Obama'nın Türkiye'deki dostu
Abone olSon yıllarda öne çıkan Türkiye, ABD basının gündemimden inmiyor. The Washington Post'ta ilginç bir Erdoğan yazısı vardı.
ABD'nin saygın gazetelerinden The Washington Post'un tanınmış
yazarı David Ignatius, ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan arasındaki yakın ilişkiyi konu aldığı yazısında,
''hiçbir dünya liderinin, Obama'nın yeniden seçilmesinden
Başbakan Erdoğan kadar çıkarı olmadığı'' tespitinde
bulundu.
Erdoğan'ın Ortadoğu'daki nüfuzunu anlatırken Mısır örneğini veren İgnatius, Erdoğan'ın Mısır'da hem namaz kıldığını hem de demokrasiyi anlattığına dikkat çekti.
Ignatius, ''Obama'nın Türkiye'deki Dostu'' başlıklı yazısında,
''Obama'nın, göreve geldiği ilk aylarda dış politikasında
el yordamıyla ilerlerken, Türkiye'nin dik başlı Başbakanı Recep
Tayyip Erdoğan ile bir dostluk geliştirmeye karar
verdiğini'' belirtti.
''Son bir yıl içerisinde, Türkiye'ye yapılan bu yatırımın, zaman
zaman akıntıya sürüklenen bir bölgedeki Amerikan politikasını
sağlama bağlayarak, bazı büyük yararlar sağlamaya başladığını''
kaydeden Ignatius, ''Erdoğan'ın nüfuzunun, bu hafta, Arap
Baharı'nın kargaşası sırasında Müslüman demokrasi olarak 'Türk
modeli'nin istikrarını öven Dünya Ekonomik Forumu'na ev sahipliği
yaparken gözler önüne serildiğini, forumdaki panellerden birinin
'İlham Kaynağı Olarak Türkiye' şeklinde cezbedici bir başlık
taşıdığını'' ifade etti.
Ignatius, Erdoğan'ın geçen salı günü yaptığı bir konuşmada,
iktidarda olduğu son 10 yıl içerisinde Türkiye'nin kaydettiği
başarıları sıraladığına işaret ederek, Türk ekonomisinin
2002'den bu yana yılda ortalama yüzde 5,3 büyüme kaydettiğini,
bunun OECD ülkeleri arasındaki en hızlı büyüme oranı olduğunu,
gayri safi yurt içi hasılası ve dış rezervlerinin üç kattan fazla
artış gösterdiğini, dış yatırımların da 16 kattan fazla arttığını
anlattığını belirtti.
''Davos'ta yaşanan anın geçmişte kaldığı
görüldü''
Erdoğan açısından, Dünya Ekonomik Forumu'na ev sahipliği yapmanın
bir nevi ''intikam'' olduğu değerlendirmesinde bulunan Ignatius,
forumun 2009 yılında Davos'taki toplantısında kendisinin
moderatörlüğünü yaptığı bir oturum sırasında, İsrail Cumhurbaşkanı
Şimon Peres'in Gazze operasyonuyla ilgili sözlerine yanıt vermesi
için süre tanınmaması üzerine Erdoğan'ın öfkeyle toplantıyı
terkettiğini hatırlatarak, ''Bu hafta, o anın geçmişte kaldığı
görüldü'' ifadesini kullandı.
Ignatius yazısında,''Türkiye'nin bölgedeki yükselişinin şu
anda apaçık ortada olduğu görülüyor, ancak 2009 yılında, Obama özel
bir ilişki inşa etmek için çalışmaya başladığında bu daha
azdı'' değerlendirmesini ortaya koydu.
Obama'nın göreve başladıktan sonraki ilk yurt dışı ziyaretine
Türkiye'yi de dahil ettiğini hatırlatan Ignatius,
''Türkleri etkileyen şey, sadece Obama'nın TBMM'de
konuşması değildi, bundan önce Strasburg'da ABD Başkanı'nın,
NATO'da Türkiye için daha büyük bir rolü desteklemesi ve Prag'da
Türkiye'nin AB üyeliğini savunmasıydı'' ifadesine yer
verdi.
Ignatius, Obama ve Erdoğan'ın, Gazze operasyonundan sonra
Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinde yaşanan keskin gerilemeye ve
ABD'nin 2010 yılı başlarında Ankara'nın İran'la çok dostane hale
gelmekte olduğuna dair kaygılarına rağmen aralarındaki yakınlaşmayı
sürdürdüklerini kaydetti.
"Giderek artan bir karşılıklı güven..."
Obama'nın Haziran 2010'da Toronto'daki G-20 zirvesinde Erdoğan ile
2 saat süren açık sözlü görüşmesinde kaygılarını dile getirdiğini
anlatan Ignatius, iki tarafa göre, o tarihten bu yana giderek artan
bir karşılıklı güvenin cereyan etmekte olduğunu belirtti.
Ignatius yazısında, ''Erdoğan'ın en yakın siyasi danışmanlarından
biri'' olarak nitelediği AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen
Bağış'ın, ''Başbakanım, Başkan Obama'da bir dost görüyor.
İki lider, fikirlerini çok samimice dile getirebiliyor. Her zaman
aynı görüşte olmayabiliyorlar, ama pozisyonlarını paylaşmada
kendilerini yeterli derecede rahat hissediyorlar''
dediğini ifade etti.
Obama-Erdoğan kanalının bir örneğini, Mart ayında Seul'da
yaptıkları görüşmenin oluşturduğunu kaydeden Ignatius, o görüşmenin
ana gündem maddesinin, ''Obama'nın, ABD'nin nükleer bir anlaşmadaki
çıkarı konusunda, Erdoğan'dan, İran'in dini lideri Ayetullah
Hamaney'e mesaj iletmesi talebi'' olduğunu belirtti. Ignatius,
Seul'da Erdoğan'ın ayrıca, Obama'nın 2009 yılında sunduğu talebe
karşılık olarak, Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılması
sözünü verdiğini, Erdoğan'ın daha önce de, Obama'nın Akdamar
Adası'ndaki Ermeni kilisesinde ibadete izin vermesi talebini kabul
ettiğini kaydetti.
Ignatius, ''Türkler, Erdoğan tarafından verilen diğer bazı
tavizlere de atıf yapıyor: Obama, Erdoğan'ı, bu yıl faaliyete geçen
ve Tahran'ı sinirlendiren füze savunma radar sistemini
konuşlandırmaya ikna etti. Ve ABD'nin çağrısıyla Erdoğan, geçen yıl
NATO'nun Libya'ya müdahalesine ilk başta gösterdiği muhalefeti
tersine döndürdü'' ifadesini kullandı.
''ABD, bu müreffeh Müslüman demokrasiyle ittifakından
memnun''
''Türkiye kartını oynayarak Obama'nın, ülkesindeki bazı
güçlü siyasi seçmen kitlelerini kızdırdığını'' kaydeden
Ignatius, Yahudi gruplarının, Obama'nın, İsrail'in Türkiye ile
ilişkilerinin neredeyse donma noktasına geldiği bir zamanda bile
Ankara ile yakınlaşmasını protesto ettiğini, Ermeni grupların da,
ABD Başkanı'nın bir zamanlar Türkiye'ye yönelttiği, 1915 olaylarını
''soykırım'' olarak tanıması yönündeki güçlü çağrılarını
hafifletmesinden öfke duyduğunu belirtti.
Ignatius, ''ancak Arap Baharı karardıkça, ABD yönetiminin, bölge
için yol gösterici olarak görebileceği bu müreffeh Müslüman
demokrasiyle ittifakından memnuniyet duyduğunu'' kaydederken,
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, ''ülkesinin Araplar
için bir rol model olduğunu, çünkü demokrasinin kaos ya da
aşırıcılık değil, haysiyet getirdiğini gösterdiğini''
savunduğunu ifade etti.
Erdoğan Mısır'da ikisini de yaptı
Bakan Bağış'ın, ''Mısır'a gidebilen ve bir camide namaz
kılabilen çok sayıda Müslüman lider var. Ve demokrasi hakkında
konuşmak için oraya gidebilen birçok da Batılı lider var. Erdoğan
bu ikisini de yaptı'' dediğini belirten Ignatius,
yazısını, ''Bu, Türkiye için bugünlerde bir koz gibi birşey. Ancak
karşılıklı bir bağımlılık var. Şunu söylemek doğru olur;
hiçbir dünya liderinin, Obama'nın yeniden seçilmesinden
Başbakan Erdoğan kadar çıkarı yok'' ifadesiyle
noktaladı.