19. Yüzyıl Avrupası’nda “dünyanın en çirkin kadını” olarak sergilenen yerli bir kadın, ölümünden 153 yıl sonra doğum yeri olan Meksika’da gömüldü. Yüzünün kıllarla kaplanmasına neden olan bir genetik rahatsızlığı bulunan Julia Pastrana, sirklerde yapılan ucube gösterilerinde yer aldı.Amerikalı kocası, Pastrana’nın 1860’ta ölmesinin ardından mumyalanmış cesediyle dolaşarak en son Norveç’e geldi. Julia Pastrana’nın cesedi, uygun bir cenaze töreni yapılması için uzun süren bir kampanyanın ardından bu hafta Meksika’ya geri getirildi. Halk, beyaz güllerle süslenen beyaz bir tabut içinde toprağa verilen Julia Pastrana’nın gömüldüğü Sinaloa de Leyva kentine akın etti. Sinaloa Valisi Mario Lopez, “Karşılaşmak zorunda olduğu saldırı ve zalimliği ve bunun üstesinden nasıl geldiğini bir düşünün. Bu gerçekten çok acıklı bir hikaye” dedi. PASTRANA’NIN HİKAYESİ 1834 yılında doğan Julia Pastrana’nın, yüzünün kıllarla kaplanmasına sebep olan kurt adam hastalığı bulunuyordu. Pastrana ayrıca çıkıntılı bir çeneye sahipti. Görünüşünden dolayı “ayı kadın” veya “maymun kadın” olarak adlandırılan Pastrana, 1850 yılında ABD’li menajer Theodore Lent ile tanışarak evlendi. Lent, Pastrana’yı ucube şovlarında şarkı söyleterek dans ettirdi.Pastrana, 1860 yılında Moskova’da, kendisiyle aynı sağlık durumundan muzdarip olan ve birkaç gün yaşayan bir oğlan çocuğunu doğurduktan sonra öldü. Ancak Julia Pastrana’nın hikayesi burada bitmedi. Lent, mumyalanmış cesetlerle ucube şovlarını gezmeye devam etti.Cesetler son olarak Norveç’e getirildi ve burada da ilginç bir şekilde 1976 yılında çalınarak bir kenara atıldıktan sonra polis tarafından bulundu. Cesetler daha sonra Oslo Üniversitesi deposuna götürüldü.Meksikalı sanatçı Laura Anderson Barbata, Julia Pastrana’nın cesedinin evine getirilmesi için Meksikalı yetkililerin de yardımlarıyla 2005 yılında bir kampanya başlattı. Barbata New York Times gazetesiyle yaptığı röportajda, “Onurunu ve tarihteki, dünyanın hafızasındaki yerini geri kazanmaya hakkı olduğunu düşündüm” dedi.