Obama Erdoğan'ın uçağını dinlemediyse...
Abone olABD'nin Kobani'deki Kürtlere havadan silah yardımı yapmasından Türkiye'nin haberi var mıydı? Obama ile Erdoğan ne konuştu?
Radikal yazarı Murat Yetkin, ABD
Başkanı Barack Obama ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
pazar gecesi yapılan telefon görüşmesiyle ilgili önemli bir detayı
köşesine taşıdı.
Erdoğan'ın Afganistan'dan döndüğü gibi ABD Başkanı'yla telefon
görüşmesi yaptığı saatlere dikkat çeken Yetkin, Erdoğan'ın uçakta
PYD ve IŞİD'i terör örgütü sayan açıklamalarından Obama'nın haberi
olmadığını yazdı.
"Obama Erdoğan’ın uçağını dinlemediyse Erdoğan’ın ona
rest çekmiş olmasının bir etkisi olmadığını biliyoruz"
diyen Yetkin, kritik telefon görüşmesiyle ilgili şunları yazdı:
"Erdoğan'ın Obama'yı PYD teması yüzünden rest çekmesi üzerinden bir
gün geçmeden ABD, PYD'ye silah indirmeye başladı, hükümet
Peşmergeye Kobani'ye destek için geçiş izni verdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Afganistan’dan taşıyan uçak,
İstanbul Atatürk Havalimanı'na 18 Ocak gece yarısından sonra, 19
Ekim Pazar gününün ilk saatlerinde indi.
Kayıtlara göre, saat 01.10, biri on geçe…
Daha ayağının tozuyla Cumhurbaşkanına önemli bir not ulaştırıldı:
ABD Başkanı Barack Obama telefonda görüşmek
istiyordu.
Washington’da saatler 18:30’u gösteriyordu.
Erdoğan “Bağlayın” talimatı verdi.
Bir cumartesi akşamı, bu saate ve Türkiye’de gece yarısını geçmiş
haldeyken ABD Başkanı arıyordu, söyleyeceği önemli bir şeyler
olmalıydı.
ERDOĞAN UÇAKTA NE
DEMİŞTİ?
Kabil-İstanbul uçuşu sırasında, davetli gazetecilere önemli
açıklamalar yapmış, ABD’ye iki konuda rest çekmişti. ABD,
tarihinde ilke defa olmak üzere, terörist örgütler listesinde yer
alan bir örgütle (PKK) “yakın temas içindeki” bir
başka örgütle doğrudan temas ettiğini kabul etmişti.
Temas Irak ve Suriye Kürtlerinin, IŞİD saldırısı altındaki Kobani
(Ayn el-Arab) şehrine saldırısını birlikte nasıl durduracaklarını
tartıştığı 15-16 Ekim toplantılarında gerçekleşmişti.
O örgüt, Erdoğan için PKK gibi “terörist” olan PYD
idi. Bir aya yakındır Kobani’de IŞİD’e direnen örgüte ABD’nin silah
desteği vaat etmesi Erdoğan için kabul edilemezdi. Bu durumda
Türkiye’nin IŞİD’e karşı koalisyona askeri destek vermesi mümkün
değildi. Ayrıca Erdoğan, nasıl PKK ile PYD’yi aynı şekilde
terörist sayıyosa, PKK ile IŞİD’i de bir görüyordu. Ve IŞİD ne
kadar tehlikeliyse, Suriye’deki Beşar Esad rejimi de o kadar
tehlikeliydi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu da Ankara’nın Suriye sınırının diğer
tarafında ne IŞİD, ne Esad görmek istemediğini söylemişti. Öyleyse
ABD-öncülüğündeki koalisyon Esad’ı da IŞİD gibi hedef listesine
almaz ise, Türkiye’nin o koalisyona askeri destek vermesi söz
konusu olmazdı.
Dışişleri yetkilileri “Bağlantı hazır”
dediler.
Telefonun Washington ucunda olduğu gibi, İstanbul ucunda da
tercümanlar yerlerini alınca, Erdoğan da kriptolu telefonun
ahizesini aldı. Görüşme başladı; kayıtlara göre saat 01:40
sularıydı.
BU NE DEMEK BİLİYOR MUSUNUZ?
Bu ne demek biliyorsunuz, değil mi?
Eğer ABD’nin elektronik istihbarat kuruluşu NSA, henüz
dünyanın bilmediği bir teknoloji ile, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı
uçağını dinlememiş ve Erdoğan’ın uçakta gazetecilere söylediklerini
kaydedip ışık hızıyla Başkana Obama’ya yetiştirmediyse, Obama’nın
Erdoğan’ın çektiği restlerden haberi yoktu telefon görüşmesinden
önce.
Erdoğan’ın PYD ve Esad konusunda ABD’ye çektiği restleri Pazar
gününün gazetelerinde manşete çekecek gazetecilerin de haberi
yoktu. Onlar da bu telefon görüşmesinden ertesi gün, Pazar
öğleden sonra Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nin
açıklamasıyla haberdar oldular. Anadolu Ajansı bu açıklamayı 19
Ekim saat 16:22’de yayına verdi.
İki lider “Kobani dahil Suriye meselesini” ele
almışlar ve “IŞİD’e karşı ortak mücadeleyi güçlendirmek
için yakın işbirliği yapmayı sürdürme konusunda mutabık”
kalmışlardı.
OBAMA'NIN ANLADIĞI
SAAT
Açıklama saati Obama’nın Erdoğan’ı onun PYD ve Esad restleri
üzerine aradığı algısının oluşmasına müsaitti. İlerleyen
saatlerde Beyaz Saray’dan yapılan ve görüşmenin Washington saatiyle
18 Ekim Cumartesi gecesi yapıldığını vurgulayan
açıklama, yine saat farkları nedeniyle Türk medyasında yer
bulamadı.
Zaten Türkiye 20 Ekim’e bambaşka bir haberle
uyanmıştı.
ABD, Kobani’deki PYD güçlerine Irak’taki Kürt bölgesinden kalkan
uçaklarla havadan silah ve tıbbi malzeme yardımı yapmaya
başlamıştı.
Obama, Erdoğan’ın restini mi görmüştü?
O telefon konuşmasında neler konuşulmuş, neler
istenmişti?
Erdoğan, ABD’nin PYD ile temasına dahi rest çekmişken,
şimdi doğrudan silah yardımına ne diyecekti?
Öğleden sonra ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi
John Bass Çankaya’ya güven mektubunu sunarak göreve başlayacaktı.
Acaba Erdoğan orada mı bir tepki verecekti?
Ya Davutoğlu bu işe ne diyordu?
YANITLARI ÇAVUŞOĞLU VERDİ
Bütün bu sorular daha öğle saatinden önce bir cevap buldu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi de
'Kobani'ye yardım için işbirliği içindeyiz' açıklamasını
yapmıştır” dedi ve devam etti:
“Biz de Peşmerge güçlerinin Kobani'ye geçişine destek için
yardımcı oluyoruz. Bu konuda görüşmelerimiz devam
ediyor."
Türk kamuoyu Erdoğan’ın PYD ve Esad şartı yerine gelmezse IŞİD’e
karşı askeri koalisyonda yer alamayız demesi üzerinden henüz bir
gün geçmeden, ABD’nin PYD’ye silah yardımı yaptığını
öğrenmişti. Şimdi de Türkiye’nin de Irak’taki Peşmergelerin,
IŞİD’e karşı PYD’ye destek vermek üzere Kobani’ye geçişine destek
verdiğini de öğreniyordu.
GENELKURMAY YANIT VERMEYİ
REDDETTİ
Genelkurmay sorulara cevap vermeyi reddediyor, “Açıklamayı
Dışişleri yaptı, onlara sorun” diyordu. Dışişlerinden ise,
tıpkı Başbakanlık ve Köşk gibi çıt çıkmıyor, top Bakanlar Kurulu
sonrasında Bülent Arınç’ın yapacağı açıklamaya
atılıyordu. Daha sonra açıklamanın sabah Davutoğlu tarafından
yapılacağı söylendi.
İşte o sıra Endonezya’dakİ ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin
açıklaması geldi. Türkiye’ye “anlatmışlardı”;
Kobani’de IŞİD ile çatışan Kürt grupların silah ve cephane ile
desteklemek “sorumsuzluk” olacaktı.
Peki ne zaman “anlatmıştı” ABD bunu
Türkiye’ye?
Obama’nın Erdoğan’la telefon görüşmesinde mi? Ya da daha
önce mi?
OBAMA ERDOĞAN'IN UÇAĞINI DİNLEMEDİYSE...
Çünkü artık Obama’nın Erdoğan’a telefon etmesinde, tabii eğer Obama
bilmediğimiz bir teknolojiyle Erdoğan’ın uçağını dinlemediyse
(böyle bir bilgi yok tabii, farazi olarak söylüyorum) Erdoğan’ın
ona rest çekmiş olmasının bir etkisi olmadığını biliyoruz.
Obama, Erdoğan’ın restiyle değil, IŞİD ile savaşta Türkiye adına
verecekleriyle ilgili görünüyor daha ziyade.