O saldırıda peşmerge izi var
Abone olNeo-Con kanatta yer alan Rubin, Dağlıca saldırısıyla ilgili çarpıcı bir iddiada bulundu.
AMERİKAN Enterprise Ensitüsü uzmanı Michael Rubin, Amerika’nın
Sesi Televizyonu’nun sorularını yanıtladı. Rubin'e ilginç bir soru
yöneltildi. Soru Dağlıca saldırısıyla ilgiliydi ve
şöyleydi;
Soru: 21 Ekim’de düzenlenen saldırıda, PKK çok
farklı bir taktik izledi. Kullandığı taktikler, ABD’nin
Kuzey Iraklı peşmergelere öğrettiği taktiklere benziyor.
Peşmergeler, bu saldırının koordine edilmesinde rol aldı mı?
Cevap: "Aralarında kesinlikle bir ilişki olduğunu
düşünüyorum. Barzani’nin saldırı emri verdiğini zannetmiyorum. Ama,
eğer insanlarınızı sürekli kışkırtırsanız, bazı peşmergelerin
bağımsız olarak böyle bir adım atmış olması mümkün. Barzani bu
saldırıya göz yumdu. Ve bu konuda bir şey yapılması gerekiyor."
ABD'li uzman Michael Rubin, Irak’taki Kürtler’in
PKK’ya karşı neden harekete geçmediğine ilişkin soru üzerine şöyle
dedi:
“Bence Barzani, Yaser Arafat’ın oynadığı kartı
oynuyor. Yani hem diplomatlarla görüşüyor, hem de
saldırılara göz yumuyor. Bunu koz olarak kullanmaya
çalışıyor. Barzaniler’le, Talabaniler’le konuştuğunuz
zaman şöyle diyorlar: ‘Türkiye biraz daha siyasi ödün verse, o
zaman anlaşmaya varabiliriz.’ Bu hiç mantıklı değil. PKK gibi bir
grupla uzlaşma olmaz. PKK uzlaşmaz, Maocu ve ideolojilerini zorla
kabul ettirmek isteyen bir örgüt.
ABD'NİN ÇOK FAZLA İSTİHBARATI YOK
Rubin, “Türkiye, ABD’nin PKK’ya karşı somut adım atmasını sağlamak istiyordu, bunu aldı mı bilemiyorum. Türkiye ile ABD istihbarat paylaşımı ve silahlı kuvvetler arasında daha sıkı irtibat sağlanması konusunda anlaştı. Ama, PKK konusunda ABD’nin çok fazla istihbarata sahip olduğunu düşünmüyorum'' diye konuştu.
Rubin, biri genel diğeri uydulardan elde edilen olmak üzere iki
farklı istihbarat olduğunu, Türkiye'nin bu bilgilere sahip olduğunu
belirterek, şöyle dedi:
ORADA PKK ÜYELERİ Mİ VAR?
“Türkiye'nin elinde Türk uçakları ve kaynaklarından alınan
istihbarat var. Türkiye’nin, saldırıların engellenmesinde
kullanabileceği istihbarata ihtiyacı var. Bu da, insan
kaynaklarından sağlanır. ABD bu alanda yetersiz.
Örnek vereyim:
2003 yılı Ekim
ayında, Diyana’nın (Kuzey Irak’taki bir kent) kuzeyinde PKK bana
silah çekti. Bana refakat edenler ortamı sakinleştirdi. ABD’ye
döndüğümde bu bilgiyi yetkililere ilettiğimde, bana ’orada
PKK üyeleri mi var?’ dediler.
Eğer o bölgede 30 PKK’lı teröristin bulunduğunu; ve orada kalıcı yapılar inşa ettiklerini bilmiyorsanız, o zaman sizin elinizdeki istihbarat ne kadar sağlıklı olabilir?''
ABD KİMİ TERCİH EDER ?
ABD'li uzman, şöyle konuştu:
“Barzani, kendisini Cumhurbaşkanı Gül'ün, Başbakan
Erdoğan’ın muhatabı zannediyor. Böyle bir şey yok. Ama,
Barzani çok zor bir ders alacak. Bunu söylediğim
için Kürtler beni çok eleştirdi. Eğer ABD’yi, Erbil ve Ankara
arasında seçime zorlalarsa, ABD, Ankara’yı tecih
edecektir. Ben, AKP’nin bazı politikalarını çok
eleştirdim. Ama, Türkiye ve ABD’nin güçlü bir ilişkisi var. Son 5-6
yılda yaşanan sorunlara rağmen, ABD stratejik müttefiki olan
Türkiye’yi unutmayacak. Barzani de bunu anlayamıyor. Barzani’nin bu
mesajı almıyor. Belki bir gün alır. 10 yıl önce de Suriye Devlet
Başkanı Hafız Esad, Türkiye’nin kararlı bir tutum sergilemesi
sonucu bu mesajı almıştı. Türkiye, ciddi olduğunu
göstermeli. Geri adım atmamalı. PKK kuzey Irak’ta
konuşlandığı sürece saldırılar olacak. Bunun yanı sıra, Türkiye
terör konusunda seçici bir yaklaşım sergilememeli. Nasıl Amerika
Türkiye’yi bu konuda desteklemeliyse,