O rapor ortaya çıktı! Çocuk mahkumlar grup halinde...
Abone olİzmir'de çocuk mahkumların birbirlerine işkence yaptıkları, zayıf çocuklara grup halinde cinsel tacizde bulunulduğu iddia edildi.
Şakran Cezaevi' diye bilinen İzmir
Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda çocuk mahkûmların
birbirlerine işkence yaptıkları Müdür Hamit Karslıoğlu'nun imzasını
taşıyan kurum içi yazışmayla ortaya çıktı.
''ANÜSLERİNDEN HORTUM SOKUP...'
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre ‘Şakran Cezaevi’ diye
bilinmekte olan İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Müdürü Hamit Karslıoğlu’nun imzasını taşıyan kurum içi yazışmada,
cezaevinde çocuk mahkûmların birbirlerine işkence yaptıkları ortaya
çıktı.
ZAYIF ÇOCUKLARA TOPLUCA TACİZ
Okuyanın tüylerini ürperten evrakta yer alan bilgilere göre;
zayıf çocukların büyüklerce cinsel istismara uğradığı, bu suçlardan
ötürü cezaevine düşenlerin içeride de küçüklere tecavüz ettikleri
ve bunu topluca yaptıkları ileri sürüldü. Evrakta çocukların,
“anüslerinden vücutlarına ne kadar uzunlukta hortumu alacakları
yönünde kendi aralarında iddiaya girip denedikleri”; “metal
çay kaşığını dörde bölerek yuttukları” gibi korkunç ifadeler yer
alıyor. Ayrıca, “infaz koruma memurlarının, kullanımı çocuklarca
yasak olan emtianın geçmesine neden oldukları” ifade
edildi.
‘Şakran Cezaevi’ diye bilinmekte olan İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı
Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Hamit Karslıoğlu’nun imzasını taşıyan 2
Aralık 2014 tarihli evrak, “Görev Taksim” başlığını taşıyor. İnfaz
kurumu içinde Psiko Sosyal Birime gönderildiği anlaşılan evrakta,
“Ceza infaz kurumlarında çocuk koğuş ve odalarında her türlü
personel kontrolünden uzak kapalı kapılar ardında mesai saatinin
sona ermesi ile” meydana gelen vakalar sıralandı. Evrakta, “Ya
kurum kayıtlarında ya da yaşananlardan sonra diğer çocuk tutuklu ve
hükümlülerce anlatılan” vakalar şöyle sıralandı:
‘KAŞIK YUTUYOR, VÜCUTLARINI KESİYORLAR’
- Çocuk koğuşunda bir arada barındırılan çocuklardan ikisinin;
hemen akşam yemeğinden sonra metal çay kaşığını yutup
yutmayacakları konusunda iddiaya girip çay kaşığını birkaç kez
bükerek dörde böldükleri ve sonra ekmek arasına ikişer parça
koyarak yuttukları… Diğer çocukların, çok sonra konuyu idarecilere
aksettirdikleri, yapılan tıbbi muayene sonrasında boş batın
grafiklerinde durumun belgelendiği…
- Ring aracı ile hastaneye gitmek adına sıvı deterjan içerek
intihar görüntüsü verdikleri ve idarecilerin telaşına
güldükleri…
- Yatıştırıcı ilaç kullanan çocuğun, sağlık memurunun
içmesini sağladığı ilacın kusarak çıkardığı, sonra diğer çocuklara
sattığı, hatta diğer küçük ya da saf çocukların yemeklerinde bu
ilaçları eriterek habersizce kattıkları, bu yemekleri tüketen
çocukların şuursuz, sersem hareketlerine daha sonra beraberce
güldükleri, kendinden geçen çocuğu ranzasına bağlayıp üzerine
işedikleri…
- İdrarlarını Cola vb. içeceklerle karıştırıp zayıf çocuklara
içirdikleri…
- Kuru çay otundan yaptıkları ve sigara dedikleri maddeyi
yakmak için prizlerde olan 220 volt elektriği kullandıkları, sigara
dedikleri maddeyi tavanda bulunan florasan lambasında yakmaya
çalıştıkları…
- Hastaneye gitme adına cam ve fayans parçalarıyla
vücutlarını kestikleri,
- Sekiz metre yüksekliğindeki bina duvarlarından gündüz
saatlerinde çarşaf bağlayarak kaçmaya yeltendikleri, jandarma
tarafından fark edildikleri,
- Hekim tarafından atere alınmış, (alçı) tedavisi başlamış
iken ateri hastaneye gitmek için defalarca söküp attıkları,
hastaneye defalarca bu anlamda götürülüp getirildikleri, angarya
için iş çıkardıkları, memuru oyaladıkları, devleti zarara
uğrattıkları…
TECAVÜZ SÜRÜYOR
Evrakta ayrıca, çocukların “boy, kilo, yaş ve ruhsal durumları
gözetilerek koğuşlara yerleştirmede sınıflandırmaya yapılmaya
çalışılsa da” duruma engel olunamadığı kaydedilerek, şöyle
denildi:
- Zayıf çocukların cinsel istismara uğradıkları,
- Cinsel eğilimleri yüzünden kurumda olan çocukların bu
arayışlarını ceza infaz kurumunda da sürdürdükleri, diğer zayıf
çocuklara tecavüz ettikleri, hatta bunu grup olarak
yaşadıkları,
- Anüslerinden vücutlarına ne kadar uzunlukta hortumu alacakları
yönünde kendi aralarında iddiaya girip denedikleri…
GARDİYANLAR YASAK MADDE SOKTURUYOR
Evrakta, “Çocuk koğuşlarında yaşanan tüm bu acılar, ıstıraplar
Halil Rıfat Paşa’nın ‘Gidemediğin yer senin değildir’ özdeyişini
haklı çıkarıyor gibi, çocukları bir demir kapı arkasına kapatıp
hapsetmek, onları aynı dışarıdaki yaşantılarına, kaderlerine terk
etmekle eşdeğerdir” denildi.
Ayrıca, kurumda görevli infaz ve koruma memurlarının denetimsiz
kaldığı, yetki ve sorumluluklarını aşara yanlış kararlar icra
ettikleri, bir çalışanın sekiz saat görev yerine uğramadığı ve bu
konu hakkında disiplin soruşturması yapıldığı, hakkı ve görevi
olmadığı halde bir diğer arkadaşının görevini diğerlerinin
sürdürdüğü, koğuş nöbetçilerinin kurum kapılarında x-ray cihazını
kullandığı, kullanımı çocuklarca yasak olan emtianın geçmesine
neden oldukları ifade edildi. Bu nedenle kurum idarecilerinin
vardiyalarının başında 7-24 saat hizmet verdikleri anlatıldı.
Evrakta, “Kanun ve yönetmelikten kaynaklanan diğer görevlerinizin
yanında iş bölümü gereği tevdi edilen yeni diğer rutin
sorumluluklarınızı da takip ve icra etmekle görevlendirildiniz”
denildi.
Radikal’in ulaştığı kurum müdürü Hamit Karslıoğlu, “Bu yazı
size mi ait” sorusuna karşılık, “Bu konuyla ilgili bilgi vermeye
yetkili değilim. Ceza ve Tevfik Evleri Genel Müdürlüğü’nü bu konuda
ararsanız onlar gerekli açıklamayı yapacaktır” dedi. Bu
yazışmanın cezaevindeki psiko-sosyal personelle ilgili bir iç
yazışma olduğu ifade ediliyor.