O iyi çocuk Aponun koruması mıydı?
Abone olGenelkurmay eski Başkanı Orgeneral Büyükanıt'ın "İyi Çocuk" dediği Ali Kaya, Abdullah Öcalan'a da korumalık mı yapmıştı?
İNTERNETHABER
Azat Ararat nasname.com adlı sitede takma ismiyle yazılar kaleme
alan ve bir dönem Abdullah Öcalan'a yakın olmuş bir kişi.
Ararat, son yazısında Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt'ın 'iyi çocuk'
dediği Ali Kaya'nın geçmişte Abdullah
Öcalan'a 'korumalık' yaptığını iddia
ediyor.
Şimdi söz Ararat'ın 'Mutkili Ali' diye bilinen Ali Kaya ile ilgili
iddiaları:
- 1996 yılı Mart ayında Mesut Yılmaz Başbakan olunca, MİT
Kont-Terör Daire Başkanı olan Mehmet Eymür Abdullah Öcalan’ın
öldürülmesi için Mesut Yılmaz’a bir proje sunuyor ve bu proje
Başbakan tarafından onaylanıyor. Fakat hükümet 3.5 ay sürünce,
projenin hayata geçirilmesi, Refahyol Hükümeti’ne kalıyor.
Özellikle; Tansu Çiller, bu projenin hayata geçirilmesi için tüm
yolları mubah gören bir davranış sergiliyor.
Proje kapsamında beyaz renkli iki Mazda Minibüs ayarlanıyor.
İkisine de sahte evrak, ama aynı plaka çıkarılıyor. Minibüsün
birine askeri mühimmat deposundan 1 ton patlayıcı yükleniyor,
diğeri ise boş tutuluyor. Patlayıcı yüklü Minibüs’e Yeşil kod adlı
Mahmut Yıldırım, emekli bir astsubay (Şanlıurfa’ya bağlı bir
ilçenin eski Belediye Başkanı) ve Suriyeli bir uyuşturucu kaçakçısı
biniyorlar. Boş minibüste ise, sadece bir MİT görevlisi
bulunuyor.
İlki sınırdan kaçak yolla giriyor, diğeri ise sınır kapısından
geçiyor. Patlayıcı yüklü Minibüs, Öcalan’ın kaldığı evin en yakın
noktasına park ediliyor. Bombayı patlatacak olanlardan birisi
Yeşil, diğeri ise Suriyeli bir ajan. Yeşil, klipsi çektikten sonra
diğer arkadaşlarıyla ayrılırken, Suriyeli ajana da eylem için
Ankara'dan telefon beklemesini istiyor. O arada bir gazetenin
ekinde "Türkiye Apo'nun ensesinde" diye bir haber çıkıyor. Haberde
operasyonla ilgili ayrıntılı bilgiler var. Bunun üzerine operasyon
erteleniyor.
Haberi Suriyeli ajanın sızdırdığı düşünülerek, yeni bir ajan
bulunuyor. Ankara’daki MİT Karargâhı’nda ise, Öcalan’ın uydu
aracılığıyla yaptığı telefon görüşmeleri dinlenerek, eylem için
uygun fırsat aranıyordu. Öcalan’ın sesi telefonda duyulur duyulmaz,
yeni Suriyeli ajana hemen haber gönderiliyor ve acele bombayı
patlat deniyor. Ajan önceden belirlenmiş adrese gidiyor, bir de
bakıyor ki, oraya bir kamyon park etmiş, Önünde de park yeri yok.
Ajan, eylem noktasından 100 metre kadar uzaklaştıktan sonra ancak
park yeri bulabiliyor. Mazda’yı park edip olay yerinden
uzaklaşırken bindiği ticari takside uzaktan kumandayla bomba yüklü
aracı patlatıyor. Patlama o kadar şiddetli oluyor ki, Öcalan’ın
kaldığı evin balkonu ve duvarları hasar görüyor. Öcalan’ın da sesi
kesiliyor. Bu sessizlik anı Mit'te Apo öldü olarak
yorumlanıyor.
Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın 'iyi çocuk'
dediği Ali Kaya, Öcalan'ın koruması mıydı? Okumak için bir sonraki
sayfayı tıklayın
Astsubay Ali Kaya; yakın bir akrabasını PKK içine sızdırmış ve bu
şahıs Apo’nun postacısı ve milis görevini üstlenecek kadar çok
önemli bir noktaya gelmişti. Keza Suriye ile Kandil arasındaki
kurye görevini de bu zat yürütüyordu. Bu zat bir gün Öcalan’a;
“şimdi çeşitli suçlardan aranan fakat çok güvenilir bir
akrabam var ve size getirmek istiyorum” dedi ve Öcalan’da
“gelsin tanışalım konuşalım” dedi.
Aslında; Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın Şemdinli
Olayı’nda suçüstü yakalanıp, “İyi Çocuktur” dediği
Ali Kaya, o zaman Türkiye Şam Büyük Elçiliği görevlisi ve askeri
ataşesinin emrinde çalışıyordu. Keza Ali Kaya, Özel Kuvvetler
Komutanlığı bünyesinde yıllarca görev yapmış bir Kürd masası
istihbarat şefiydi. Kürdlerle ilgili olan biten her şeyi
biliyordu.
Apo’nun postacısı olan ajanın zaman kaybetmeden Ali Kaya’ya
yolladığı şifre şöyleydi; “Çiğköfte biberi gelsin, acılı ve
acele olsun”du. Şifreyi alan Ali Kaya apar topar geldi ve
hemen Apo onu özel kurumasına aldı. En gizli işlerini ona yaptırdı.
3-4 ay buyunca gayet normal işler yapıyordu. Bir gün Yalçın Küçük
geldi ve bu şahıs kim diye sordu? Apo; “yeni geldi, sağlam
biri ve TC devletinden bir suçtan dolayı 22 yıldan
yargılanıyor” dedi. Yalçın Küçük te önceden tanıdığı Ali
Kaya’ya tam not verdi. Artık Apo emin ellerdeydi.
Ali Kaya ile Öcalan bir gün çeşitli konular da sohbet ederken, Apo;
Botan Eyaleti’nden Rozerin isminde bir misafirlerinin geleceğini
söyledi. O misafir; ROZERİN ÇİMEN (kod) adında bir bayan
gerillaydı.
Bu Bayan, Ali Kaya’nın çok yakın bir köylüsü idi. Öcalan orada
bulunanlara “yeni bir arkadaşımız var aramızda, bundan
böyle bazı konularda size yardımcı olacak” dedi ve hemen
Ali Kaya’yı yanına çağırdı. Ali Kaya gelir gelmez Rozerin Çimen ona
şaşkın şaşkın bakıyor ve özel görüşmek için Öcalan’a işaret
ediyordu. Bunun üzerine Öcalan Rozerin ile ayrı konuşmak zorunda
kaldı ve Rozerin; Öcalan’a: “Ali Kaya’nın bir TSK subayı
olduğunu, yıllarca birlikte aynı ortaokulu okuduğunu, bunun
ailesini tanıdığını ve onların köyünde herkesin onu bir TSK subayı
olduğunu bildiğini” söyler. Öcalan; “bunun PILING
kod adlı kişinin vasıtasıyla geldiğini, sağlam bir insan
olduğunu” söylese de “bazen şüpheci tavırlar
sergilediğini” de eklemeyi ihmal etmez. Ve Ali Kaya da
olayın farkındadır artık.
Ali Kaya kaçmayı kafasına nasıl koydu? Bu sorunun yanıtı
için bir sonraki sayfayı tıklayın
Rozerin ona “sizi daha önce tanıyorum” diyince,
“hayır tanımıyorsun, nerden tanıyorsun” diye karşı
çıktı. Rozerin; “ben senin köylünüm, birlikte azmi karlı
yollarda ortaokula gittik ve senin hep hayalin polis
olmaktı” dedi. Ali Kaya; “yanlışınız var, insanlar
çift doğmuş beni karıştırıyor olmalısınız” dedi. Rozerin
de “peki öyle olsun” dedi, ama Ali Kaya durumun
farkına varmış ve tedirgin olmuştu.
Öcalan söz konusu dönemde şöyle bir demeç vermişti; “Benim
ne yaptığımı ne yediğimi, günde kaç kere wc’ye dahi gittiğimi
biliyorlar, evimin merdivenlerinin kaç adet basamak olduğunu,
hepsini biliyorlar ama amaçlarına ulaşamadılar
demişti”
Ali Kaya durumun farkına varmıştı, artık kaçması lazımdı, Rozerin
de onu oyalamak ve daha fazla bilgi almak amacıyla, Ali Kaya’ya
Öcalan’ın güvercinlerinin olduğu yere doğru gidip konuşmak
istediğini, hem de güvercinlere bakabileceklerini söyledi. Ali Kaya
tamam dedi.
Rozerin; Ali Kaya’a, “neden kaçtınız, suçunuz neydi, gerçek
adınız neydi? Diye sordu. Ali Kaya; “gerçek adım
Yusuf Kara, kod imim ise Rüstem, üzerindeki kimlik ise sahte ve
kaçmak için kullandım. Yusuf Kara olarak aranıyorum ve pasaporttaki
ismim de Ömer Gençoğlu” diye yanıtlar. Rozerin;
“yurtdışına çıkmak için bunca masraf yapacağına dağa
kaçardın, neden dağa çıkmadın” diye sorar. O da;
“benim dağa çıkma gibi bir niyetim önceden yoktu. Sonra
Suriye’de çaresiz kalınca anladım ki, benim yerim PKK’nin
yanıdır” Der. Rozerin üç saat gibi uzun bir süre onu
oyalamaya çalıştı, fakat O’da durumun farkına varmış ve acil olarak
en yakın olan köye gitmesinin gerekli olduğunu söyler. Rozerin
bütün çabalarına rağmen gitmesine engel olamadı ve Ali Kaya kaçıp
gitti.
Ali Kaya’yı Öcalan’a öneren Pılıng Kamışlo’da kalıyordu. Kamışlo
bölgesi PKK milisleriyle doluydu ve hemen orayı terk etmezse her an
PKK’nin eline geçebilirdi. Ali Kaya, Kamışlo’daki özel ajanlara
haber uçurdu ve acil olarak Pılıng için ne gerekirse yapılsın ve
Şam’daki TC büyük Elçiliğine getirilsin talimatı verir. Pılıng kod
adlı ajan da böylece sağlama alınır.
Öcalan; bu olayı yıllarca kendisini aklamak için farklı anlattı
durdu.
Ancak; Ali Kaya’yı deşifre eden Rozerin, bu olaydan sekiz ay sonra,
Hizil Çayı’nın kenarında PKK tarafından “ajandır” diye vuruldu! Şu
anda mezarı Siyah Kaya Dağ Tabur Komutanlığı’na bağlı bir alandadır
ve mezarı da topçu ateş pisti olarak kullanılmaktadır.
Rozerin’in mezarı Hizil Çayının Kürdistan Bölgesindeki Sınaht
Deresine 300 metre kala eski bir Saddam karakolunun bulunduğu
yerdedir. Ancak; Saddam’dan kalma karakol kullanılamaz halde ve
şimdi de PKK tarafından öldürülen Kürd gençlerinin mezarlarına
“bekçilik” ediyor.
Karakolun ismi de Saddam Karakolu’dur. O karakol civarında hiçbir
neden yokken kim bilir kaç tane Kürd fidanı yatmaktadır!
Ve ne acıdır ki, Rozerin’in Kız kardeşi hâlâ DTP içinde aktif
çalışabiliyor.
Gerçekler bilinsin diye yazmaya devam edeceğim…
Azat Ararat
Nasnamenin notu: Azat Ararat mahlası ile bundan
böyle bildiklerini kamuoyu ile paylaşmak isteyen kişi, uzun süre
PKK içerisinde çalışmış, Öcalan’a çok yakın olmuş, PKK’deki kirli
ilişki ve faili PKK olan cinayetlere de tanıklık etmiştir. Özel
nedenlerden dolayı gerçek ismi ile yazması uygun görülmemiştir.
Ancak; tüm kişisel bilgileri bizde mevcuttur.
O; yazdıkça, biz de sizlerle paylaşacağız...