O mektup yarbayın sonu mu oldu?
Abone olTopkule Kışlası'nda yolsuzluk yapıldığını ihbar eden yarbayın ölümü üzerindeki sis perdesi aralanıyor.
Fenerbahçe Orduevi’nde başından tek kurşunla vurulmuş
halde bulunan Yarbay Aşkın Öğreten’in askeri savcılığa gönderdiği
ihbar mektubunda, milyonlarca liralık yolsuzluk iddiası
var!
Yarbayın sır ölümü 66. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda görevli Yarbay
Aşkın Öğreten, 31 Ocak’ta otomobilinde başından yaralı halde
bulundu, ancak kurtarılamadı. Yarbay’ın ölümü intihar sanıldı.
Ancak, olaydan günler önce askeri savcılığa görev yaptığı birimle
ilgili yolsuzlukların olduğunu iddia etmesi, ölümünü şüpheli hale
getirdi.
Tarih 31 Ocak 2012. Yer Fenerbahçe Orduevi. Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin gözde subaylarından emekli paşalarına kadar
subayların kaldığı lojman, sabahın kör saatindeki silah sesi ile
yankılandı. Sesin geldiği yere gidildiğinde Yarbay Aşkın
Öğreten’in, otomobilinde yaralı olduğu görüldü. Olay yerine ilk
ulaşan annesi oldu. Ama otomobil kilitliydi ve açılamıyordu. Eve
döndü ve anahtarı aldı. Oğlu otomobilden çıkartıldı ve hastaneye
kaldırıldı. Ancak Yarbay Öğreten sadece 5 gün dayanabildi ve pazar
günü hayata gözlerini kapadı.
İHBAR MEKTUBU YAZMIŞ
İntihar olayını askeri savcılık araştırdı. Ancak araştırma
ilerlediğinde ilginç bir detaya ulaşıldı. Esenler’deki 66. Zırhlı
Tugay Komutanlığı’nda görevli Yarbay Aşkın Öğreten’in, hayatını
kaybetmeden önce askeri savcılığa görev yaptığı birimle ilgili
ihbar mektubu yazdığı ortaya çıktı. Bu noktadan itibaren askeri
savcılık olaya ‘şüpheli ölüm’ olarak değerlendirmeye başladı.
Özellikle başından vurulma olayı sırasında otomobilde bulunan
yastığın kullanılmış olması bu şüpheyi destekleyen en önemli delil
oldu. İhbar mektubunu dikkate alan askeri savcılık bütün iddiaları
en ince ayrıntısına kadar incelemeye başladı.
220 BİN KAMYON USÜLSÜZ OLARAK HAFRİYAT DÖKTÜ
İDDİASI
Vatan’ın ulaştığı bilgilere göre Yarbay Öğreten, intihar etmeden
önce yazdığı mektupta, görev yaptığı komutanlıkta yaşanan yolsuzluk
olaylarının üzerine yıkılmaya çalıştığını iddia ediyordu. Hatta
yolsuzluklarla ilgili isim de veriyordu. Bu isim ise komutanı Albay
Ş. T. Son dönemde yaşadığı stres ve baskı yüzünden psikolojik
tedavi de gördüğü söylenen Yarbay Öğreten, Albay Ş.T.’nin özellikle
hafriyat işlemlerinde usulsüzlükler yaptığını iddia ediyordu. Hatta
kışla içine 220 bin kamyonun usulsüz olarak hafriyat döktüğü,
ortaya çıkan rantın ise 20 milyon TL düzeyinde olduğu iddia
ediliyor.
FIRINA ORTAK OLDU
Yarbay, Kuleli Askeri Lisesi’nin restorasyonu sırasında da Albay
Ş.T.’nin kendi adına usulsüz fatura kestirdiğini de iddia ediyor.
Hatta Albay’ın başka usulsüzlüklerine de şöyle dikkat çekilyor:
“Ş. T. göreve gelir gelmez, devletten elde ettiği bütün
olanak ve imkânları askeri ceza kanununa aykırı olarak şahsına ve
ailesine seferber etti. Görevi esnasında Küçükyalı Camii yanındaki
bir fırına ortak oldu. Askeri ceza kanununda bu suçtur. Yine
devletin araçlarını ve askerini gece geç saatlerde özel pastahane
hizmetlerinde kullandı. İnşaat Emlak Bölge Başkanlığı’na iş yapan
müteahhitlere karşılıksız olarak kendisine özel işler
yaptırdı.”
Fenerbahçe Ordu Evi’nde Teknik Müdür olarak çalışan Yarbay Öğreten
2011 Ağustos’ta 66. Zırhlı Tugay Komutanlığı’na atandı. Konuyla
ilgili Japon asıllı eşi Juko Öğreten’le konutuğumuzda ‘Konuyu 1.
Ordu Komutanlığı’na sorun dedi.
Yarbay Öğreten’in kardeşi Onur Öğreten ise kandeşinin 66. Zırhlı
Tugay Komutanlığı’nda istikamdan sorumlu komutan olduğunu söyledi:
“Kardeşim Fenerbahçe Orduevi’nde görev yaparken çok
rahattı. İşiyle ilgili genel konuşmalarımızda hiçbir şikayette
bulunmazdı. Ancak yeri değiştirildikten sonra sorunlar yaşamaya
başladı. Bu konuda sıkıntıları olduğunu bana da ifade etti.
Özellikle kendisinden önce yapılan işlemlerin kendisini rahatsız
ettiğini bana söylediğini hatırlıyorum. Hatta o kadar bunalmıştı ki
emekliliği bile düşündüğünü bana söylemişti.”
KAMERA KAYDI VAR
Yarbay Öğreten’in ölüm şekliyle ilgili de belli sorular var.
Emniyet birimleri ‘intihar mı” yoksa “cinayet mi” sorularını
araştırıyor. Onur Öğreten ise olayın intihar olduğu kanısında:
“Sabah 4’te uyanıyor ve eşofmanlarıyla saat 4’ü 5 geçe kapıdan
çıktığı kamera ile görüntüleniyor. Her yer karla kaplı. Daha sonra
arabasını bıraktığı yere gidiyor ve olay gerçekleşiyor. Salı sabaha
karşı olay oluyor. Ben cinayet olduğuna inanmıyorum. Çünkü
Fenerbahçe Orduevi’ne o saatte kimse dışarıdan giremez. Birisiyle
buluşacaksa da üzerinde eşofman ve silahla dışarı çıkmaz. Birisiyle
telefonla görüşse bunun da kayıtları olurdu. Bu yüzden yaşadığı
bunalım sonucu bu olayın gerçekleştiğini düşünüyoruz.