Öcalan'a açık görüş isteği
Abone olTBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na, Demokratikleşme ve Kürt Sorunu Raporu' sunuldu.
Raporda, Kürt sorununun çözümü için uygun dönem olduğu bu
nedenle 'Demokratik Çözüm Konferansı' toplanması önerildi. Alınan
bilgilere göre, Avukat Mehmet Kaya tarafından hazırlanan
deklarasyonu sunan heyette, Ahmet Sapan, İbrahim Beycan, Atilla
Fırat ve Metin Temur da yeraldı. Rapor, TBMM Başkanvekili İsmail
Alptekin, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili AK
Parti Diyarbakır Milletvekili Cavit Torun, Başbakanlık Müsteşarı
Fikret Üçcan, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Bülent Gökyüzü'ne sunuldu.
Başbakanlık Müsteşarı Fikret Üçcan'ın heyete yazılı yanıt
vereceğini söylediği öğrenildi. Raporda 'genel af çıkarılması,
Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması', 'Demokratik
Çözüm Konferansı' toplanması önerisinde bulunuldu. Öcalan'a açık
görüş isteği Raporun 'Tecrit ve İzolasyon Politikaları' başlıklı
bölümünde Abdullah Öcalan'ın açık görüş, telefonla görüşme,
avukatlarla rahat görüşme gibi olanaklardan yararlandırılması
istenirken 'Pişmanlık yasaları, ahlaksal değerleri koruyan yasalar
değildir. Devlet nasıl adam öldürmezse vatandaşın kişiliğini de yok
edemez, ona suçsuz insanları suçlama yollarını açamaz' görüşü
savunuldu. Raporda yasadaki asayişi sağlama vurgusunun aksine
Güneydoğu'daki birçok cinayet, yaralama, ev ve bahçelerin
yakılması, kız kaçırma, gasp, vb. suçların faillerinin korucular
olduğu iddia edildi. Raporda, 'Korucular, devletten aldıkları
silahları, aralarında husumet bulunan kişilere karşı aracı olarak
kullanma ve feodal konumlarını güçlendirme amacıyla
kullanmaktadırlar. Koruculuk menfaat çeteleşmesine yol açmaktadır
lağvedilmelidir' denildi. Bir türlü çözülemeyen Kürt sorununun 15
yıl süren "düşük yoğunluklu çatışmaya" kaynaklık ettiği savunulan
raporda şöyle denildi: "Kürt sorunu, ortak vatan, özgür birliktelik
temelinde tamamen demokratik ilkelere dayanan, üniter yapı içinde
çözülebilecek bir aşamaya, bir dönüm noktasına gelmiştir. Çünkü 99
yılı Ağustos ayında PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine
tüm silahlı militanlarını Misak-ı Milli sınırları dışına çeken PKK,
yine çağrı üzerine yakınlarımız olan 1 ve 2. Barış gruplarını
Türkiye'ye göndermiştir. Ve son olarak ABD-Irak savaşı sırasında
'Türkiye'nin zorda olduğunu görerek fırsattan istifade Türkiye'ye
saldırmayacağız' denilmesi Kürt sorununun demokratik duyarlılık
çerçevesinde çözülmesi konusundaki umudumuzu yükseltmiştir."
Anayasa'da Kürt'lere yer verilmesi istendi Kürt sorununun çözümü
için devletin saplanıp kaldığı bazı korkuları aşması gereğine
değinilen Raporda, yeni Anayasa yapılması, burada "Kürtlerin
Cumhuriyetin vazgeçilmez asli unsuru olduğu gerçeğinin" güvenceye
kavuşturulması istendi. Raporda, "Anayasa dahil tüm mevzuattaki
Kürtlerin kimliğini inkarı temeline dayalı düzenlemeler
kaldırılmalıdır. Türk üst kimliğini oluşturan alt kimliklerden biri
olan Kürt kimliği yasal güvenceye kavuşturulmalıdır" denildi.
Kürtlerin kendi kimlik, kültür, dil ve folklorlarını
geliştirmelerine olanak tanınması istenen raporun sonuç bölümünde
ise şu ifadelere yer verildi: "Gerek tecrit, gerekse süre giden
savaş, Türkiye toplumunda ciddi huzursuzluk ve gerginlik
yaratmıştır. İçeride ve dışarıda etki-tepki yasasıyla yükselen
savaş dalgasından büyük kaygı duymaktayız. Barışın gerçekleşmesi
için tüm kesimlerin sağduyulu davranması ve fedakarlıkta bulunması
gereken bir süreç yaşıyoruz. Tıkanmış olan sürecin aşılması için
sağduyulu kesimlerin, çözüm yönünde adım atmaları ve ağırlıklarını
koymaları gerekmektedir."