O koltuğa kim oturursa otursun...
Abone olCumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, "Cumhurbaşkanlığı koltuğuna kim oturursa otursun Türkiye’de artık eski siyaset yapma biçimi ve tar...
Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, "Cumhurbaşkanlığı
koltuğuna kim oturursa otursun Türkiye’de artık eski siyaset yapma
biçimi ve tarzı mahkum edilmiştir. Artık kimse Türkiye toplumuna
’tek olacağız, tek dil olacaksınız’ diye dayatmada bulunmamalıdır"
dedi.
Seçim çalışmaları kapsamında Diyarbakır’da Kürt siyasi parti ve
sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelen Cumhurbaşkanı
adayı Selahattin Demirtaş, seçimlere ilişkin değerlendirmede
bulundu. Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk,
Demokratik Bölgeler Partisi Eşbaşkanı Kamuran Yüksel, bazı Kürt
parti ve STK temsilcilerinin katıldığı toplantıda konuşan Demirtaş,
Türkiye’nin hiçbir toplumsal yapısının, kurumun, halkın, inanç
kesiminin devlet kurulduğundan yana asla kendini bu topraklarda
özgür hissetmediğini savunarak, Cumhuriyet kurulduğundan beri görev
alan cumhurbaşkanlarının, hükümetlerin, parlamentonun halkı temsil
etmekten öte devletçi egemenlikçi bir anlayışla sadece resmi
ideolojinin temsilcisi ve uygulayıcısı olarak görev yaptıklarını
öne sürdü. Demirtaş, Türkiye siyasetinde tekçi bir anlayışın
olduğunu belirterek, "Bizler Kürt halkı olarak da cumhuriyet
kurulduğundan bugüne bu topraklarda, ana vatanımızda kendi
dilimizle, kültürümüzle, tarihimizle yönetime de katılarak özgürce
yaşama isteğimizi hep ifade ettik. Fakat sadece Kürt halkı
açısından değil, toplumun diğer inanç kesimleri açısından da her
seferinde bir duvarla karşılaştık. O duvarda tek dil, tek ırka
dayalı bir millet olarak ifade edilen tekçi, hegemonik sistem,
resmi ideolojik yapıydı. Bugün ileri demokrasi, değişim adı altında
bizlere dayatılan tek dil ve özelikle ırka dayalı tek milleti kabul
etmiyorsanız aday bile olamazsınız çağrısı, tehdidi, uyarısı
yapıldı. Açılım, çözüm süreçleri adı altında defalarca denenen
girişimlere rağmen halen Kürt halkının kendi içinden çıkmış bir
siyasetçinin bütün ezilen halklar adına Çankaya’ya aday olma
kriteri olarak kendini inkar etmesi ve tek ırkı kabul etmesi bir
dayatma olarak önümüze konuluyor. Önümüze zorla konulan bu resmi
tarih, çarpıtılmış, yalana dayanmış anlayışı değişmediği müddetçe
hiçbir kesim kendi sorununu bu ülkede çözemez. Tekçilik, ırkçılık
ve mezhepçilik üzerinden topluma dayatılan zorlama, topluma zorla
giyindirilmek istenilen bu gömlek, devletin çok da arzuladığı tek
milleti sağlayamamıştır. Bunun gerçekleşmesi toplumun ve insanının
doğasına aykırıdır. Birbirine egemenlik, üstünlük kurmadan ortak
yönetimler inşa edilebileceğine tanıklık ettik. 21. yüzyılda eğer
geleceğimizi inşa edeceksek, tarihsel birikimlerimizden,
mirasımızdan ders alarak örnekler çıkararak, yanlışları eleştirip
doğruları hep birlikte sahiplenerek bizler yeni yaşamı kurabiliriz"
diye konuştu.
"BU SÜREÇ 10 VEYA 24 AĞUSTOS’TA BİTMEYECEK"
Bu dönemin zorlu ve mücadeleci bir dönem olduğuna dikkat çeken
Demirtaş, bu sürecin 10 veya 24 Ağustos’ta bitmeyeceğini
söyleyerek, "Bu devam eden bir süreçtir. Seçimlerin her biri sadece
meselelerin bir kez daha rahat tartışıldığı süreçler olması
itibariyle özgündür. Ama Cumhurbaşkanlığı koltuğuna kim otursa
otursun Türkiye’de artık eski siyaset yapma biçimi ve tarzı mahkum
edilmiştir. Artık kimse Türkiye toplumuna tek olacağız, tek dil
olacaksınız ve ırka dayalı tek millet olacaksınız diye bir
dayatmada asla bulunmamalıdır. Biz olacaksak tek yürek olalım.
İnsanlığımızda buluşalım. Tekli olacaksak, tek yürek olalım. Bunun
dışında kimse kimseye zorla kendi kimliğini, inancını
dayatmamalıdır. Devlet de demokratik bir devlet olacaksa hiç
kimseye ayrım yapmaksızın, herkesin hizmetkarı olan bir devlet
olmalıdır" şeklinde konuştu.
Demirtaş’ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam
etti.
(İHA)