O duygusal TSK mesajını kim yazdı?
Abone olOsmaniye'de PKK'nın lojman saldırısında şehit olan Pınar için TSK'nın yayınladığı duygusal mesajın mimarı beli oldu.
"Bu kısacak mutlu yaşamında bir tek şeyi düşünmemişti; bölücü terör örgütünün kahpece bir saldırıyla savunmasız, tek suçu ‘eşim nerede olursa olsun ondan ayrılmayacağım, birlikte olacağım’ diyen kendisini hedef alacağını...
Henüz 47 gün önce kurulan bir yuvanın yok olmasına ve masum bir evladımızın hayatını kaybetmesine yol açan bu hain saldırı Türk Silahlı Kuvvetleri ailesini derinden üzmüştür. Acımız büyüktür.”
Bu duygusal satırlar PKK'nın Osmaniye'de askeri lojmana yönelik saldırısında şehit düşen Pınar Akdağ için TSK'nın açıklamasında yer aldı. Genellikle teknik ve soğuk ayrıntıların bulunduğu TSK açıklamalarından çok farklı olan bu açıklama merak yarattı.
Gündem yaratan bu açıklamayı kimin yazdığını Milliyet gazetesi'nden Fikret Bila yazdı. Bila'nın yazısına göre bu duyguları yazıya döken bizzat Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’du.
Fikret Bila'nın yazısında TSK'nın belki de bugüne kadar yaptığı en duygusal açıklamanın perde arkası şöyle anlatıldı:
Kanlıgeçit Botaş Karakolu lojmanlarına yapılan saldırıda, henüz 47 gün önce evlenmiş ve eşini yalnız bırakmamış Pınar Akdağ’ın yaşamını yitirdiği haberi Genelkurmay’a ulaştığında karargâh hüzne boğulmuştu. Bu ilk kez başlarına geliyordu.
TSK, PKK saldırılarının nasıl gerçekleştiğini izah eden açıklamalar yapardı. Ancak Org. Başbuğ, bu kez bununla yetinilmemesini, bu saldırının neleri yıktığını, nasıl bir yaşama mal olduğunun da yansıtılmasını istedi. Org. Başbuğ, PKK’nın bir başka yüzünü göstermek istiyordu. Dikkati çekmek istediği şey bu kez insani boyuttu. PKK’nın “neyi öldürdüğünü” halkın bilmesini istiyordu.
Karargâh bir açıklama taslağı hazırlayarak Başbuğ’a sundu. Genelkurmay Başkanı, taslağı dikkatle okudu ve bizzat kendi ifadeleriyle son şeklini verdi. Bu açıklamadaki duygusal ifadelerdi. Metin, Başbuğ’un son şeklini vermesinden sonra internet sitesine konuldu.
PKK’yla mücadeleye giden subay ve astsubaylar, genellikle eş ve çocuklarını götürmezler. Onları tehlikeye atmak istemezler. Onlardan uzak kalmayı göze alır, Güneydoğu’ya, cepheye yalnız giderler. Bazen eşlerini buna ikna edebilirler, bazen edemezler.
Jandarma Teğmen Cumhur Akdağ da henüz yeni evlendiği eşini İzmir’de kalması için ikna etmeye çalıştı. Ama başarılı olmadı. Pınar, hangi şart altında olursa olsun, hangi tehlikeyle karşılaşırsa karşılaşsın, Cumhur Teğmen neredeyse orada olmaya kararlıydı. Cumhur Teğmen hangi şartlarda yaşıyorsa, o şartlarda yaşamak; varlığıyla ona destek olmak, tehlikeleri paylaşmak istiyordu, öyle yaptı ve bu uğurda yaşamını yitirdi...
Başbuğ’u duygulandıran ve Türkiye’yi ağlatan buydu...