O il için korkutan deprem açıklaması
Abone olTürk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Balıkesir İl Temsilci Yardımcısı Aysun Aykan, Balıkesir'in deprem tehlikesinin İstanbul'dan çok daha yüksek olduğunu söyledi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji
Mühendisleri Odası Balıkesir İl Temsilci Yardımcısı Aysun Aykan,
"1000 yılda bir kırılması gereken Balıkesir-Gökçeyazı fay segmenti,
2000 yıldır kırılmamış. Her an kırılabilir. Balıkesir’in deprem
tehlikesi İstanbul’dan daha yüksek" dedi.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Balıkesir İl Temsilci Yardımcısı Aysun Aykan, 10 Aralık günü, Balıkesir'in Altıeylül ilçesinde peş peşe meydana gelen, depremlere dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nin verilerine göre 5.0 ve 4.6 büyüklüğünde depremler olduğunu kaydeden Aykan, "Balıkesir depremleri, Gelenbe Fay Zonu ile Simav Fay Zonu'nun kesişim bölgesine yakın bir yerde oldu. Büyüklükleri 5 ve 4.6 olan depremlerden sonra büyüklükleri 0.8 ile 3.5 arasında değişen 90 deprem oldu ve olmaya devam ediyor. Depremler Gelenbe Fay Zonu'nun kuzey ucunda İkizcetepeler Barajı'nın güney- güneybatısında yoğunlaşmaktadır. Yaklaşık 25 km kuzeyinde Balıkesir Fay Zonu geçmektedir" dedi.
"Balıkesir'in deprem tehlikesi, İstanbul'dan daha yüksek"
Balıkesir bölgesinin deprem tehlikesinin, deprem aktivitesi oldukça yüksek bir bölge olduğuna işaret eden Aykan, "İstanbul merkezinde diri fay olmamasından ve en yakın diri faya uzaklığının Marmara Denizi içerisinden geçen yaklaşık 20 kilometre mesafe olması nedeniyle Balıkesir’in deprem tehlikesi İstanbul’dan daha yüksektir diyebiliriz. Balıkesir il ve ilçeleri, dünyanın sismik yönden en aktif faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fayı'nın güney koluna ait fay segmentleri üzerinde konumlanmıştır. Bu nedenle tarihsel/ aletsel dönemlerde kentin birçok depremde yıkıldığı, can ve mal kayıplarının yaşandığı bilinmektedir ve bu depremlere baktığımız zaman da deprem tehlikesinin yüksek olduğunu açıkça görüyoruz. Balıkesir ve ilçeleri ve Marmara Denizi'ne kıyısı olan İstanbul, Yalova, Bursa, Kocaeli, Çanakkale, Tekirdağ, Marmara Denizi içerisinden geçen Kuzey Anadolu Fayı'nın kuzey kolu üzerinde beklediğimiz 7’nin üzerindeki depremden etkilenecektir. Özellikle tarihsel dönemde 1776 yılında Marmara Denizi'nde olan deprem, Avusturya'dan, İtalya'dan, Avrupa'dan hissedilmiş olup, tüm Marmara Bölgesi'nde tahribat yaratmıştır" diye konuştu.
"Balıkesir'den geçen fay, 7,2'ye kadar deprem üretme
potansiyeline sahip"
Maden ve Tetkik Arama Genel Müdürlüğü'nün, diri fay haritasında; Balıkesir il ve ilçelerinden geçen birçok diri fay olduğunu belirten Aykan, bunların büyük deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu dile getirdi. Aykan, "Kuzey Anadolu Fayı’nın güney koluna ait fay segmentleri, Yenice-Gönen Fayı, Edremit Fay Zonu, Balıkesir il merkezinden geçen Havran- Balıkesir Fay Zonu ve güneydeki Simav Fayı önemli sismojenikzonlardır.”
Kent merkezinden geçen fayın 7.2 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu kaydeden Aykan, şöyle devam etti:
"Bekten, Pazarköy, Evciler Fayı, Gelenbe Fay Zonu bu bölgedeki diri faylardır. Bizim özellikle bu bölgede, Balıkesir Gökçeyazı fayının tehlikesine de dikkat çekmemiz gerekiyor. Ülkemizde art arda depremlerin yaşandığı şu günlerde, bin yılda bir kırılması gereken Balıkesir Gökçeyazı fay segmenti, 2 bin yıldır kırılmamıştır. O fay her an kırılabilir, çünkü kırılma zamanı geçmiş. Tehlikeli bir fay. Balıkesir merkezden geçen bu fay kırıldığında 6.5’ten büyük 7.2 büyüklüğe kadar deprem üretme potansiyeline sahiptir ve bu deprem Balıkesir ve ilçelerine zarar verecektir. Balıkesir il ve ilçelerindeki diri fayların imar planlarına işlenmesi çok önemlidir."
"Herkesin üzerine düşen görevleri yapması gerekiyor"
Balıkesir ve ilçelerinin 1577,1672,1845,1867,1897,1898,1944,1935,1953, 1964 yıllarında meydana gelen depremlerden önemli bir şekilde etkilendiğini hatırlatan Aykan, "Geçmişte olan ve hasara neden olan depremlere ve bölgedeki deprem üretme potansiyeli olan diri faylara baktığımız zaman Balıkesir ve çevresinin deprem tehlikesinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bizim öncelikle başta hükümetimiz, yerel yöneticiler, akademik odalar ve birey olarak, toplumun her kesiminin afet zararlarının azaltılması konusunda kendine düşen görevleri hiç vakit kaybetmeden yapması gerekiyor" dedi.