Basit kelime oyunlarını seven bir yazar olsam
‘’Türk’e atılmıştır,’’ deyip çıkacağım
işin içinden ama mesele o kadar basit değil.
O kadar basit olmadığı için de
‘’Bu yumruk Kürt halkına atılmıştır,’’
diyen demokratların ve BDP’lilerin çok yanlış ve tehlikeli bir
söylem içinde olduklarını düşünüyorum.
Sadece görünenle yetinirsek, olayı
‘’Kürtlere atılan yumruk’’ olarak
nitelendirmek mantıklı görünebilir. Bir açıdan da doğrudur elbette
bu varsayım.
Ama ‘’hangi açıdan’’ ona bakmak
lazım:
Ergenekon açısından, provokasyon açısından,
bölücülük açısından, yani kirli derin
devlet ve tüm bu etkenlerin manipülasyonlarına gelmişler
açısından doğrudur; ve evet Kürtlere atılmıştır.
Ama diğer açıdan, yani benim ve benim gibi
düşünenlerin açısından ise Türkiye halkına atılmış bir
yumruktur bu.
Saldırganı tebrik etmek lazım bu açıdan. Bir
yumruk attı ve hepimizi silkeledi. Ahmet Türk de hiç üzülmesin.
Gazidir bu olayda kendisi.
Ve o burun kesinlikle boşa
kırılmamıştır.
Bir burun, içimizde yaşayan birlik ve
kenetlenme duygularını ortaya çıkarmıştır.
Tuzağı kuranlar kendi kazdıkları
kuyuya düşmüşlerdir o burun sayesinde.
Aramızdaki ayrıksı otlar da yine bir
burun farkı ile açığa çıkmıştır iyice.
Olaya gelişme ve sonuçları itibarıyla bakınca
saldırılacak şahıs olarak Ahmet Türk’ün seçilmesi hiçbir şekilde
rastlantısal olmayıp kötücüllerin son derece işine gelecek bir
tercihti.
Bütün Kürtleri ancak Ahmet Türk gibi bir
isimle sokağa dökebilirlerdi. (Döktüler de
nitekim.)
En güzel siyaset, en başarılı provokasyon ve
en iyi demagoji Türk’ün ismi üzerinden yapılabilirdi. (Yapıldı
da nitekim.)
Ama çok önemli bir noktayı
unuttular…
Türk, geniş kesimler tarafından kabul ve onay
gören, sevilen bir isimdi. Milletvekilliğinin haksız bir şekilde
düşürülmesi ve onun bu durum karşısındaki asil tutumu da isminin
iyice parlamasına yol açmıştı.
Saldırı sonrasındaki tutumu ve insanları
birliğe, sükunete çağıran söylemleriyle de sağduyulu bütün
kesimlerin takdirini kazandı. Aynı zamanda, Nihal Bengisu
Karaca’nın tamamına imzamı atabileceğim yazısında da
dediği gibi: ‘’...Bu makus olay, Ahmet Türk’ün sergilediği
ağırbaşlı tutum sayesinde refiklerinin seçmiş oldukları kariyerist,
yabancılaşmış ve bol savrulmalı siyaset tarzlarının da altının
çizilmesine neden oldu.’’.
İşte tam da bu yüzden şerden bir hayır çıktı
ve bu kirli oyun ters tepti.
Sanki kaderin bir kelime oyunu imiş gibi
Türk’e yapılan saldırı Türkleri de uyandırdı. Ve ben yürekten
inananıyorum ki büyük çoğunluğumuz Türk ve Kürt kavramları
üzerinden yapılan çirkin siyasetin, kirli provokasyonların iyice
farkına vardık artık.
***
Nihal Bengisu Karaca’nın
yazısı: