O operasyonun perde arkası
Abone olSakık'ın paketlendiği müthiş operasyonu komutanı anlattı. Gizli fotoğraflar 9 yıl sonra gün ışığında.
9 yıl sonra o müthiş operasyonun ayrıntıları medya ile
paylaşıldı. Bir kitap yazan operasyonun komutanı, bilinmeyenleri
anlattı. Müthiş operasyonu Sabah gazetesinden Ali Kemal Erdem
aktardı.
1986'dan 1998'e kadar, 36 silahlı eyleme bizzat katılarak 84'ü
asker, 134 kişinin öldürülmesinden ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına çarptırılan PKK'nin iki numaralı isminin nasıl yakalandığı
bir sır olarak saklandı. Terörle mücadelede kilometre taşlarından
biri olan Sakık'ın yakalanışının perde arkasını, o operasyonun
başındaki isim olan eski Özel Kuvvetler Alay Komutanı emekli
kıdemli albay Mithat Işık, anlattı. Işık, Destek Yayınları'ndan
çıkan ve Sakık'ın yakalandığı operasyonun kod adı olan
"Yarasa Operasyonu" nun adını verdiği kitabında
Sakık'ın yakalanışını ayrıntılarıyla anlatıyor.
İŞTE YARASA OPERASYONU
13 Nisan 1998. Sabah saat 05.05'de albay Mithat Işık'ın odasının
kapısı telsiz operatörü olan astsubay tarafından çalındı.
Operatörün elinde bir mesaj vardı. Mesajda Sakık'ın yanındaki iki
korumayla birlikte iki araçla evden ayrıldığı, onu izleyen ekibin
takipte olduğu yazıyordu.
10 dakika sonra bir mesaj daha geldi. Mesaj, Sakık'ın iki araçla
Dohuk'tan ayrılıp Erbil istikametine gittiğini, timin üç araçla
takibe başladığını bildiriyordu.
ÜÇ DAKİKA SÜRECEK OPERASYON
Alınan istihbarat doğru çıkmıştı. Artık Kuzey Irak'taki
bütün Özel Kuvvetler Timleri telsizlerini susturmuş bekliyordu.
Dohuk ile operasyon yapılacak nokta arasında iki saatlik mesafe
vardı. Mithat Işık'ın hesaplarına göre, operasyon sabah
07.30'da başlayacak ve üç dakika sürecekti.
Operasyon yapılacak nokta, güvenlik nedeniyle tenha
oluyordu ve yol güvenliğinden sorumlu peşmergeler de o saatlerde
kontrol noktalarındaki barakaların içinde oluyordu. Artık her an
her şey olabilirdi. Işık, sabah helikopter pilotlarına hazır
olmalarını emretti.
Sakık PKK'dan kaçıp KDP'ye sığındıktan sonra kendisine Dohuk'ta
zenginlerin kaldığı semtte lüks bir ev ve araç tahsis edildi.
Türkiye'nin iade talebi de "tabanımıza anlatamayız" gerekçesiyle
KDP tarafından reddedilmişti. Sakık'ı operasyonla yakalamak dışında
bir seçeneği kalmayan Türkiye, bu iş için Işık ve ekibini
görevlendirdi. Dohuk'ta Sakık'ı izleyen tim onun evden çıkışıyla
harekete geçti. Üç araçla takip başladı.
VE OPERASYON BAŞLIYOR
Tim mensupları peşmerge kıyafetleri içerisindeydi. Saat 07.22'de
operasyon noktasına yaklaşıldığında üç dakika sonra işaret verildi.
Ve 07.25'te operasyon başladı.
Birinci araç, süratle Sakık'ın aracını sollayıp,
öndeki koruma aracının arasına girdi. Ardından hızını azaltarak
koruma aracının Sakık'ın aracından uzaklaşmasını sağladı. Sonra ani
bir hareketle direksiyonu sola kırıp, araçla yolu kapadı.
Aynı anda arkadan gelen iki araç, Sakık'ın aracına
yaklaştı. Araçlardan inen silahlı Özel Kuvvetler mensupları
Sakık'ın aracını kuşattı. Bütün bu karmaşa içinde korkuya kapılan
Sakık araçtan inip kaçmaya, elindeki tabancayla ateş etmeye
çalıştı.
BİR ANDA M-16'LAR ONA ÇEVRİLDİ
Bu fotoğraflar hiç görülmedi. 9 yıl önce Sakık işte böyle
paketlendi...
Araçtan 5-6 metre uzaklaşmıştı ki "Sakık dur"
sesiyle başını arkasına çevirip baktı. Kendisine dürbünlü
M- 16 otomatik tüfeğiyle nişan alınmış bir adım daha atmaması için
ikaz ediliyordu. Sakık o mesafeden M-16'nın kurşunlarından
kurtulamayacağını iyi biliyordu.
Tabancasını yere atıp teslim olmaktan başka çaresi
kalmamıştı. O sırada araçta bulunan Sakık'ın kardeşi Arif Sakık ve
araç sürücüsü de direnmeden teslim olmuşlardı. Önden giden koruma
aracındaki peşmergeler de film gibi gelişen operasyonu
şaşkınlık içinde izliyordu.
Kendilerine ikaz da bulununca onlar da direnmeden teslim
olmuşlardı. Saat 07.30'a geldiğinde Işık'a gizli kodlu bir mesaj
geldi. Mesaj, "Yarasa"dan yani operasyonu yapan timden geliyordu.
Mesajın geldiği kişi ise "Atak" yani operasyon komutanı olan albay
Işık'tı. İlk gelen mesajda 103 yazıyordu.
103'ÜN ANLAMI: PAKETLENDİ
Daha önce hangi mesajın ne anlama geleceği
belirlenmişti. Belirlenen şifreye göre 103'ün anlamı "hedef
alındı" idi. Üç dakika sonra iki ayrı mesaj daha geldi
Mesajda 106 ve 107 yazıyordu.
Bunlar "hedef paketlendi" ikincisi ise "tahliye noktasına
intikal başladı, helikopterler gelsin" idi. Işık'ın
talimatıyla helikopterler 07.35'de kalkarak Kuzey Irak yönüne
uçtu.
3 DAKİKADA PAKETLENDİ
Bir süre sonra yeni gelen iki ayrı mesajda 108 ve 110
yazıyordu. Yani bunların anlamı "tahliye başladı"
"rota Silopi" demekti. Operasyon neredeyse planlandığı gibi üç
dakika da bitirilmişti.
Işık, helikopterlerin ineceği anı büyük bir heyecanla bekliyordu.
Tarihler 13 Nisan 1998'i saatler ise sabah 08.25'i gösterdiğinde
iki kara şahin, Silopi'deki karargâhın önüne peş peşe indi.
Birinci helikopterden 'paketlenmiş' halde Sakık
indirildi. Onun dışında Arif Sakık ve koruma görevi yapan
iki peşmerge de getirilmişti. Araç sürücüsü ise bırakılmıştı.
Sakık'ın kardeşi Arif Sakık
Sakık, kendisi için hazırlanan odaya getirilerek elleri bağlı
olarak bir ranzaya yatırıldı. Kardeşi ise bir başka odadaydı. Bir
süre sonra Sakık'ın gözleri açıldı. Karşından albay Mithat
Işık vardı. Yıllarca pek çok silah arkadaşını şehit eden
Sakık şimdi Işık'ın önündeydi.
24 Mayıs 1993'te Elazığ - Bingöl karayolunda askerlikleri bitip
evlerine dönmek üzere yola çıkan 33 silahsız askerin infaz edilmesi
emrini veren "Parmaksız Zeki" kod adlı Şemdin
Sakık, Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı Özel Kuvvetler
Komutanlığı'na ait iki timin 13 Nisan 1998'deki "Yarasa Operasyonu"
ile yakalanarak Diyarbakır'a getirildi.