“Ben artık bu adamların dinden nefret ettirmek gibi bir
işlevi gönüllü bir şekilde üstlendiklerine tamamen ikna olmuş
durumdayım” demiş Ahmet Hakan dünkü yazısında…
Benim şüphem bile yoktu!
Bırakın her şeyi bir kenara, vicdanı nefes alan, kalp gözü kör
olmamış, merhametinin namusunu koruyabilen insan, hiç sevinebilir
mi herhangi bir canlının ölümünden dolayı?
Sevinirler…
Kör testerelerle sevgi dallarını budayanlar, bozuk törpülerle
içlerindeki insafı törpüleyenler, dini ağızlarına sakız yapıp,
yüreklerine yerleştirmeyi beceremeyenler, dini şekle şemaile
sokmaya çalışanlar, hoşgörü kanseri olanlar, dini her şeye bir
kılıf gibi görenler sevinirler!
Yaptıkları ibadeti başkasının gözüne sokmak için yapanlar,
kendileri için, “yalancı dünya” dedikleri dünyaya "kazık çakmak"
için yollar arayanlar, çıkar uğruna dini arka ceplerinde
gezdirenler sevinirler!
Başı secdeye gidiyormuş gibi yapanlar, başı secdedeyken kalbi
kin kusanlar, Allah’a eğilirken pula tapanlar, duayı paraya
satanlar sevinirler!
Dua okuyormuş gibi yapıp küfürle dudaklarını kıpırdatanlar,
namus deyip, dua için, inanç için yanlarına gelenlere musallat
olanlar, gencecik kızlara yeltenenleri koruyanlar sevinirler!
İnancı, bir kıyafet gibi üzerine giyebileceğini sananlar, dinle
reklam yapabileceğine inanan uyanıklar, kapalı kapılar ardında
Tanrı onları görmüyormuşçasına rahat davrananlar, cennetin
cehennemin kadrosunu kendileri hazırlıyormuş gibi listeler
oluşturanlar sevinirler!
Varsın sevinsinler…
Allah doğru kalbin içindedir her zaman…
Ve ancak o kalbin içine dolar, o gönlü coşturur, gerisi
hikâye…
Varsın, vicdan fukaraları, insaf kabızları sevinsinler…
Allah sevgisi ile dolu bir kalp, vicdana teslimdir…
Keşke anlayabilseler!
twitter.com/nsrnylmz