O Mit görevlisine 20 yıl hapis
Abone olSuriye’deki iç çatışmalar sırasında Türkiye’ye sığınan muhalif albay ve binbaşıyı 100 bin dolar karşılığında Suriye’ye teslim ettikleri iddi...
Suriye’deki iç çatışmalar sırasında Türkiye’ye sığınan muhalif
albay ve binbaşıyı 100 bin dolar karşılığında Suriye’ye teslim
ettikleri iddia edilen, 3’ü MİT mensubu 7 sanığın yargılanması
tamamlandı. Eski MİT mensubu Önder S. 20 yıl, 4 sanık ise 8 yıl 4
ay ile 16 yıl 8 ay arasında hapis cezasına çarptırıldı. MİT’in
Hatay Bölge Başkanı M.A.A. ise beraat etti.
Emrindeki 120 polis ve askerin öldürülmesinin ardından Özgür Suriye
Ordusu’nu kurup Türkiye’ye sığınan Albay Hüseyin Harmuş ve Binbaşı
Mustafa Kassum, Hatay’ın Altınözü ilçesindeki mülteci kampında
kalırken 29 Ağustos 2011’de ortadan kaybolmuştu. Yapılan soruşturma
sonunda her iki ismin de kaçırılıp 100 bin dolar karşılığında Esed
askerlerine teslim edildiği belirlenmişti. Konuyla ilgili yapılan
çalışmalarda Harmuş ile Kassum’u Esed’e teslim ettiği iddiasıyla
Hatay Bölgesi’nde görevli MİT görevlisi Önder S. ve işadamları
Erdoğan Ayhan K. (51), Mete A. (33), Mehmet N. (31) ile Yılmaz N.
(32) 10 Şubat 2012’de yakalandı. Olayda MİT görevlisi Önder S. ile
irtibatlı oldukları belirtilen, MİT Adana Bölge Başkanı N.B. ve
Hatay Bölge Başkanı M.A.A. da soruşturmaya dahil edildi.
Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10’uncu Maddesi’yle yetkili Adana
10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan sanıklar, haklarındaki
’devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri
casusluk amacıyla temin etmek, kişiyi hürriyetinden alıkoymak’
suçlamalarını kabul etmedi. 19 yıl MİT’de tercüman olarak
çalıştığını belirten Önder S., hizmet süresinin 12 yılını Hatay
bölgesinde geçirdiğini ve yaklaşık 6 bin 500 lira maaş aldığını
söyledi. Suriyeli Albay Harmuş’un kontrollerinden çıktığını ve MİT
Müsteşarlığı’ndan gelen 4 görevlinin takibiyle, kendilerinin
’baypas’ edildiğini öne süren Önder S., Harmuş ile yaptığı
görüşmenin de spontane geliştiğini kaydederek, “O gün yaşananlar
kendiliğinden hızlı bir şekilde gelişen bir süreç oldu.
Konuşmalarımızda kendisini takip edenler olduğunu ve bu nedenle
yaşamının tehlikede olduğu konusunda bir takım sözleri oldu.
Telefonunun Gaziantep tarafından sinyal vermesini sağlamak hususu
ise güvenlik endişesinden kaynaklanmakta. Kendisinin Suriye’ye
geçtiğini ve orada kaldığının bilinmesini istemiyordu. Daha önce de
birkaç defa şehir merkezlerinde yakalanıp çadır kentlere
gönderildi. Böyle bir durum tekrar meydana gelebilir diye Mete
A.’nın yanında çalışan 2 kişinin birlikte gitmesini ben istedim. Bu
süreçte herhangi bir sıkıntı olmasını engellemek amacı ile
davrandım. Çalıştığım kurum, edindiğim mesleki tecrübe ve
bilgilerime göre bu şekilde davranmam mümkün değil. Bu kişiye
herhangi bir eylemde bulunmayı düşünseydim, çok daha rahat
yapabilecek yer ve zamanlar vardı” dedi.
İDDİALARI YALANLADI
Erdoğan Ayhan K. ise savunmasında, Önder S.’yi uzun zamandır
tanıdığını söyledi. Beyaz eşya ve un fabrikaları üzerinde
çalıştığını ve Arap ülkelerine ihracat yaptığını kaydeden şahıs,
kömür ve amonyak ithalatı konusunda Mete A. ile görüşmeler
yaptığını ifade ederek, “Ancak Mete A.’nın dedesinin vefat etmesi
nedeniyle bu işi bir süre erteledik. Daha sonraki bir tarihte
Suriye’nin Lazkiye şehrinde buluşup, Humus’a geçtik. Görüşmelerin
arkasından Hatay’a döndük. Önder S. rahatlıkla işyerimize girip
çıkan biri. Çadır kentlerle ilgili herhangi bir konuşmamız olmadı.
Bu kişilerin hiçbirisini tanımıyorum. Bu kişilerin isimlerini ilk
defa emniyette duydum. Hatta emniyette benim MİT’in elemanı
olduğumu söylediler. Kesinlikle böyle bir şey yoktur. Irak’a iş
yapmak için gidip geldiğimden MİT mensupları oradaki sosyal ve
ekonomik durumla ilgili bir takım şeyler soruyorlardı. Bayramlarda
iş yoğunluğu nedeniyle araç kiralarız. Önder S.’ye verilen araç da
2-3 gün önce kiralanmıştı. Kiralamanın ise bu olaylarla bir ilgisi
yoktur” diye konuştu.
Mete A. da Erdoğan Ayhan K. aracılığı ile Önder S. ile tanıştığını
belirterek, otomobil bayiliği ve uluslararası kömür alım satımı
yaptığını, Önder S.’ye de önemli bir kurumda çalışmasından dolayı
yardımcı olduğunu söyledi. Mete A., “İddianamede adı geçen
kişilerle ilgili bir konuşmamız olmadı. O da bize bir şey
anlatmadı. Suriyeli sığınmacılar hakkında bir konuşmamız olmadı.
Kaçırıldığı iddia edilen şahıslarla hiçbir yerde görüşmem olmadı.
Ticaret amacıyla Suriye’ye gittik. Petrol rafinerisinde iş
görüşmesi yaptık” şeklinde konuştu.
Mehmet N. ve Yılmaz N. ise, Önder S.’yi tanıdıklarını, Suriyeli
muhalif albay ile binbaşının kaçırılması olayı ile ilgilerinin
olmadığını belirterek tahliyelerini istedi.
Mahkeme heyeti, Önder S.’yi muhaliflerin lideri Albay Harmuş ile
binbaşı Kassum’un ’özgürlüklerini kısıtladığı’ gerekçesiyle 20 yıl
hapis cezasına çarptırdı. Erdoğan Ayhan K. ve Mete A.’yı 16’şar yıl
8’er ay, bu iş adamlarının yanında çalışan Mehmet N. ile Yılmaz
N.’yi ise 8’er yıl 4’er ay hapis cezasına çarptırdı. Sanıklar
hakkında ’devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya
askeri casusluk amacıyla temin etmek’ suçundan ise delil
yetersizliğinden beraat kararı verildi. MİT’in eski Hatay Bölge
Başkanı M.A.A. ise ’görevini kötüye kullanmak’ suçundan beraat
etti. Mahkeme heyeti, daha önce tahliye edilen Mehmet ile Yılmaz
N.’nin tekrar tutuklanmalarına, Önder S. ile Erdoğan Ayhan K. ve
Mete A.’nın da tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Olaya adı karışan MİT Adana Bölge Başkanı N.B. hakkında ise
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın soruşturma izni vermemesi
nedeniyle dava açılamamıştı.
(İHA)