Son birkaç gündür Türkiye’nin en çok konuşulan kadını Süreyya Yalçın… Geçen hafta, önce, kırılan ayağındaki kristal taşlarla süslü alçısıyla gündeme geldi. Sonra da köpeğine taktığı milyarlık güneş gözlüğüyle…. Geçtiğimiz yıllarda da tatil yörelerinde güneşlendiği gösterişli localarıyla, sahilde giydiği taşlarla süslü bikinileriyle konuşuluyordu. Kaynak: Hürriyet Babası, ünlü işadamı Faruk Yalçın’dan hatırı sayılır miktarda bir miras kalan Yalçın dün de dudak uçuklatan kazancına ilişkin haberlerle gündeme geldi. İddialara göre faizden ayda 1 buçuk milyon TL kazanıyor Yalçın. Kendisi bu konuda şimdilik sessiz kalmayı tercih etse de tüm Türkiye’nin meraklı bakışlarını bir kez daha üzerine çekti. Kimdir bu yeri geldiğinde “kokoşum, süslüyüm, kime ne” diyen Süreyya Yalçın. Aziz Yıldırım'ın dayısı olan ve 2008 yılında hayata veda eden Faruk Yalçın'ın ikinci eşinden dünyaya gelen kızı Süreyya Yalçın. Babası onun adına Gebze'de bir okul bile yaptırdı. Hep göz önünde ve hızlı bir hayat süren Yalçın bir dönem aşkları ve evlilikleriyle basına konu oluyordu. İlk evliliğini Kerem Dürüst ile yaptı Süreyya Yalçın. Evlilik sürecinde de Yalçın babasının kendisine dönemin parasıyla 65 Trilyon nakit para verdiği iddiasıyla gündeme gelmişti. Yalçın, Tempo dergisine verdiği röportajda bu iddiaları yalanlamıştı. “Evimizi Kerem geçindiriyor. Böyle bir para söz konusu değil” demişti. Yalçın ve ilk eşi Dürüst’ün nişan davetiyeleri de olay olmuştu. Çiftin nişan davetiyeleriyle birlikte pırlanta yüzük gönderdiği konuşulmuştu. Yalçın bu söylentileri de yalanlamıştı. Evet, evliliği sembolize eden bir yüzük vardı ama pırlanta değil atomize taşlıydı. Çiftin evlendiği gece hatıra olarak davetlilere dağıttığı nikah şekerleri de uzun uzun basında yer aldı. Yalçın ile Dürüst evli oldukları sırada Miami’de yaşıyorlardı. O dönemde haklarında çıkan ve “efsaneye” dönüşen söylentileri de yalanlamıştı Yalçın, Tempo dergisine verdiği röportajda. Hayatını da “Ayda sadece 5 gece dışarı çıkıyoruz. Onun dışında sakin bir hayatımız var. Sabahları kalıp kocamı okula gönderiyorum. Sonra da yakınlardaki Türk bakkalına gidiyorum. Sonra evime gidip yemek yapıyorum. Saçıma. Yüzüme bakım yapıyorum. Kerem gelince de yemeğimizi yiyip Türk kanallarındaki dizileri seyrediyoruz” diyerek anlatmıştı. Yalçın ve Dürüst, yaz aylarında Türkiye'e geldiklerinde de Bodrum'da tatil yapmayı tercih ediyorlardı. O dönemlerde Yalçın plaja giderken giydiği taşlı- süslü giysileri ve onları tamamlayan çantalarıyla dikkat çekiyordu. Bu yüzden de sık sık basına konu olan Yalçın "Evet, süslü giyinmeyi seviyorum. Ama bundan kime ne ki. Ben ne sanatçıyım, ne müzisyen ne de ressam" diyerek yanıt vermişti. O dönemde kışları Miami'de yaz aylarında da Bodrum'da yaşayan çift "Fenomen olmak gibi bir niyetimiz yok" diyordu ama onlar çoktan finamen olmuştu bile. Özellikle de Süreyya Yalçın. NATO müteahhidi olarak tanınan Faruk Yalçın'ın küçük kızı Süreyya Yalçın ile Kerem Dürüst'ün evliliği çok uzun ömürlü olmdadı. Çocukluk yaşlarında başlayan aşklarını nikah masasına taşımışlardı ama sonsuza kadar sürdüremediler. Çift boşandı. Bir süre sonra Süreyya Yalçın'ın adı bir başkasıyla anılmaya başlandı. Hatta genç kadın ikinci kez nikah masasına oturdu. Yalçın'ın ikinci eşi de şimdilerde de gündemde olan tanıdık biriydi.. Süreyya Yalçın ikinci evliliğini Önder Bekensir ile yaptı. Düğünde babası Faruk Yalçın ile yan yana mutluluk pozu veriyordu yeni evli çift. Ama Yalçın'ın bu evliliği de uzun sürmedi.. Bir süre sonra Bekensir'den de boşandı. Sonra da hayatına başka insanlar girdi. Bunlardan biri de düzenlediği sürpriz doğum günü partisi ve gondol şeklindeki pastasıyla günlerce basına konu olduğu Burak Hatipoğlu'ydu. Süreyya Yalçın geçtiğimiz hafalarda tatilde geçirdiği kazada kırdığı bacağındaki alçıyla magazin sayfalarına konuk oldu. Bunun nedeni de alçının Swarovski taşlarla süslü olmasıydı. Yalçın lüks harcamalarını görgüsüzlük olarak yorumlayanlara “Beni eleştirenlerin seviyesine inersem kendimi düşürürüm, gerek yok” diye yanıt veren Yalçın, şimdi de tırnaklarına taş taktırdı. Tırnaklarının fotoğrafını twitter sayfasından takipçileriyle paylaşan Yalçın, “Alçı yetmedi, şimdi tırnaklarım da taşlı, ahahaha” yazıp eleştiri yapanlara göndermede bulundu. Süreyya Yalçın bir kaç gün önce de köpeğine aldığı pahalı güneş gözlüğüyle magazin sayfalarında yer aldı. Hatta Yalçın'ın sevimdiği köpeğiyle ilgili öyle bir iddia daha vardı ki şaşırmamak elde değil. İddialara göre Yalçın köpeğine botoks yaptırmıştı. Ama Yalçın, yine Twitter sayfasında bunu yalanladı. Süreyya Yalçın bir süredir Tugay Gökkaya ile birlikte. Çift uzun süredir Bodrum'da tatil yapıyor. Yalçın yeni sevgilisiyle de çok konuşulan gösterişli hayatını sürdürüyor. Süreyya Yalçın çok zengin bir adamın gösterişli yaşamayı seven kızı olarak tanınıyor bir çok kişi tarafından ama o aslında hiç de öyle biri olmadığını dile getiriyor her fırsatta. Bakın Süreyya Yalçın, Hello dergisine verdiği röportajda kendisini nasıl anlatmıştı. Öncelikle kendisine biçilen imajda çok farklı biri olduğunu söyledi Yalçın o röportajda: "Para benim için aşktan sonra gelir." Çocukluğum, belki birçok çocuğun yerimde olmak isteyebileceği kadar güzel anılarla dolu. Sevgi ve huzur dolu bir evde büyüdüm. Hiçbir zaman şımarık bir çocuk olmadım ama hiçbir şeyi de istememe fırsat bırakmadılar. Her adımımda özellikle melek babacığım hep destek oldu. Onu çok ama çok özlüyorum ve hayattaymış gibi davranıp hayatıma o şekilde yön vermeye çalışıyorum. İlkokuldan sonra eğitimime İsviçre’de devam ettim. Ama çok hazırlıksızdım. Bir ay sonra gerçek hayatın ne demek olduğunu anladım. Kendi ayaklarımın üzerinde durmayı, kendi kendime yetebilmeyi ve yalnız yaşamayı öğrendim. Babamın isteği üzerine American InterContinental University’de işletme okudum. Ayrıca ilgimi çok çeken iki senelik moda tasarım kurslarına katıldım, London School of Fashion’da. Hatta sene sonunda tasarlamış olduğum kıyafetlerimin mankenliğini de yaptım. Bu dönemde hobi amaçlı Roberto Cavalli’nin de modelliğini yaptım. Annem çok süslüydü. Küçükken bile onun takılarını takma, onun kıyafetlerini giyme, topuklu ayakkabılarıyla yürüme isteğim vardı. Çocukluktan gelen bu ilgi, benimle beraber büyüdü. Her insanın kendine has bir giyim tarzı vardır, ki bu tamamen iç dünyasının dışa yansımasıdır. Bunun parayla ya da pahalı kıyafetle hiçbir bağlantısı yoktur. Hayatım boyunca kimseyi örnek almadım ya da kimseyi takip etmedim. Giyim tarzım hakkında konuşulan ya da yazılan negatif şeyler beni hiç etkilemiyor. Kimseye kendimi ispat etmeye çalışmıyorum. Kesinlikle sürekli para harcayan hiçbir şeyi umursamayan biri değilim. Galiba sistem beni böyle görmek istedi ve böyle lanse edildim. Değerlerimin başında sevdiklerimi mutlu etmek geliyor. Hayatımda her zaman parayı amaç değil, araç olarak gördüm. Dolayısıyla hiçbir şeyi parayla ölçmedim. En önemlisi, hayatımda maddiyata değer vermiyorum. Sevdiğim insanlardan bana gelen bir çiçeğin yerini hiçbir şey tutamaz. Beni düşünüp o inceliği göstermesi hiçbir şeyle ölçülemez. Paris Hilton'a benzeyen yanım yok. Köpeğimize olan düşkünlüğümüz ve giyim tarzımızın ışıltılı, değişik olması bizi birbirimize benzetmelerine neden oluyor. O da kendi çizgisini kendi belirliyor, ben de.