O Türk'ün hayatı film oldu!
Abone ol19 yaşındayken Guantanamo kampında 5 yıl tutsaklık yaşayan ve sağ kurtulan Murat Kurnaz'ın hayatı film oldu.
19 yaşındayken Pakistan’da El Kaide ve Taliban ile
bağlantısı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ve Guantanamo
kampında 5 yıl tutulan Murat Kurnaz’ın yaşamı film oldu.
Murat Kurnaz’ın 2007 yılında yayımladığı “Hayatımın
Beş Yılı” adlı biyografisi, genç Alman yönetmen Stefan Schaller
tarafından filmleştirildi ve “Fünf Jahre Leben/Beş Yıl Yaşam” adı
altında bugün Alman sinemalarında gösterime giriyor.
ABD İLE ALMANYA ARASINDA KRİZ ÇIKARDI
Beş yıl boyunca adından söz ettirdi. Bir dönem Almanya ile ABD arasında krize neden oldu. Alman “Bild” gazetesinin “Bremenli Taliban” diye andığı, Alman vatandaşı Murat Kurnaz, ABD'yi hedef alan 11 Eylül saldırılardan kısa bir süre sonra Pakistan’da tutuklanmış ve Guantanamo tutuklu kampına gönderilmişti.
Burada yaklaşık 5 yıl boyunca sorgulandı,
işkence gördü, terörist damgası yedi. Sorgulamalardan bir sonuç
alamayınca Amerikan hükümetinin Kurnaz’ı Almanya’ya teslim etmek
istediği ama o dönemin Alman hükümetinin buna yanaşmadığı da
skandal olarak tarihe geçti. Murat Kurnaz, özellikle avukatı
Bernhard Docke’nin ısrarlı çabaları sonrasında 2006 yılında serbest
bırakıldı ve Guantanamo’dan Almanya’ya gönderildi.
ALMANYA'DAN GUANTANAMOYA GİREN TEK
TUTUKLU
Avukat Bernhard Docke, "Murat Kurnaz, özellikle medyanın Guantanamo gerçeğinin farkına varmasında büyük rol oynadı. Almanya'dan Guantanamo'ya giren tek tutuklu olan Kurnaz, orada neyse ki manen yıkılmadı ve Guantanamo'da hâlâ tutuklu bulunanlara yardım etmek için gerçekten de inanılmaz işler yaptı. Örneğin Uluslararası Af Örgütü ile birlikte toplantılara katıldı, televizyon kanallarına çıktı, bu konuda bir kitap yazdı ve şimdi de bu film… Filmin odak noktasında tabii ki Murat Kurnaz var, ama sadece o değil, bu hukuk dışı ve insanlık dışı tutuklu kampı Guantanamo'nun hala varlığını sürdürüyor olması ve artık kapatılma zamanının çoktan gelmiş olduğu da filmde işleniyor" şeklinde konuşuyor.
GALA BREMEN'DE YAPILDI
Filmin ilk gösterimi Bremen’de 21 Mayıs Salı akşamı yapıldı. Genç
Alman yönetmen Stefan Schaller, film için çalışmaya başladığında,
aynı Murat Kurnaz’ın dramatik hikayesinin başladığı dönemdeki
yaşta, yani 19 yaşındaydı. Schaller, Murat Kurnaz gibi genç bir
insanın yaşadıklarının inanılmaz olduğunu söylüyor ve onun
gerçekten bir suçlu olup olmadığının uzun zaman ortaya
çıkartılamadığını belirtiyor. Yönetmen Schaller, Kurnaz’ın gördüğü
işkencelere rağmen bildiği yoldan şaşmamasının, itirafta bulunarak
kolayca kurtulabilecekken, yılmayarak mücadelesine devam etmesinin
hayranlık uyandırdığını vurguluyor.
Yönetmen Schaller, Berlin’deki Babelsberg
stüdyolarında çektiği filminde özellikle iki kişiye odaklanıyor:
Murat Kurnaz ile onu itirafta bulunmaya zorlamak isteyen Amerikalı
sorgu uzmanı Gail Holford… Filmin dar bir mekânda çekilmiş olması
nedeniyle anlatılan olay üzerine büyük bir yoğunlaşma yaşanıyor.
Ama yönetmen elbette ki sunî bir heyecan yaratmadan seyirciyi
sürükleyecek sahnelere de yer veriyor.
'İŞKENCE SAHNELERİ
ÇIKARILDI'
Bremen'de 21 Mayıs akşamı filmin ilk gösterimine katılan Murat
Kurnaz, filme dair "Bence filmde görülen, iyi yapıldı... Yalnız
seyirciler bakamaz, bakmaK istemez diye birçok işkence sahnelerini
göstermediler, bu doğru! Guantanamo'dan çıkıp, sağ-salim gelen bir
ben varım yani. Bunu da Allah'a şükrediyorum tabii. Benim ordan
çıkmamla her şey bitmedi, devam ediyor, Guantanamo hâlâ var. Hâlâ
işkence görüyorlar ve Guantanamo gibi 21 gizli hapishane yeryüzünde
yayılmış, yani insanlara işkence edilmekte. İnsan hakları
kuruluşları ile sık sık beraber çalıştığım için bu gizli
hapishanelerden tabii ki ben haberdarım ama dünya bunu bilmiyor. Ve
bu gibi hapishanelerde insanlar kaçırılıyor, işkence ediliyor,
öldürülüyor, yani orada ya öbür boyu yatıyorsun ya da işkence
altında ölüyorsun. Bu hapishaneler böyle. Ve bunları gündeme
getirmek, bunları unutturmamak, bunları insanlara hatırlatmak benim
görevim yani" açıklamasını yapıyor.
İNSANİ DRAM ÖN PLANDA
Guantanamo'da sorgulamalar ve işkenceler devam ederken, arka
plandaki siyasî entrikalar ve Murat Kurnaz’ın masumiyetinin
kanıtlamasına rağmen Alman devletinin, Kurnaz’ın ülkesi Almanya’ya
dönmesine izin vermeye yanaşmaması, Başkan Bush dönemindeki insan
haklarını ayaklar altına alan tutuklulara ilişkin politikalar bu
filmde fazla yer bulmuyor. Schaller’in tüm çıplaklığı ile perdeye
yansıttığı, Guantanamo tutuklularına reva görülen ve günbegün devam
eden kötü muameleler… Oyuncuların gerçek bir olayı canlandırırken
gösterdikleri yüksek performans nedeniyle film daha derin bir boyut
kazanıyor.
Filmin ön planında ise insanî bir dram bulunuyor. Bir devletin gücü ve keyfî girişimlerine maruz kalan bir kişinin benliğinin nasıl öğütüldüğü perdeye yansıyor. Alman Yönetmen Schaller, bu filmin Kurnaz’ın Guantanamo’da kendi benliğinden ödün vermeden nasıl ayakta kaldığı sorusuna yanıt olduğunu söylüyor ve sinemasal anlamda keyfî ve uzun bir tutukluluğun psikolojik yönlerinin kendilerini ilgilendirdiğini vurguluyor.
GUANTANAMO'DA AÇLIK
GREVİ
Murat Kurnaz Guantanamo'da hâlâ tutukluların bulunduğunu, bunların
şu an açlık grevinde olduğunu hatırlatıyor:
"Yani aramızdaki en ufağının yaşı dokuzdu. Dokuz yaşında bir çocuk yani. Ve ikinci en ufağın yaşı 12'ydi ve birçok 14 yaşında komşularım vardı, hâlâ şu an ordalar ve şu an 22 yaşında delikanlılar. Yani dünyayı görmemişler diyebilirim. Yani şu an dediğim gibi 22 yaşında olsa gerek, eğer hayattaysalar. Ve bildiğiniz gibi tabii şu an 100 günden fazla açlık grevindeler çoğu, aşağı yukarı hepsi. Ve bunun içinde de bu o zamanki 14 yaşındakiler haliyle şu an onlar da açlık grevinde bulunmaktalar."