Öcalan'a 'Apo Bey' mi diyeceksiniz?!

Akşam yazarı, Şakir Süter, yazısında gazetecilerin korkulu rüyası haline gelen Yeni TCK'yı ele aldı.

Yeni Türk Ceza Kanunu ile ilgili olarak, tevatür muhtelif.Tam anlamıyla karanlıkta kör dövüşü yaşanıyor.

Kanundaki düzenlemelerin, '1 Nisan'da' yürürlüğe girecek olması, bu ciddi yeniliği 'şaka' saymamıza engel.

Hükümet sözcüsü 'meslek kuruluşlarının aklı neredeydi?' yaklaşımını sergilerken...

Kimi AKP'liler 'gazeteciler bu yasanın nesine tepki gösteriliyor ki' şaşkınlığı içinde!

Siyasetçilerin, gazeteciler kadar şaşırmalarını tabii ki beklemiyoruz.

Çünkü, yasanın ucu onlara değil, gazetecilere dokunuyor!

Ve öyle bir dokunuş ki...

Cezaevine kadar dayanabiliyor!

.......

Sağolsun bazı dostlarımız, tepkiler üzerine bazı önerilerde bulunuyorlar.

Örneğin, 'siz de hırsıza hırsız demeyin kardeşim' önerisini getiriyorlar.

- Peki ne diyelim?

- Saygıdeğer götürücü, muhterem hırsız, beyfendi sahtekar, sevgili katil; deyiverin gitsin!

Bir okurumuz ise telefonda merakını iletiyor:

- Siz şimdi, bazı kesimlerce 'itibar abidesi' gibi tanıtılmaya çalışılan Bebek katili Öcalan'a 'katil' diyemeyecek misiniz?

- .......!

- Yani, Öcalan'a 'Apo Bey' mi diyeceksiniz?!

Kime ne diyeceğimizi, nasıl hitap edebileceğimizi henüz kestirebilmiş değiliz ama başımızın dertte olduğu çok açık!

.......

Pekiyi, 1 Nisan'dan sonraki durum 'neye benziyor?' derseniz..

Vallahi, aklımıza hemen askeri yönetimler geliyor!

Sıkıyönetim dönemlerinde gazetecilik yapmanın zorluklarını yaşayarak görmüş kişilerden biri olarak...

1 Nisan'dan sonraki durumun vahamet arzettiğini söyleyebiliriz!

Mutlaka örnek vermemiz gerekirse...

12 Mart 1971 askeri yönetimi döneminde İlhan Selçuk, askerin atadığı Başbakan Nihat Erim'i eleştiriyordu.

İlhan Abi, Cumhuriyet'teki yazısının içinde şu cümleden ötürü uzun süre cezaevinde yattı:

- Sivil elbise giymiş askeri yönetim!

Biz şahsen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a böyle bir elbise giydiremiyor, tanımlamayı kendisine yakıştıramıyoruz!..

YAZI:Şakir SÜTER
AKŞAM