Öcalan tamam mı devam mı dedi?
Abone olÇözüm süreci devam edecek mi? Öcalan'ın Nevruz kutlamalarında okunan mektubu nasıl görülmeli? Ruşen Çakır yazdı.
Vatan si yazarı , Abdullah Öcalan'ın 'tamam' değil
'devam' dediğini yazdı.
Nevruz kutlamalarında gözler Öcalan'ın okunacak mektubundaydı. KCK'nın geçtiğimiz günlerde yaptığı "AK Parti'yi muhatap almıyoruz" açıklamasından sonra kuşkusuz Öcalan'ın sözleri önem kazandı.
Vereceği mesajlar sürecin kaderini belirleyecekti? İşte dün Diyarbakır'da okunan mektup ne anlama geliyor? Süreci yakından takip eden yazardan Ruşen Çakır, Öcalan'ın dilinin diğer yöneticilerin aksine iktidara karşı daha pozitif olduğunu yazdı.
HÜKÜMETE DAHA YAKIN
Öcalan’ın cevabının “devam“ olmasına şaşırmadım. Ama son dönemde
Kürt hareketinin farklı sözcülerinden hep yansıdığı gibi bu,
“şartlı“ bir “Devam“. Bununla birlikte Öcalan’ın dilinin PKK/KCK ve
BDP/HDP yöneticilerininkine kıyasla daha ılımlı ve pozitif olduğunu
söyleyebiliriz. Örneğin onun “Şu ana kadar yürütülen bir diyalog
süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte iki taraf da birbirlerinin iyi
niyetini, gerçekçiliğini, yeterliliğini test etmiştir. Bu testten
hükümetin ağırdan alma, tek taraflı yürütme, yasal temelden kaçınma
ve uzatma tutumuna rağmen iki taraf da barış arayışından
kararlılıkla çıkmıştır“ demiş olması anlamlı. Çünkü eleştirileri
olmakla birlikte Öcalan’ın AKP hükümetine (dolayısıyla Başbakan
Erdoğan‘a) yönelik güven ve beklentilerinin pek azalmadığını
görüyoruz.
Benzer bir şekilde “birbirini tekrarlayan darbelerle mi yoksa tam
ve radikal bir demokrasiyle mi yola devam edeceğiz?“ diye soran
Öcalan’ın, 17 Aralık sürecinin ilk günlerinde Fethullah Gülen
cemaatini darbecilikle itham ettiği hatırlanırsa, son savaşta
tercihini hükümet ve Erdoğan’dan yana yaptığı düşünülebilir. Lakin
bu akıl yürütme üzerinden yapılan Öcalan ve Kürt hareketi
eleştirilerinin isabetli ve hakkaniyetli olduğu konusunda çok emin
değilim. Zira Öcalan ve Kürt hareketini muhatap alan, onunla şu ya
da bu şekilde çözüm üretmeyi düşünen yegâne güç AKP hükümeti.
Muhalefet partileri ve cemaat çözüm sürecine destek vermedikleri
gibi Öcalan ve PKK’nın çözümün ana aktörü olması fikrine bile sıcak
bakmıyorlar.
ÖCALAN RİSKE GİRMEDİ
Geçen süre zarfında Erdoğan’ın karşısında konumlanan cemaat ve CHP’nin bu duruşlarını koruduklarını gözlemledik. Dolayısıyla Öcalan’ın bunca yıllık çabanın sonucunda erişmiş oldukları meşru hükümet tarafından muhatap alınma noktasını riske atıp, “hele bir Erdoğan gitsin, gerisine o zaman bakarız” şeklinde özetlenebilecek çağırıların cazibesine kapılmasını beklemek gerçekçi olmayacaktır.
Ruşen Çakır tüm yazıları