmadığını ben her zaman söylüyorum. Başbakan da
barajın hiçbir zaman demokratik olduğunu söylemedi. Türkiye'nin
istikrarı için bu dönem gerektiğinden bahsediyor. Yeni anayasa
yapacaksanız bunu bu haliyle tutamazsınız. Başbakan son
skonuşmasında da "halkımla konuşurum yeni anayasada kaça çekmek
gerekiyorsa, halk istiyorsa düşürülür" dedi.
- Diyarbakır'da güçlü rakiplerle yarışacaksınız. Hatip
Dicle, Şerafettin Elçi Altan Tan...
Güçlü isim yoktur. BDP'nin siyasi gücü ve iradesi var. Gücü oradan
alıyorlar. Diyarbakır'da ki 6 aday da toplansa bir milletvekili
çıkaramaz arkalarındaki siyasi irade olmasa. Kimse kendine güç
biçmesin. Önemli değerli siyasetçiler ama ceplerinde oy yok
hiçbirinin.
- BDP'nin desteklediği bağımsız adaların oylarının
artacağı, AK Parti'nin ise düşeceği beklentisi var. Sizce manzara
nasıl?
Kendime güveniyorum. Hepsi görecek kim güçlü. 11 vekil meselesi
değil. AK Parti düşünce partisi artık. Değişimi temsil eden bir
parti. Düzgün yıpranmamış, genç, okumuş insanları çıkardı. Bunlara
da fırsat tanıdı. Sorun görmüyorum, bilakis bu adaylarla daha güçlü
çıkacaktır.
- Başbakan en son Meclis'te milliyetçi söylemleri ile
akıllarda kaldı. Ardından beklenmeyen bir Erbil ziyareti. Uçlarda
bir davranış ne oluyor?
Kürt sorununu çözemeyen bir Türkiye; Irak'ı Suriye'yi İran'ı Irak'ı
çözemeyen bir Türkiye Ortadoğu'ya hükmedemez, lider olamaz. O
nedenle kendi sorununu çözecek. Bugün kendi Kürt sorununu çözüp
Suriye ile dostluk kurabilen bir Türkiye var. Daha önce kendi
sorununu çözemediği için Kuzey Irak'taki Kürt federe devleti ile
çok ciddi sıkıntılar yaşayan bir Türkiye vardı. Bugün Kürt sorununu
çözdükçe Erbil'e konsolosluk açtı. Erbil'e tek bir yetkili
göndermeyen Türkiye bugün Başbakan düzeyinde Barzani ile resmi
temaslarda bulunuyor. Türkiye artık kendine güvenen, kendi iç
sorununu çözüp dışarıda bu sorunun uzantılarına da müdahale eden
bir Türkiye var. Orada bir şeyi çözmek değil, gitmek ve tanımak
yeterlidir.
- Ne zaman rahat bir nefes alacağız?
Siyasi çıkar hesapları yapmadığımız zaman rahat nefes alırız. Böyle
önemli bir meselede siyasi çıkar hesabı yapılmasına anlam
veremiyorum. İnsan ölüyor ve ben siyasi çıkarımı düşüneceğim...
KÜRTLERİN VERİLMEYECEK HİÇBİR TALEBİ YOK
- Sorunun çözülmesi noktasında çabalara rağmen PKK'nın
şiddet kartını oynaması siyasi rant tartışmalarına neden
oluyor.
Bitecek bitmek zorunda. Bu saatten sonra Türkiye bir çözümü var
etmek zorunda. Bunu yapamadığınız da Türkiye o zaman korksun.
Çözülmeyecekse ne olacak İyi olmadığında kötü olacak. Çözülmeyecek
mesele yok. Şu an Kürtlerin verilmeyecek hiçbir talebi yok.
- Açılım sürecinde hata yok muydu? Habur büyük tepki
çekti.
Hata vardı tabi ki. Kürt sorununu çözmeden, insanların dağa çıkış
sebebini ortadan kaldırmadan dağdan indirmek tersine bir işti. Biz
bunu söyledik o dönemde de. Habur yanlıştı. Niye insanları davet
ettik, gelin dedik. Bu bir iyi niyet göstergesiydi, ama daha
yasanızı değiştirmemişsiniz. Bu insanların aslında tutuklanması
gerekirdi. Davet ettiniz ama tutuklanabilirdi orada.
İki bunlar geldi konuştukları her şeyden yargılandılar. Düşünce özgürlüğü önündeki engelleri kaldırmamışsınız çünkü. Kürt sorununa dair çözüm beklentilerine karşılama adına adımlar atmamışsınız. TRT Şeş gibi pek çok şey var ama dahası var.
Burada bir çözüm süreci başlatıyorsanız ilk adımı dağdan inme olmamalı. Bu yanlış. o zarar verdi. Bugün yürütülen müzakere süreci o zaman yürütülseydi daha sağlıklı olur, daha mesafe alınmış olurdu. Seçim sürecinde bir şey yapmak da mümkün değil, ancak seçimden hemen sonra hızlı davranmak zorundayız. Bu tür önemli meseleler ve reformlar seçimden hemen sonra halktan destek almış bir parlamento ile yapılmalı ve daha seçim uzakken yapılmalı. Attığınız adımların seçime yansımasını hesap ederseniz adım atamazsınız.
- O zaman gerçek bir dönüş yaşacağız...
İnşallah