O kız bu kez amacına ulaştı
Abone ol24 yaşındaki genç kız, daha önce de evinin üçüncü katından atlamış o anlar kameralarca kaydedilmişti.
İzmir'de 3 yıl önce 3'üncü kattan kendini boşluğa bırakıp yaralı kurtulan, ancak sakat kalan 24 yaşındaki Ayşegül Aşkın, bu kez bir otelin 5'inci katının balkonundan atladı. Otelin giriş kapısının üzerindeki camlı tentenin üzerine düşen Aşkın, hayatını kaybetti.
Ayşegül Aşkın ilk olarak, Karataş Semti Mithatpaşa Caddesi 326 sokak 14 numaradaki apartmanda, 27 Ocak 2010 tarihinde, erkek arkadaşı ile yaşadığı tartışmanın ardından, kendini üçüncü kattan boşluğa bıraktı. Kameralarca görüntülen o anların ardından hastaneye kaldırılan Aşkın'ın sağ bacağında kalıcı hasar meydana geldi. Hastanedeki tedavisi tamamlanan Ayşegül Aşkın, itfaiye görevlileri hakkında, olay anında yavaş davrandıkları ve hava yastığını geç açtıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulundu, ancak dava açılmasına yer olmadığına karar verildi.
3 YILIN ARDINDAN YENİDEN
Ayşegül Aşkın, aradan geçen 3 yılın ardından yine aynı şeyi yaptı. Yakınlarının erkek arkadaşı ile ayrıldığı için bunalımda olduğunu belirttiği Aşkın, taksiyle, Alsancak'ta, Gaziosmanpaşa Bulvarı'ndaki bir otele (Swissotel Grand Efes) geldi. Bir şişe viski sipariş eden Aşkın, 5'inci kattaki odasında bir süre vakit geçirdi. Saat 05.00 sıralarında odanın balkonuna çıkan Aşkın, kendini boşluğa bıraktı. Otelin giriş kapısının üzeride bulunan camlı tentenin üzerine düşen Aşkın'ı kanlar içinde gören güvenlik görevlileri durumu, polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen acil yardım ekiplerinin yaptığı kontrolde, Aşkın'ın olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Otele çağrılan bir yakını Aşkın'ı teşhis etti. Yapılan incelemenin ardından Aşkın'ın cesedi otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı.
Yakınları, Ayşegül Aşkın'ın erkek arkadaşından ayrıldığı için bir süredir bunalımda olduğunu ileri sürdü. Odada yapılan araştırmada herhangi bir intihar notuna rastlanmadığı, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
BAZEN ÜÇÜNCÜ KAT YETMEZ
Öte yandan, Ayşegül Aşkın'ın iki yıl önce alkollü kullandığı otomobille yaşlı bir çifte çarparak yaralanmalarına neden olduğu iddiasıyla 2 yıl hapis cezasına çarptırıldığı, temyize giden dosyayı inceleyen Yargıtay'ın cezanın fazla olduğunu belirterek, kararı bozduğu öğrenildi. Yargıtay'ın bozma kararının ardından, duruşma için önümüzdeki 11 Şubat'a gün verildiği belirtildi.
Ayşegül Aşkın' ın sosyal paylaşım sitesi Facebook' daki sayfasında intiharından önce " Bazen 3' üncü kat yetmez, en güzeli 6 'ncı kat " diye yazdığı ortaya çıktı.
TECAVÜZCÜSÜNÜ ÖLDÜRDÜ SERBEST KALDI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
BAŞKA ÇARESİ KALMADI
GAZİANTEP’te, kendisine silah zoruyla tecavüz eden ve bunu sürdüren 43 yaşındaki Ali Kalkan’ı bıçaklayarak öldüren, ömür boyu hapis istemiyle yargılandığı mahkemede beraat eden 43 yaşındaki Nafiye K. hakkında verilen kararın gerekçesinde ’Başka çaresi kalmadığı’ vurgulandı.
21 Kasım 2011’de Gaziantep Şehirlerarası Otobüs Terminali’nde meydana gelen olayda, otobüsle Hatay’ın Dörtyol İlçesi’nden gelen Kahramanmaraşlı Ali Kalkan’ı sırtından 2 bıçak darbesiyle öldüren ev kadını Nafiye K., bir taksiye binerek kaçtı. Saklandığı evde yakalanıp tutuklanan Nafiye K. hakkında ’Tasarlayarak adam öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Gaziantep 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanık Nafiye K., maktulün kendisine önce silah zoruyla tecavüz ettiğini, birkaç kez ailesiyle yer değiştirip, başka kentlere taşınmalarına rağmen yine kendisini bulup tehditle tecavüz ettiğini ileri sürdü.
ŞİKAYET DİLEKÇELERİ SONUÇSUZ KALMIŞ
Cinsel saldırılarla ilgili defalarca polise ve savcılıklara şikayet dilekçesi vermesine rağmen korunmamaktan yakınan Nafiye K.’nin bu iddiası araştırıldı. Sanığın öne sürdüğü yer ve zamanlarda şikayetleri olduğu, adı geçen polis merkezleri Cumhuriyet başsavcılıklarından gelen yanıtlarla doğrulandı.
Nafiye K. mahkemede verdiği ifadesinde, ölen Ali Kalkan’ın son olarak kendisini telefonla arayarak tehdit ettiğini, konuşmak üzere Gaziantep Otogarı’na çağırdığını, çaresiz kalıp gittiğini, yine tecavüze yeltendiği için koruma amaçlı yanında taşıdığı bıçakla vurup, kaçtığını savundu. Adana Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden verilen raporda da Nafiye K.’ya akıl zayıflığı teşhisi konulduğu kaydedildi.
KARAR ÇOK TARTIŞILMIŞTI
Gaziantep 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 27 Eylül 2012’deki duruşmada yaklaşık bir yıl tutuklu kalan Nafiye K.’nın, eldeki bulgu ve yazışmalara göre nefsi müdafaada bulunduğuna kanat geçirip, beraatına hükmetti.
Hakim Süleyman Demirel’in başkanlığını yaptığı 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin üyelerinden Hakim Mustafa Kılıç’ın, ’eylemin kasten adam öldürmek fiili olduğu ve nefsi müdafaa sınırları içinde bulunmadığı’ karşı görüşüne rağmen, dava dosyası gerekçeli karar yazıldıktan sonra Yargıtay’a gönderildi. Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu kararıyla ilgili olumlu ve olumsuz eleştiriler gelirken, mahkeme gerekçeli kararında beraatına hükmettiği Nafiye K.’nin kurtulmak için tüm yollara başvurduğuna ve buna rağmen sonuç alamadığına işaret etti.
’TEKRARI MUHAKKAK SALDIRIDAN KORUNMAK İÇİN BAŞKA ÇARESİ KALMAMIŞ’
Mahkemenin gerekçeli kararında, Adana Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin raporuna göre akıl zayıflığı bulunan sanığın, mevcut akıl sağlığına rağmen uzun süre maktul Ali Kalkan’dan kaçmaya çalıştığı, son olarak yaşadığı yeri değiştirdiği belirtilip, şu değerlendirmede bulunuldu:
"Maktulün cinsel saldırıları ve cinsel saldırı tehditleri nedeniyle kolluk ve Cumhuriyet Savcılıklarına şikayetlerde bulunmayı akıl etmiş, fakat bu başvurularından herhangi bir sonuç alınmamıştır. Artık tüm başvuruları sonuçsuz kalan sanığın, kendisini tekrarı muhakkak olan cinsel saldırı tehlikesinden korumak için başka bir çaresinin kalmadığının kabulü gerekecektir. Sanığın kendisine yönelik saldırılara karşılık yapmış olduğu başvuruların sonuçsuz kalması, tüm yer değişikliklerine karşılık maktulden ve cinsel taciz saldırılarından kurtulamayacağı, bu saldırıların muhakkak tekrarlanacağı, saldırılardan başka şekilde kurtulma seçeneği kalmadığı yönünde, mevcut akıl zayıflığı birlikte değerlendirildiğinde; makul, haklı ve kabul edilebilir tehlike altında olduğuna inanan sanığın, tehditle kendisini çağıran maktulü iki kez bıçaklama şeklinde gerçekleşen eyleminde meşru müdafaa kapsamında hareket ettiğinin kabulü gerekecektir."