Fikret, Birol, Mesut, Eyüp, Yavuz, İbrahim, Mustafa,
Süleyman,
Fevzi, Yunus, Murat, Hüseyin, Mehmet, Koray, Mehmet, Reşit,
İdris, Ufuk, Mesut, Halil, Soner, Razaman, Bilal, Ahmet...
Onlar Çukurca saldırısında şehit oldular.
Askeri yetkililer şehitlerin evlerine gittiler ve ailelerine kötü
haberi verdiler.
İşte o anlardan birisi bir fotoğraf karesine yansıdı.
Yaşananların ne kadar zor olduğunu bir kare öyle bir anlattı ki,
ben de bu köşeden o fotoğrafı paylaşmak istedim sizinle.
Sıvasız bir evin penceresinden bakan iki kadın.
Aşağıdan kapıyı çalanlara, üst kattaki pencereden bakıyorlar.
Kapıda askerleri görünce şehit annesinin ağzından
"eyvah" kelimesi dökülüyor ve "ocağımız
battı" diyebiliyor sadece. Zaten yüzündeki ifade de tam bu
cümleye uygun.
Şehit annesi, üzgün, tedirgin, ağlamaklı.
Çukurca'da ocaklar battı. Bitlis'te de öyle. 24 asker Çukurca'da
şehit oldu, 5 polis Bitlis'te.
Cehennem gibi bir gecenin bilançosuydu bu. Terörle mücadele eden
Türkiye'nin en ağır gecelerinden birisiydi.
Öyle bir gece yaşadı ki Türkiye, temkinli konuşmalarıyla bilinen
Cumhurbaşkanı bile "intikam"dan bahsetti.
Yani sağduyu kelimesini ağza almanın çok da kolay olmadığı bir
döneme girildi.
Artık herkesin tahammülü azaldı.
Toplum hızla ve gözle görülür biçimde sonuç alınmasını
istiyor.
Yenilmişlik duygusu, intikam duygusunu
körüklüyor.
Bu psikolojinin yönetenlere mantıkla değil de duygu ile karar
aldırması ise en büyük tehlike.
Neyse ki Başbakan saldırı sonrası yaptığı açıklamada
"hamasi" sözlerden uzak durdu, soğukkanlı
göründü.
Bir nokta hariç. O da BDP'ye yaklaşımı.
Başbakan "teröriste terörist de kardeşim" diye
tercüme edilebilecek kadar sert yaklaştı BDP'ye.
Elbette PKK'ya yönelik ek tedbirler alınacak ama sanki son
saldırıların faturası büyük oranda BDP'ye çıkacak.
Çukurca sonrası mecliste "bu bir savaş, savaşta her iki
taraftan da ölenler oluyor" diyen, bütün partilerden tepki
gören BDP'nin hayatı, dünden daha kolay olmayacak.
PKK'yı silah bırakmaya çağırırken, çağrıya hükümeti de ekleyen BDP
artık derdini anlatacak yetkili bulmakta güçlük çekecek...
PKK ve Öcalan ile diyalog da uzunca bir süre akla bile
getirilemeyeceğine göre gerçekten terörle mücadelede yeni bir dönem
başlıyor diyebiliriz.
Bu yeni dönemde sağduyudan bahsetmek de kolay olmayacak, silah sesi
sağduyunun sesini bastırmasın demek de.
Söylenebilecek tek şey ise, fotoğraftaki o duyguyu başka annelerin
yaşamamasını temenni etmek.
Elimizden gelen sadece temenni etmek...