O cinayetlerle ilgili sarsıcı iddia
Abone olVatan gazetesi, eski MİT Müsteşarı Emre Taner’e yazıldığını öne sürdüğü çarpıcı bir mektubu manşetine taşıdı.
Gazeteci Deniz Güçer imzasıyla yayınlanan habere konu
olan mektupta Dink suikastı, Danıştay saldırısı, misyoner
cinayetleri gibi olayların arkasında TSK içindeki Seferberlik
Başkanlığı’nın olduğu iddia ediliyor.
Vatan gazetesi, manşetten MİT’in Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’na gönderdiği belgeler arasında, yer alan mektubun içeriğine yer verdi.
Buna göre 2 bin 500 gerillası olan kurumun, değişik yerlere
gömülmüş silah ve malzemelerinin bulunduğu askeri mühimmat depoları
var.
Vatan’ın haberinde, Özel Harp Dairesi’nde görevli olduğunu belirten
subayın yazdığı mektubun içeriği şu şekilde ifade ediliyor:
“Sayın Emre Taner Bey; Sayın Müsteşar... Ben bir devlet
görevlisiyim. Bildiklerimi sizlerle paylaşmak ve kurumunuzun bu
bildiklerimi değerlendirmesi suretiyle muhtemel sıkıntılara engel
olması düşüncesiyle bu mektubu size yazıyorum. Hrant Dink cinayeti,
Danıştay saldırısı, Papaz cinayetleri, Malatya yayınevi baskısı ve
daha nice büyük küçük operasyonların ve olayların perde arkasında
işlemi planlayan sevk ve idare eden TSK içinde bulunan birim
Seferberlik Başkanlığı bulunmaktadır.
Seferberlik Başkanlığı’nın 3 ana mevkisi vardır:
1- Trabzon; Bölge insanının milliyetçilik duyguları üzerine
operasyonlar planlanmıştır. Papaz cinayetleri, TAYAT eylemleri,
Dink cinayeti, bu yörede yerleşik teşkilat çalışmalarıdır.
2- Hatay; Yakın zamanda Ermeni, Süryani konularında bu yörede
büyük bir hareketlilik başlayacaktır. Özellikle ABD-Saros merkezli
kuruluşlarla yapılan ortak proje ile yörede bir Ermeni- Türk-
Süryani çatışması yaşanacaktır.
3- Malatya; Yörede sayıca fazla olan tarikatları bir terör örgütü
haline sokmak için çalışma yapılmaktadır.
Bu merkezlerde görev yapan TSK mensuplarına bağlı olarak çalışan; 3
asil, 1 yedek kadrodan oluşan teşkilat yapısı vardır:
A- Beyazlar (Şehir yer altı kadrosu)
B- Siyahlar (Gerilla kadrosu. Subay ve erlerden seçilir. Sayıları 2
bin 500’e yakın.)
C- Yeşiller (İşlerden haberdar olan fakat teşkilata alınmayan
kişiler.100 kadardır. Haberleşme ve malzeme konusunda yardımcı
olurlar.)
D- Turuncular (Herhangi bir yüz kızartıcı sebeple teşkilattan
ayrılan kişiler. 350 kadardır. Takip ve adli bir sıkıntı
yaşanmıyorsa iş yaptırmaya devam ettirilir. Ölene kadar irtibat
devam eder.)
Sayın Müsteşar; yurt içinde Seferberlik Bölge Başkanlık sayısının
12’den 24 adete çıkarılması planlanmaktadır. Bölge başkanlıkları
bünyesinde görevli sivil personelle ilgili çok ciddi kaygılar
taşımaktayım. Bu sivil personelin çoğu, toplum içinde pimi çekilmiş
bombadan farksızdır. Bölgenin sorumluluk alanındaki insanlar
‘Kurtarılacak Kişiler’, ‘Yararlı Kişiler’, ‘Zararlı Kişiler’ olarak
kategorize ediliyor. Bir bölgenin kriterlerine göre ‘iyi’ olarak
fişlenen, bir başka bölgenin kriterlerine göre ‘zararlı’ kişiler
olarak fişlenebiliyor. Seferberlik Bölge Başkanlarına bağlı sivil
kişilerin de bilgisi dahilinde değişik yerlere gömülmüş silah ve
malzemelerin bulunduğu askeri mühimmat depoları vardır. Bunların
tamamının sürekli kontrol altında tutulması olanaksızdır. ‘Yararlı
kişilerin’ ve ‘zararlı kişilerin’ isimleri var. ‘Zararlı kişiler’
çoğunlukla TKP -sol gruplara üyedir.”
Adını açıklamayan subay, mektubunda, ‘Beyaz’ ve ‘Siyah’ olarak
tanımladığı bazı kişilerin isimlerini de verdi.