Öbür dünyadaki gazeteciler
Abone olSerdar Turgut, yazı dizilerine takıldı. Turgut, ölümden sonraki gazetelere takıldı. Turgut Hasan Cemal'e gönderme yapmadan edemedi.
Serdar Turgut, "Türk gazetesine uygun popüler
dizi" isimli yazısında yine okuyanları hem eğlendirdi, hem
de bilgilendirdi. Turgut, Hasan Cemal'e de takıldı.
Son zamanlarda Türk gazetelerinde başlayan yazı dizilerine
bakarsanız eğer bunlara bir talep varsa okuyucuların önemli
bölümünün tamamen delirmiş olduğu veya en azından genel yayın
yönetmenlerinin hepsinin aklını oynatmış olduğu sonucuna
varabilirsiniz. En deli olma iddiasında birisi olarak iftiharla bu
işi de biz başlattık diyebilirim. Bir Marduk dizisi yayınladık,
sonra işin arkası çorap söküğü gibi geldi. Adeta bir deli taş attı
kuyuya öbür bütün deliler de bunu çıkarmaya çalışıyorlar
denilebilir ve bu son cümlem anlı şanlı basın tarihimizin tek
cümlelik bir özeti olarak da kabul edilebilir.
Ben bugün karar verdim: Basında bugüne kadar başarılamamış en
büyük, en dev, en çarpıcı diziyi ben yazacağım. Ve bunu da
basınımızda son günlerdeki modayı göz önüne alarak yapacağım. Bugün
yazı dizimin ilk bölümüne başlayacağım, yarın detaylara gireceğim.
Başlayalım olur mu? Mart ayının sonuna doğru uzaylılar beni
kaçırdılar. 'Beni neden seçtiniz' diye sorduğumda 'sen bu
çirkinliğinle bizim gezegende göze çarpmazsın diye düşündük'
cevabını verdiler. Doğal olarak bu beni üzdü tabii ama sesimi
çıkarmadım kızmasınlar diye. Yolda giderken Mars gezegenine
götüreceklerini sanıyordum, ama nedense beni Venüs'e daha uygun
gördüler. Venüs kadınların elinde olduğundan ilk başlarda hayli
heyecanlandıydım ama oraya vardığımızda oradaki bütün kadınların
benden bile çirkin olduklarını gördüm. Meğerse Venüs, feminist
kadınların ceza olarak gönderildikleri bir sürgün gezegeniymiş.
Asıl macera yolda oraya giderken başıma gelmesin mi? Bir ara uzay
gemisinin penceresinden dışarıya baktım ve Dünya'ya doğru yol
almakta olan Marduk gezegenini gördüm. Ben o anda uzay gemisinde
kola içip, cips yiyordum ve Marduk'u pencereden görünce
şaşkınlıktan aniden geğirmişim, bunu uzaylı yaratıklar sonradan
söylediler bana. Şaşırmıştım; çünkü Marduk'u dürbünle inceleyince
büyük gezegenin üstünde tek başına bir adamın yürümekte olduğunu
gördüm. Biraz dikkatlice bakınca bu adamın bizim Engin Ardıç
olduğunu anladım. Beni asıl şaşırtan nokta; Engin'in sigara içme
hızıydı, o hızıyla gezegenler arası bir rekor kırmış olmalıydı.
Dumandan ara verip ne zaman nefes almaya fırsat bulduğu da meçhul,
bunu da bilin (gerçi John Berger sigara içmeyi düşünen bir insanın
nefes alma molası olarak tanımlıyor ya). Tabii ki bu laf anlamlı
değil ama edebi olarak güzel görünüyor, hakkını da teslim etmek
gerekiyor. Bu mantıkla gidersek Engin de sürekli düşünen insan
olmalı, Marduk'ta olsa bile düşünmeye ara vermiyor o. Marduk da
geçip gittikten sonra Venüs'e vardık. Ben kadınları görünce 'ne
olur beni Mars'a götürün' diye yalvardım uzaylılara, öyle çok
gürültü yaptım ki sonunda onlar bile benden bıktılar ve aynı hızla
beni Dünya'ya geri götürdüler.
Ben de hazır memlekete döndüm, şu Marduk meselesine insanları
uyarayım diyerek bir haber yazdım. Ama yazı işleri haberimi yanlış
anlamış; 'Engin gelmek üzere' diye manşet atmışlar. Ben 'Marduk,
üzerinde Engin'le birlikte yaklaşıyor' diyorum, onlar 'Engin
geliyor' diye manşet atıyorlar, şu medyadan çektiklerimi ne siz
sorun ne ben anlatayım. Bundan sonra da ben Kutsal Kase'yi aramak
için Bodrum'a gittim. Şimdi biliyorum ki; eski metinlerde Kutsal
Kase'nin Bodrum'da olduğuna dair bir bilgi mi var ki diye
soracaksınız, ben de size 'yooo ne alaka, eski metinlerde Bodrum'un
adı bile geçmiyor ama hava pek güzel, çıtırlar da doluşmaya başladı
Bodrum'a' derim size. Araştırmacı gazeteciliğimi oraya taşımamda ne
mahsur var ki yani! Sonra da ben Bodrum'dayken ruhlar beni ziyaret
ettiler, bana öldükten sonra ne olduğunu anlattılar. Onu da yarın
siz değerli okuyucularıma anlatacağım. Dizinin ikinci bölümünde
ölümden sonra hayat, o hayatta da gazeteler var mı, ölüm
sonrasındaki hayattaki gazetelerin genel yayın yönetmenleri kim ki?
Onlar arasında Hasan Cemal var mıdır ki? Tüm bu sorulara ve merak
ettiğiniz başka şeylere dizimizin ikinci bölümünde cevap vereceğiz.
Benim sloganım şöyle: 'Yapacaklarımız yaptıklarımızın
garantisidir'. Bilmem anlatabiliyor muyum?
YAZI:Serdar TURGUT
AKŞAM