O, utancı unutamıyorum!
Abone olSpor yazarı Cüneyt Tanman Mili Takımda oynarken başından geçen bir anısını kaleme aldı.
Wembley'de 8-0 yenildiğimiz maçın kadrosunda yer almıştım.
İngilizler'in yaptığı o müthiş presi, bizim oyuncularımızın top
kayıplarını, oturduğum yedek kulübesinde takımımızın yaşadığı
çaresizliği izleyişimi ve maç sonrasındaki utancımı hiç
unutamıyorum. Ancak o tarihten sonra futbolumuzda farklı şeyler
olmaya başladı. Gerek Milli Takım'la, gerekse Galatasaray'la
Avrupalılar'a karşı önemli basanlar yakalamaya başladık.
Kafalarımızda başlayan değişim, bugün futbolumuzu tartışmasız çok
farklı bir yere getirdi. Şimdi İngiltere ile kendi sahasında
oynuyoruz, aynı gruptayız, lideriz, maçtan puan ve puanlar almayı
düşünüyor, hatta buna eminiz. Bu düşünce bir hayâl mi? Bence değil.
Bir tek korkum var Liechtenstein maçında, İngiltere'nin
yenilmeyecek bir takım olmadığını bir kez daha gördük. Bugün
oynayacağımız maçta bizi bekleyen tehlikeler ve fırsatlara da şöyle
bir baktığımda, ilk risk olarak Milli Takımımız'ın biraz fazla
pohpohlanmasından ve bazı futbolcuların İngiltere'de oynama arzusu
nedeniyle ters motive olabileceğinden korkuyorum. Bunların başmda
ise kalecimiz Rüştü geliyor. İnşallah karşılaşmanın önemi ve
oyuncuların vitrinde olması takımımızı olumlu yönde etkiler,
korktuğumuz da başımıza gelmez. Sahanın içine gelince; İngilizlerin
fizik gücü ve hava toplarıdaki üstünlüğü tartışılmaz. Beckham'ın
kullandığı serbest vuruşlar, Owen'ın çabukluğu ve defans arasına
yaptığı sürpriz koşular İngiltere'nin önemli silahları. Ayrıca
İngilizler'in kenardan Dyer ve Beckham ile taşıyacakları toplar da
dikkat etmemiz gereken tehlikeler. İngiltere'nin gözlenen başka bir
silahı yok. Buna karşılık A Milli Takımımız'ın yapması gereken,
fazla kapanmamak, defansımızı 18'in uzağında kurmak olmalıdır. 18
çevresinde kolay faul yapmamalı, rakibe serbest atış imkanı
tanımamalıyız. Kazandığımız topları iyi kullanmak ve top kaybı
yapmamak da İngilizler'in presini kırabilecek, onları zor duruma
düşürebilecek önemli etkenler. Bunu da kolayca yapabilecek, bu
özelliklere sahip bir ekibiz. Orta alanımızda çok çabuk, teknik ve
yaratıcı oyunculara sahibiz. Fızikli İngiltere orta alanı ve
defansına karşı çok işi yapabilecek futbolcularımız var. Forvette
de kaliteyi yakaladık. İlhan Mansız, takımımız için çok gerekli bir
isim. Ama onu İngiliz defansının içinde yalnızlığa terketmemeliyiz.
İdeali, İlhan'ın yanında Hakan veya Nihat'ın birlikte oynaması.
Kalitemiz yüksek Ancak bu da yeterli değil. Forvetle orta alan
birbirinden ayrılmamalı. Birlikte hareket etmeleri defansif anlamda
olduğu kadar ofansif anlamda da çok önemli. Dinamik, böyle bir
blok, rakibimizi hem kendi tehlikeli bölgemizden uzak tutar, hem de
rakibin dördü defansı arasındaki boşluklara daha fazla sürpriz
oyuncu sokma şansı bulmamıza olanak sağlar. Sonuçta inanıyorum ki,
kalitemiz İngilizler'den çok daha yüksek. Ama futbolun gereklerini
yapmak, ekip anlayışını sahaya yansıtmak ve yüreğini ortaya koymak
çok önemli. Eğer bunu yaparsak İngiltere'ye hem ilk golümüzü
atarız, hem de deplasmanda puan ya da puanlan kaparız.