Siyah ama köle bir aileden gelmiyor. Babası Kenyalı siyah bir Müslüman. Amerika'da öğrenci iken, beyaz ve Hıristiyan olan annesi Ann Dunham ile tanışıyor. Evleniyorlar. Obama 2 yaşında iken ayrılıyorlar. Endonezyalı başka bir Müslüman öğrenciye gönül veriyor, anne Dunham. Evlenip, Cakarta'ya yerleşiyor. Obama burada medrese eğitimi bile alıyor. (Fakat kendisinin Hıristiyan inancında olduğunu söylüyor.) 10 yaşındayken, Hawaii'deki dedesi ve babaannesinin yanına dönüyor. Öz babası ile boşanma sonrası bir kez görüşüyor. Annesi, 1995'te kanserden ölüyor. Obama, bu fırtınalı hayata rağmen Harvard'da hukuk okumayı başarıyor. Eşi de Harvard mezunu bir avukat. En sevdiği film: Baba (The Godfather) En sevdiği aktör: Jeff Bridges. En sevdiği süper kahraman: Örümcek Adam ve Batman. En sevdiği yemekler: Acılı yemekler ve pizza. En sevdiği kitap: İncil ve Nobel ödüllü Tony Morrison’dan "Song of Solomon." En sevdiği şarkı: Fugees - "Ready or Not" Başlıca sloganları: "İnanabileceğimiz değişim" ve "Evet, yapabiliriz." Kullandığı otomobil: Chrysler 300C Siyasi kahramanı: Martin Luther King Jr, Mahatma Gandhi ve 1993’te ölen insan hakları savunucusu Cesar Chavez. En sevdiği filozof: Friedrich Nietzsche ve 1971’de ölen Protestan dinbilimci Reinhold Niebuhr. Lakabı: Ailesi ve arkadaşları ona "Barry" diyor, anneannesi ise "Bear" (Ayı). Gizli servis korumaların taktığı ad ise "Renegade" (Kaçak). En sevdiği özlü söz: "Senin önünde garibiz, yabancıyız, atalarımız gibi. Yeryüzündeki günlerimiz bir gölge gibidir, kalıcı değildir." (Zebur’da, Hz. Davud’un duasını içeren "Tarihler" bölümünde 15’inci ayet. Obama, yazdığı biyografiye de bu ayetle başlamıştı)