Öcalan İmralı'da değil iddiasına yanıt!

Abone ol

Başbakan Erdoğan ile MHP lideri arasındaki Öcalan polemiği tam gaz sürüyor. Bahçeli'nin şok sorusuna yanıt gecikmedi.

Bahçeli'nin "Öcalan İmralı'da değil mi?" sorusuna Başbakan Erdoğan, "Yaşadığını bizzat görürsen ne yapacaksın? O zaman Beyefendiyi İmralı'ya götürmek lazım" diye cevap verdi. 

AK Parti ve CHP'nin terör sorununun çözümü konusunda biraraya gelmesi, siyaset dünyasında taşları yerinden oynattı. Bahçeli'nin sert sözlerle hedef aldığı AK Parti adına yanıt Erdoğan'dan geldi.

GRUP TOPLANTISINDAN RENKLİ KARELER

Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan'ın hedefinde Bahçeli vardı. Öcalan'ın İmralı'da olup olmadığını soran Bahçeli'ye böyle cevap verdi:

"HİÇ BİR ÖN ŞARTIMIZ YOK"

Bugün CHP, MHP ve BDP olmak üzere partilerin sürece dahil olması konusunda hiç bir ön yargımız ve ön şartımız yok. Kimden gelirse gelsin katkı almaya hazırız. Takdir edersiniz ki, sıkılı yumruklarla tokalaşma olmaz.

"BEYEFENDİYİ İMRALI'YA GÖTÜRMEK LAZIM"

Özellikle MHP inkarcı bakış açısıyla hareket ettiği için ortaya bir politika koymuyor. Sadece hamasetle ve reddiyetçilikle meseleye yaklaşıyor. Başta MHP Genel Başkanı olmak üzere MHP'li yöneticilerin fikir, görüş koymak yerine sadece hakaret etmeyi tercih etmelerini ben milletime havale ediyorum. Şimdi çıkmış şimdi İmralı'da yaşıyor mu diye soruyor. Yaşadığını bizzat görürsen ne yapacaksın? O zaman Beyefendiyi İmralı'ya götürmek lazım. O da tabi BDP'lilere kötü örnek olacak.

Bahçeli ne demişti?
Acaba Abdullah Öcalan, İmralı'da mı? Ne diyorsunuz, sesini duyan yok. Bu düşüncenin alt yapısında şu var. Bugün sözde Kürt sorunu üzerinde iktidar ve muhalefet belli bir eksende buluşmuşsa ve bu eksende birtakım kurumsal denemelere girilmek isteniyorsa o zaman nedir bunlar? Toplu mutabakat komisyonu, bir de akil adamlar grubu. Bu düşüncelere sahip olan Abdullah Öcalan, İmralı'da daha evvel her konuda fikirler sürerken şimdi niye sessiz kalıyor? Acaba, bu konularda olup bitenden mi habersiz, yoksa İmralı'da mı değil? Bu kadar sessizlikten bu soru aklıma geliyor. Onu da Recep Tayyip Erdoğan'a soruyorum. Orada mı?

Tüm bu ağır hakaretler karşısında MHP'nin çelişkilerini ve tutarsızlıklarını kamuoyuna anlatmaya devam edeceğiz. MHP, CHP ve BDP bu sürece destek verirlerse AK Parti için değil Türkiye için vereceklerdir. Bu sürecin dışında kalanlar çözümün değil sorunun parçası olacaktır.

Kılıçdaroğlu'nun toplumsal mutabakat önerisine de değinen Erdoğan, MHP ve BDP'nin olumsuz tavrını işaret ederek CHP'ye uyarılarda bulundu:

AK PARTİ VE CHP MUTABAKAT İÇİN YETERLİ

"Bizim hiç kimseye eyvallahımız olmaz. Bundan sonra da aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Ben CHP Liderine şunu söyledim, "MHP sizin kabul etmiyor mu, BDP etmiyor mu? Siz bu işte samimi iseniz arkadaşlarıma verelim talimatı bu çalışmayı sürdürsünler" Biz bu kadar olumlu bakıyoruz. Sizin toplumsal mutabakat dediğiniz yüzde yüz mutabakat olduğunuz anlamına gelmez.

İktidar ile ana muhalefet anlaştığı zaman Allah'ın izniyle mutabakat sağlanmıştır. Diğerleri zaten kendilerini dışlıyorlar. CHP'liler şu anda MHP'yi ikna etmeye çalışıyorlarmış. İnşallah ikna ederler. Ben arkadaşlarıma talimatı verdim. Eğer sayın Kılıçdaroğlu arkadaşlarına talimatı versin ve iki heyet çalışmaya başlasınlar"

Kılıçdaroğlu'na da seslenen Erdoğan, terör sorunun ciddiyetini hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti:

BU MESELE ÇARKETMEYİ KALDIRMAZ

"Kapılarımız açık, istişare ederiz ama hiçbir dayatmaya boyun eğmeyiz. Bu mesele milli bir meseledir. Bu mesele çelik gibi sinirleri, ilkeli, tutarlı, dirayetli bir duruşu zorunlu kılan bir meseledir. Bu mesele çarketmeyi kaldıramaz. Sözkonusu olan anaların umududur. CHP Genel Başkanı'ndan en azından bu meselede ilkeli, tutarlı ve sağlam bir duruş bekliyoruz.

Günün Önemli Haberleri