O kadın Yıldız Kenter'miş
Abone olLeyla Umar'ın röportajında söylediği kadını Milliyet buldu. Umar'ın iddialarına cevap veren refik Erduran, evliliklerini bitiren kadını açıkladı: "O kadın Yıldız Kenter'd
Milliyet Gazetesi'nden Elif Koralp, bu röportajı nasıl gerçekleştirdiğini ve röportajın ayrıntılarını yazdı: Ünlü yazar Refik Erduran, eski karısı gazeteci Leyla Umar'ın kendisiyle ilgili iddialarına yanıt verdi. Erduran "Kendinizi senarist yerine koyup düşünün lütfen. Böyle ipsiz sapsız sahneler, diyaloglar yazar mısınız? Ben sıfır numara manyak mıyım?" diyor. Yazar Refik Erduran'ı altı yıldır tanıyorum. Oyunları kapalı gişe oynamasına, ardı ardına kitapları çıkmasına rağmen röportajlarımızın en az birkaç tanesi Erduran'ın özel yaşamı üzerine oldu. Çünkü Erduran hiçbir zaman "alıştığımız" şeyler yaşamadı! Ama hiçbir zaman da gazeteleri arayıp "Bakın ben eski karımın kızıyla evlendim" demedi. "İkiz çocuklarımız oldu" diye de haber vermedi. Bir avukatın evliliklerini bitirmek için dava açtığını da ondan duymadık. Yani o hiçbir zaman özel yaşamında yaptıklarıyla haber olmak istemedi. Ama yaptıkları da haberdi işte. Çünkü sıradışıydı. Bu hafta da bu röportajı yapmasam olmayacaktı. Eski karısı gazeteci Leyla Umar, Zaman gazetesinde Nuriye Akman'la yaptığı röportajda iki gün boyunca Erduran'la ilgili öyle iddialar ortaya atmıştı ki... Annesiyle Erduran arasında "sevgili ilişkisi" olduğunu, annesinin Erduran'a "Ben senin kocanım" dedirttiğini, kendisini defalarca aldattıktan sonra bunları anlatarak kendisine eziyet ettiğini... Refik Erduran'la birkaç kez röportaj yaptığımdan olsa gerek, gazetede "Refik Erduran'dan sorumlu muhabir" kabul edilmişim ki gözler hemen bana döndü, "Senin Refik Erduran ne kötü bir adammış. Zavallı kadına ne eziyetler etmiş", "Annesiyle de aralarında ensest ilişki varmış. İnanamıyorum!" yorumları gelmeye başladı. İyi de benim ne suçum var! Seviyorum ya Refik Erduran'ı bana buluyorlar kabahati. Hemen Erduran'ı aradım, "Acil röportaj yapmamız gerek" dedim. "Çok iğrenç şeyler, konuşmak istemiyorum" dedi ama "Gazetede kendimi aklamam gerek, gerçekten o kadar kötü biri misiniz sormam lazım" diye ısrarcı olunca işte bu röportajı yaptık. Bakın Erduran, Leyla Umar'a ne diyor. "Beni kadınlar birbirlerine tavsiye etti" "Leyla, repertuvarıma bu şartla gireceksen gir" Eski karınız Leyla Umar'ın hakkınızda anlattıklarını okuyunca ne hissettiniz? Önce güldüm. Annemle ilgili bölüme gelince tepem attı doğrusu. Boşanmış kişilerin birbirine çamur atması çok kolay ve çok çirkindir. Çamurun temizlenmesi de güçtür. Biri "Babasının bana söylediğine göre eski kocam onun cebinden para çalarmış" dese ya da köpeğe oral seks yaptırdığını iddia etse hedef kişi kendisini nasıl aklayabilir? Niye anlattı sizce bunları? Eskiden beri sansasyon meraklısıdır. Tavsiye ederim, roman yazsın. İçinde bol ihanet, porno gibi "önemli konular" bulunur. Eminim çok satar kamuoyumuzun bugünkü durumunda. Refik bey, Leyla hanımın anlattıklarından sanki şöyle bir şey çıkıyor: Annenizle aranızda ensest bir ilişki mi vardı? Bu çok çirkin. Annem bana çok düşkündü, kadınlardan kıskanırdı ama bunlar Leyla'nın uydurmaları. Amerika'da çok kullanılan bir küfür vardır. Zenciler de düzene karşı söyler. Burada telaffuz etmek istemiyorum. Leyla bana "Annesiyle beraber olurdu" demek istiyor. İyi de "Annenizin sizi yatağa yatırıp 'Ben senin kocanım' dedirttiği" filan. Onlar da mı uydurma? Leyla ile yıldızları hiç barışmamıştı. Leyla bir gün her zamanki patavatsızlığı ile "Niye evlenmiyorsunuz?" diye üstüne varınca kızıp "Benim kocam Refik" demiş. Ama bu sözden annemle aramızda somut cinsellik bulunduğu anlamını çıkarmak için insanın ahir ömründe kendisinin psikopatlaşmış olması gerekir. Anlaşılan, toplum genelindeki illet kişisel psikolojiye yansımış. Annem bana "Senin kocanım" dedirtmeye çalışsaydı onu doktora götürürdüm. Leyla uyduruyor. Oyunlarımdan, kitaplarımdan, aldığım ödüllerden kimsenin haberi oluyor mu? Leyla Umar'ın cinsel fantezileri basına "önemli açıklamalar" diye yansıyor. Ama anlattıkları da bu kadarla bitmiyor ki. Sizin kendisini ha bire aldatıp sonra da ilişkilerinizi kendisine anlattığınızı da söylüyor. Bu kadar insafsız bir insan mısınız gerçekten? "Normal" denilen bütün erkekler kadınlara aşırı düşkündür bence. Ama düşkünlük başkadır, delilik başka. Leyla abartmakla kalmamış, düpedüz uydurmuş. Kendinizi senarist yerine koyup düşünün lütfen. Kadının biri benim yanımda telefon açıp karıma, "Kocanla sevişiyorum" diyor. Karım inanmayınca kadın telefonu bana veriyor. "Vay niye inanmıyorsun" diye karımı azarlıyorum. Böyle ipsiz sapsız sahne, diyalog yazar mısınız? Ben sıfır numara manyak mıyım? Öyleysem, Leyla 20 küsur yıl benim yanımda niçin durmuş? "Benim teklifim densizdi ama onun kabul etmesi de öyleydi" Evliliğiniz bir telefon konuşması nedeniyle bitmiş! O gün eve erken geldi. Ben konuşurken Leyla da içeri girmiş, duymuş. Bunu çok mesele etti. Evliliğimiz o hanım nedeniyle bitti. O yıllarda yakınlarınızda olan kişilerden telefonda konuştuğunuz ve Leyla hanımın boşanma sebebi yaptığı kişinin Yıldız Kenter olduğunu duydum. Doğru mu? Yıldız Kenter'le telefonda konuşurken Leyla'nın duyduğu doğru. Ama yanlış yorumladı, ilişkiye kendi aklınca bir anlam verdi. Leyla bunu büyük mesele yaptı. O görüşme boşanmamıza neden oldu. Evliliğimiz Yıldız Kenter'le yaptığım telefon görüşmesi nedeniyle bitti, doğru. Leyla, kendisini aramızda ilişki olmadığına ikna etmek için "O harita yüzlü kadına mı bakacağım?" dediğimi de iddia etmiş. Bu çok çirkin. O zaten böyle bir şey söylediğime inanmaz. Benim böyle bir şey söylemeyeceğimi bilir. "Seni aldatıyorum" dediniz mi? Söyledim. Hayatım boyunca kadınlara asla yalan söylemedim. Şerefim üzerine yemin ederim ki, Leyla'ya ben "Bak kızım, hayatımda birçok kadın var. Hepsi de çok değer verdiğim insanlar. Bunlardan benim birdenbire vazgeçmek gibi bir niyetim yok. Sen repertuvara bu şartla gireceksen gir. Yoksa hiç birbirimizi üzmeyelim" dedim. O da "peki" dedi. Sizin böyle bir teklif yapmanız, onun da kabul etmesi sağlıklı bir durum mu? Değil. Benim böyle bir şeyi teklif etmem densizlik. Onun kabul etmesi de densizlik. Şimdi siz böyle bir şeyi kabul eder misiniz yani! Ayrıldıktan sonra da peşimden Londra'ya geldi ve bana aynen şunu dedi: "Biz seninle çok uzun yıllar evli olmadan birlikte yaşadık. Bundan sonra da öyle yaşayalım. Seni hiç rahatsız etmeyeceğim. Talepler olmayacak. Senin bana ilk başta söylediğin şartı yeniden kabul ediyorum. Beraber olabilir miyiz?" Yalvardı demek istemiyorum, ayıp şeyler bunlar ama gerçek böyle. Leyla beni suçluyor ama kendi hayatına baksın. Kavgalı olmadığı tek insan yok. Leyla ağlayarak eve gelirdi. "Bilmem kim beni dövdü" diye. Çünkü patavatsız. Olmadık şeyler yapar. Yaptığım en münasebetsiz şeylerden biri de Leyla'yla evlenmekti. Bunları yaparken aşık mıydınız Leyla hanıma? Bir ilişki uzadığı zaman insanı sarıyor. Olmadığı zaman aramaya başlıyorsun. Buna aşk denirse, evet. Siz seksi herkesten fazla mı seviyorsunuz, kendinizi kontrol mü edemiyorsunuz? Neden hayatınıza bu kadar çok kadın giriyor? Çoğu erkeğinkine giriyor. Onlar gizli kapaklı yapıyor. Ben gizlemiyorum. Fark bu. "Öyle bir dönem yaşadım. Sürekli yakalanacağım korkusu içindeydim" İyi de bu kadar çok kadın neden sizinle birlikte oluyor? Nedir sizin cazip tarafınız? Ne çok yakışıklıyım ne zenginim ne de çok ünlüyüm aslında. Meraktan bence bana olan bu ilgi. Kadınlar da beni kullandı. Nasıl? Reçel sevebilirsin ama bir kavanoz yer misin? Benim hayatım zaman zaman böyle oldu. Cehenneme döndü. Hani farslar vardır ya... Yatağın altından biri, dolaptan başka, kapının arkasından başka biri çıkar. Ben ABD'de öyle bir dönem yaşadım. Sürekli yakalanacağım korkusu içindeydim. Büyük Katerina bunu yaparmış. Sarayda dost kadınları var. Erkekleri denetiyor. Onların onayından geçtikten sonra adamları getiriyorlar. Bana da böyle yapmışlar. Amerika'da sonra fark ettim ki, kadınlar beni birbirlerine tavsiye ediyorlar. Fark edince bozuldum. Siz de biraz seçici olsaydınız. Hepsine evet demek zorunda değilsiniz ya! Ne yapacaktım. Kimseye zararı dokunmayacaksa "peki" dersin. "Ben senin bildiğin erkeklerden değilim" diyecek halim yok ya... Leyla Umar'ın iddiaları "Refik Erduran'ın annesi hem beni hem oğlunu mahvetti. Refik'i yanına yatırır, 'Ben senin kocanım' dedirtirmiş. Annesiyle bazen el ele oturur, birbirlerine sevgili gibi davranırlardı." "Bir gün ortak arkadaşımız olan bir kadın aradı beni, 'Senin kocanla sevişiyorum' dedi. 'Sana inanmıyorum' deyince, Refik telefonu aldı. Bir güzel azarladı beni, inanmadığım için." Telefondaki kadın Yıldız Kenter'di... Leyla Umar boşanmalarına neden olan telefon görüşmesini şöyle anlatmıştı: "Asla adını açıklamayacağım hanımla ilişkilerini tesadüfen öğrendim. Çünkü o gün eve her zamankinden erken bir saatte geldim.. Yatak odasının kapısına yönelirken bir hanımla telefonda konuştuklarını duydum. Hissediyordum onunla aralarında bir şey olduğunu. Bir süre önce sordum da bunu kendisine, 'Ben mi?' diyordu, 'o harita yüzlü kadına mı bakacağım?' Fakat o telefon konuşmasını duyduğum an hayatımda ilk defa ölmek istedim. Yedinci katta oturuyorduk. Terasa koştum, kendimi atmayı düşünürken oğlum geldi aklıma. Döndüm, yatak odasına girdim. Hala telefonda konuşuyordu. 'Refik, Allahaısmarladık. Keşke erkek gibi bana söyleseydin' dedim ve çıktım. Arkamdan fırladı: 'Oh olsun sana. Beni bunca yıl zorladın dürüst ol diye. Ben erkeğim. Beni bulutların üstüne çıkardın diye, istediğin gibi olacağımı mı sandın?' diye bağırmaya başladı." "Yeni romanımda 'Solcular birbirlerinin karılarına musallatmış' dedirtmemek için çaba gösteriyorum" Bu aralar yeni bir roman, oyun var mı? Türk solunun özeleştirisine katkı diye Sabiha Sertel'in hikayesini yazıyorum. Her gün kızı Yıldız Sertel'le görüşerek her şeyi doğrulatmaktayım. Bilen bilir de konuşulmaz; burada size açıklayarak kayda geçireyim. Sabiha hanım ve Nazım Hikmet birbirine aşıktı. Ama alışılmış anlamda değil. Sabiha Sertel için ailesi ve çok sevdiği kocası önde gelirdi. Kadın-erkek ilişkisini çok aşan bir ruh ve kafa bağlılığı vardı Nazım'la aralarında. Bu konuya değinirken sözcükleri beyin ameliyatı yapar gibi gerginlik içinde seçiyorum. Bir kesimin "Gördünüz mü, solcular birbirlerinin karılarına musallatmış" diye yine edepsizce yorumlar yapılmasına fırsat vermemek için özel çaba gerektiriyor. "Babamın bana bıraktığı tüm serveti TKP için harcadım" Hayatınızda duyduğunuz en büyük pişmanlık nedir? Babamın bana bıraktığı büyük serveti Türkiye Komünist Partisi (TKP) için harcamak. Parasız kaldım. Ömrümü para kazanmaya çalışarak geçirdim. Bu sözünüze tepki gösterenler olabilir. TKP bir işe yaramış olsaydı hiç pişman olmazdım. Ama görüyorum ki çöpe attım paramı. Röportaj: Elif Koralp Kaynak: Milliyet Gazetesi