Obama'dan Suriye ve İsrail'e uyarı!
Abone olObama: Esad, ya demokratik geçişe öncülük etmeli ya da ayrılmalı
ABD Başkanı Barack Obama, Kahire’de iki
yıl önce yaptığı konuşmanın ardından ikinci kez Müslüman dünyasına
seslendi. Halkların değişim talebine dikkat çeken, Beşşar Esad'ı
uyaran, İsrail'in güvenliğine vurgu yapan Obama, kendilerinin
bölgeye bakışının değişmesi gerektiğini
söyledi.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki isyan hareketleri, diktatörler,
El Kaide... ABD Başkanı Obama, bu ve paralel konulara ülkesinin
nasıl baktığını anlattı.
2009'un ardından ikinci kez Müslüman dünyasına seslenen ve ABD’nin stratejisini anlatan Obama, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a mesaj yolladı: Ya geçişi gerçekleştirir ya da iktidarı terk eder...
Kaddafi ve Esad’a karşı sert mesajlar veren Obama, ABD’nin bölgedeki iki müttefiği Yemen ve Bahreyn’le ilgili ise ‘onlar da taleplere karşılık vermeli’ demekle yetindi.
"Tabi ki çıkarlarımızın takip edilmesi, bölgedeki aç karınları doyurmayacak ve insanların kendini ifade etmesini sağlamayacak. Sıradan insanların özlemlerine karşılık vermek önemli. Kendi çıkarlarımızı onların isteklerine rağmen gerçekleştiremeyeceğimizi de bilmek zorundayız. Yaklaşımımızı değiştiremezmek, bu bölünmüşlüğü daha da derinleştirecek. Onlarca yıldır dünyayı olduğu gibi kabul etmenin ardından artık dünyanın olması gerektiği gibi olması fırsatıyla karşı karşıyayız. Bütün ülkeler bizim anladığımız anlamda bir demokrasiyi takip etmek zorunda değil. Kısa vade çıkarları, bizim bölgeye dair hayallerimizle eşleşmeyebilir. Ancak temel bir takım değerler konusunda açık şekilde konuşmalıyız. Biz ABD olarak bölge halklarına şiddet uygulanmasına karşıyız”
Dikkat çeken bu mesajları veren ABD Başkanı Obama, Müslüman dünyasına yönelik şöyle konuştu:
"Bu ülkeler uzakta olsalar da, bizim geleceğimiz bu bölge ile ekonomik, güvenlik, tarih ve inanç olarak doğrudan bağlantılı.
Biz dış politikamızı Irak savaşından sonra farklı boyutlara taşıdık. Oradan çekildik; Afganistan’da bu olacak, El Kaide’yle mücadelede Usame Bin Ladin’i öldürdük. O bir şehit değil katildi. Nefret mesajları taşıyordu. Müslümanların batıya karşı silah kullanmalarını söylüyordu. Demokrasiyi reddediyor, Müslümanlar için birseysel haklara karşı çıkıyordu. Onu, inşa ettikleriyle değil yıktıklarıyla hatırlayacağız.
Onun ölümünden önce de El Kaide güç kaybı yaşıyordu ve şiddetin, ölümün taleplere yanıt vermediği insanlar tarafından görüldü. El Kaide çıkmaz sokak olarak değerlendirildi ve halklar kaderlerini tayin etme hakkını istedi.
"BİZİ ŞAŞIRTMAMALI"
Bu Tunus’ta başladı, Tarihte öye anlar vardır ki sıradan vatandaşların hareketleri değişim rüzgarını harekete geçirir ve Tunus’ta da böyle oldu. Umutsuzluk içinde kendini yakan genç adamın çığlığı onbinler tarafından duyuldu. Mermilere rağmen evlerine dönmediler ta ki diktatör bırakmak zorunda kalana dek. Bu ve diğer devrimlerin hikayesi bizi şaşırtmamalı.
İktidar ve güç pekçok ülkede birkaç kişinin elinde toplanmış durumda. Oralarda seslerin duyulacağı bir ortam olmadığı gibi siyasi partiler, adil ve özgür seçimler yoktu. Bu nedenlerle kaderlerini ellerine alamayanlar harekete geçti.
"PETROL VE DOĞALGAZ YETMEZ"
O bölgede petrol ve doğalgaz zenginliği var ama bilgi temelli olan küresel dünyada bunlarla yetinmek mümkün değil. Bölgedeki liderler talepleri kulaklarını tıkadılar ve batıyı suçladılar. Son 6 ay bize gösteriyor ki, baskı artık işe yaramayacak. Uydu ve internet geniş bir dünyaya pencere açıyor ve değişimlere neden oluyor. Yeni bir kuşal ortaya çıktı ve değişimin reddedilemeyeceğini bize hatırlatıyorlar.
"DEĞİŞİMLER KOLAY OLMAYACAK"
Libya’da Bingazi’de Şam’da’ki çığlıkları duyduk. Şiddet içermedikleri için, halklar, teröristlerin onlarca yıldır elde edemedikleri gelişmelere imza attılar. Bu değişimler kolay olmuyor tabi ki. Haftalar içinde olsun isteniyor ama yıllar gerekebilir. İyi ve kötü günler olacak, bazen hızlı bazen yavaş olacak...
ABD'NİN ROLÜ NE OLACAK?
Soru, ABD bu süreçte nasıl rol oynayacak. Bölgede bir takım çıkarlarımız ön plandaydı; terörizmle mücadele, kitle imha silahları, İsrail’in güvenliği gibi ve bunları yapmaya devam edeceğiz. Bunlar insanların taleplerine karşı olan stratejiler değil. Daha önce olduğu gibi dostlarımıza verdiğimiz sözleri tutmaya devam edeceğiz.
İSRAİL’E MESAJ
Müzakerelerin temeli, varlığını sürdürebilecek bir Filistin ve güvenliği sağlanmış bir İsrail'dir. Biz 1967 sınırlarının temel alınmasını ve toprak alışverişi yapılmasını istiyoruz. Dostluğumuza dayanarak gerçeği söylemeliyim, statüko artık sürdürülemez. İsrail barış için daha cesur adımlar atmalı.
"ÇIKARLARIMIZ KARIN DOYURMAYACAK"
Bizim çıkarlarımızın takip edilmesi, bölgedeki aç karınları doyurmayacak ve insanların kendini ifade etmesini sağlamayacak. Sıradan insanların özlemlerine karşılık vermek önemli. Kendi çıkarlarımızı onların istejklerine rağmen yapamayacağımızı da bilmek zorundayız. Yaklaşımımızı değiştiremezmek, bu bölünmüşlüğü daha da derinleştirecek...
TEMEL DEĞERLER
Onlarca yıldır dünyayı olduğu gibi kabul etmenin ardından artık dünyanın olması gerektiği gibi olması fırsatıyla karşı karşıyayız. Bütün ülkeler bizim anladığımız anlamda bir demokrasiyi takip etmek zorunda değil. Kısa vade çıkarları, bizim bölgeye dair hayallerimizle eşleşmeyebilir. Ancak temel bir takım değerler konusunda açık şekilde konuşmalıyız. Biz ABD olarak bölge halklarına şiddet uygulanmasına karşıyız.
Evrensel hakları savunuyoruz; ifade özgürlüğü, örgütlenme,
din, inanç özgürlükleri; kadın erkek eşitliği, liderleri seçme
hakkı. Bağdat, Şam, Tahran olsun, nerede olursa olsun bu haklar
herkes için geçerli olmalı. Bunlar tali talepler değildir; en
önemli önceliklerimizdir.
"ZAMAN KADDAFİ'NİN ALEYHİNE İŞLİYOR"
Libya’da zülmü gözlemledik ve talepler karşısında harekete geçtik. Şimdi zaman Kaddafi’nin aleyhine işliyor ve iktidarı kaybettiğinde onlarca yıldır devam eden yoksullukla karşı karşıya kalacağız. Buna da yanıt bulunması gerekiyor.
BEŞŞAR ESAD'IN SEÇİMİ
Bugün Başkan Esad’ın seçimi var. Ya bu geçişi gerçekleştirir ya da iktidarı terk eder. Siyasi tutuklular serbest burakılmalı, haksız tutuklamalar son bulmalı, Dera’da insanların sokağa çıkmalarına engel olunmamalı. Esad demokratik geçişi sağlamalı aksi halde kendi ülkesinden ve uluslararası toplumdan dışlanacaktır.
"İNANILIR VE GÜVENİLİR OLACAKSAK..."
İran’ın hoşgörüsüzlüğüne, baskıcı rejimine ve nükleer programına karşı tutumumuz biliniyor. ABD inanlır ve güven verici bir ülke olacaksa, kabul etmek gerekiyor ki, bölgedeki dostlarımız da değişim taleplerine kulak vermeliler. Yemen’de Salih’in bunu yapması gerekiyor, Bahreyn’de de yapılmalı. Bahreyn yönetimi hukukun üstünlüğüne inanmak zorunda. Yapılanları doğru olmadığını ifade ettik ve bu gibi adımlar reform taleplerinin ortadan kalkmasını sağlamayacaktır.
"DERİN AYRILIKLARIMIZ OSA BİLE"
Biz inandığımız ilker doğrultusunda hareket etmeliyiz. Bu insanlar bizimle aynı fikirde olmasa bile bunu yapmalıyız. ABD, barışçıl olan bütün seslein yanında olacak. Bazen derin ayrılıklar olsa bile, her kim ki kapsayıcı ve samimi demokrasi elde etmeye çalışıyor, biz onun yanında yer alacağız. Baskıcı, acımasız, zulüm yapanların karşısında olacağız.”