O Çılgın Türk'ten iddialı Atatürk filmi
Abone olMustafa ve Veda'nın ardından vizyona "Dersimiz Atatürk" filmi girecek. Filmin senaryosunu yazan Özakman İNTERNETHABER'e konuştu.
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Can Dündar’ın “Mustafa”sı, Zülfü Livaneli’nin
“Veda”sı. Son iki yılda gösterime giren bu iki Atatürk filmi de
büyük tartışmalara neden oldu. Tarihçiler ellerinde kağıt kalem not
tutarak filmleri izledi. Yapılan hatalar(!) tartışma konusu oldu.
Şimdi sırada satış rekorları kıran “Şu Çılgın Türkler” kitabının
yazarı Turgut Özakman’ın senaryosunu yazdığı “Dersimiz Atatürk”
filmi var.
Atatürk'le ilgili yapılan filmleri bilgisizlik
eseri olarak nitelendiren, Atatürk’le ilgili eleştiriler
getiren bazı tarihçileri, havası alınmış boru anlamına
gelen, “Toriçelli borusu”na benzeten Özakman’ın imzasını
taşıyan yeni Atatürk filmi büyük merak konusu oldu. 19 Mart’ta
seyirciyle buluşacak film için Özakman, “En doğru Atatürk
filmi olacak” iddiasında.
Turgut Özakman film gösterime girmeden ilk röportajını
İNTERNETHABER’e verdi. Atatürk filmleriyle ilgili
pek çok eleştiri sıralayan Özakman, Atatürk'ün Fikriye ve Latife
Hanım’la ilişkisini anlattı. Özakman, son günlerde yeniden tartışma
konusu olan Fikriye’nin öldürüldüğü iddiaları ve mezarının
nerede olduğu sorularına da yanıt verdi.
Sorularımızı samimiyetle yanıtlayan Özakman’a göre
Atatürk’ün en büyük hatalarından biri Latife Hanım ile
evliliği. Özakman, “Bir oy vermem istense benim
oyum Fikriye’ye” dedi.
- Atatürk filmi çekmek neden bu kadar
zor?
Atatürk filmi çekmek zor değil. Atatürk’ü doğru
anlatmak zor. Çünkü yalap-şap insanlarız. Atatürk hakkında üç kitap
okuyup televizyonda bir sürü laf edenler var. Üstelik okudukları
kitaplar öyle doğru dürüst kitaplar değil. Bilgi kirliliği ile dolu
kitaplar. Atatürk’ü bunların eleştirmeye hakları yok. Doğrusunu
bilmiyorlar. Can Dündar hakkında konuşmak istemiyorum, ama
Mustafa derin bir bilgisizlik örneğidir. Veda’yı görmediğim için
bir şey söyleyemem ama internette fragmanını gördüm. Atatürk
merasim elbisesi ile savaşa katılıyor. Ne yazık ki kostümcülerimiz
bilim yoksunu. Bu kıyafeti normal gündelik hayatın
kıyafeti sanıyorlar.
- Filmde yönetmenin özgürlük alanı yok mudur?
Tarihi bir şeyi anlatıyorsanız. Bu masal değil ki istediğiniz gibi
yazın. Yazarın dramada özgürlük yerleri vardır, ama genel
çerçevede oynayamaz. Atatürk’ün hayatı bir tek filme sığmaz. Bir
bölümü anlatılır veya benim yaptığım gibi özetlenir.
- “Mustafa” filminde Atatürk’ün yalnız olduğunu ima etmek
bile büyük eleştiri aldı?
Onu anlatsa can kurban, ama
onu anlatmıyor. Sahici bir yalnızlıktan bahsediyor. Herkes terk
edip gitmiş. Zavallıcık Dolmabahçe’de yapayalnız kalmış gibi
anlatıyor. Bizde tarihi doğru anlatmama hastalığı belirdi.
Bu salgın gibi zaten. Tam bir hastalık.
- Peki neden böyle olduğunu
düşünüyorsunuz?
Türkiye’de bir operasyon yapmak
istiyorsanız içten veya dıştan Atatürk saygısını yok ederseniz
önünüz biraz daha açılır. Bunu yapmaya çalışıyorlar.
LATİFE İLE EVLENMESİ HATA
- Atatürk dönemine dair bazı olaylarda karanlık noktalardan
bahsediliyor. Örneğin Fikriye’nin ölümü. Sizce Fikriye intihar
etmiş olabilir mi?
Atatürk’ün Masonlarca ağır ağır öldürüldüğü iddiası da var. Buna da
inanmak lazım. Hayır yok öyle bir şey bunların hepsi
uydurma. Fikriye çok saygıdeğer bir insan. Ölümüne çok
yandığım bir insan. Ben üç ay sanatoryumda yattım veremlilerin
psikolojisini bilirim. Çok alıngan, birden bire dünyaya kapanan,
kendini çok talihsiz, fazla görme halleri vardır.
Fikriye en ileri durumda. Onunla ilgili bilgi edinmek isteyenler
Şemsi Belli’nin Fikriye kitabını okumalı. Geri kalanı masal,
yakıştırma. Atatürk ve çevresini yaralamak için uydurulmuş
laflar.
Fikriye’nin ölümüyle ilgili hiçbir şüphem yok. Çok
büyük bir talihsizlik olarak görüyorum. Zaten o tabancayı
yanına aldığına göre kendine karşı bile iyi niyetli değil.
Artık tüketmiş kendini. Fikriye 1921 yılında Ankara’ya gelip
Atatürk’ün yalnızlığını paylaşan onu üzmeyen çok şefkatli
bir insan. O bakımdan bana oy ver deseler ben Fikriye’ye oy
veririm.
-Latife Hanım’la evliliği çok konuşuldu. Sizin görüşünüz
nedir bu konuda?
Atatürk’ün Latife ile evlenmesi bence hata. Evlenene kadar Latife
Hanım çok değerli bir insan. Evlilikten sonraki hayatı da çok
asilane. Ama evlilik için çok zor insan. Atatürk ve
arkadaşları anne baba kardeş komşu arkadaş gibi bugünkü medeni
ortamda yetişmedi. Kadınlar hakkında bilgileri kültürleri yok.
Raslantı üzerine mutlu oldular rastlantı üzerine bedbaht oldular.
Atatürk rastlantı eseri iyi bir evlilik yaptığını sandı, ama bunun
olumlu bir evlilik olmadığına çok kısa sürede karar verdi. Fikriye
intiharı da etkili olmuş olabilir. Latife’nin şefkatsiz davrandığı
iddiaları var. Tartışılabilir ama Latife Hanım’ın evlilik sonrası
asilane tutumu onunla ilgili pek çok iddiayı sıfırlıyor. Onu
saygıyla anıyoruz.
ATATÜRK CİCİ KOCA OLAMAZ
-Latife Hanım’ın yazdığı notlarda neler olabilir? Büyük
merak uyandırıyor ama tabi açıklanmıyor?
Evet bu kadıncağızın notları çıkınca pek çok açık çıkacağı iddiası
var. Belki kadınca bazı şeyler çıkabilir, bunlara saygı duyarız.
Ama Atatürk cici koca olacak biri değil ki zaten. Herkesin yanında
“Kemal” diye seslenerek ona tahakküm ettiğini göstermeye çalışması,
Latife’nin yetişmediğini, olgunlaşmadığını gösterir. Zaten
24 yaşında. O mevki ona fazla geldi birdenbire. İyi bir lise
eğitimi gördüğü anlaşılıyor ama bunun dışındakiler genelde yarım
yamalak yurt dışına gidip gelmeler. Hukuk tahsili deniyor ama bunu
bitirmemiş. Türkiye’de eskiler Avrupa’ya gidince geldiklerinde
küçük görme hali olurdu. Latife Hanım’da bu vardı sanırım.
-Fikriye’nin mezarının nerede olduğuyla ilgili de hergün
yeni bir iddia ortaya çıkıyor. Fikriye’nin mezarı
nerede?
Ankara Numune hastanesinde ölünce onun eteği
mezarlıktı. Ankara’da ölenlerin de konduğu yer burası. Oraya
gömülüyor. Burası mezarlık olmaktan çıkarılınca Fikriye’nin
mezarını alıp da özel olarak bir yere ben hiç kimsenin götürdüğünü
sanmıyorum. Kuğulupark falan asparagas. Yok böyle
şeyler.
ÖZAKMAN BAZI TARİHÇİLERİ NEDEN TORİÇELLİ BORUSU'NA
BENZETTİ?
“DERSİMİZ ATATÜRK” FİLMİNİN DİĞERLERİNDEN FARKI NE
OLACAK?
TARİHÇİLER TORİÇELLİ BORUSU
-Bu iddialar nereden çıkıyor peki?
Milli
mücadeleye katılmış Abdullah Özgen diye bir süvarinin Türk
akıncıları diye bir kitabı var. Adı ve soyadı dışında doğru bilgi
yok kitapta. Her anlatılana inanmamak gerek. Anılar metinler
telgraflar… pek çok yazılı belge var. Dinci yazarlar
“devrimleri yerleştirmek için Müslüman kellelerinden piramitler
kurdu” diye iddia ediyor. Böyle olay yok. 7 yılda İstiklal
Mahkemelerinde siyasi karar çok azdır. 2 bine yakın idam cezası
var. Bozguncu, ırz düşmanı bunların çoğu da. İdamların pek çoğu da
uygulanamamıştır. Meclis’te dosyaları var.
Bazen izliyorum. Utanıyorum. Aleyhine konuştukları insanlar
adına değil kendileri adına. O konuşmayı yapanlar adına utanıyorum.
Toriçelli borusu var. Havası boşaltılmış boru demek fizikte. Bunlar
bana toriçelli borusu izlenimi veriyor. Bildikleri bir şey yok.
Birileri bir şey söylemiş onları arka arkaya
söylüyorlar.
EN DOĞRU ATATÜRK FİLMİ
-Bu Atatürk’le ilgili ilk filminiz değil. Kısaca daha önce
yaptıklarınızdan da bahseder misiniz?
Atatürk’le ilgili
ilk Kurtuluş filmini yazdım. 6 bölüm oldu. Kurtuluş savaşıyla
ilgili eksiksiz doğru bir Atatürk’ün başkomutanlık filmidir. Tarihi
hatası sıfıra yakındır. Sonra Cumhuriyet filmi yapıldı. 6 bölüm
kısaltılınca çok olmadı ama. Cumhuriyet dönemiyle ilgili yapılmış
ilk filmdir. Türkçe ezan ilk o filmde okunmuştur.
- Bizim kuşak da hiç Türkçe ezan duymadı
tabi…
Biz Arapça ezan okununca şaşa kalmıştık. Türk
olarak çok zevk alıyorduk. Bu kültürel bir sınırı saptar.
Bütün Müslümanlar bir milletir sözü politik bir laftır.
Doğru olmadığını da yakın doğu gösteriyor. Bir dinden bir millet
çıkmıyor. Bunu bir millet başardı, o da Yahudiler. Onlarınki din
millet. Onun dışında ne Katolik ne Ortodoks ne Müslümanlar bir
millet olmuştur. Ümmetin olmadığını Birinci Dünya Savaşı’nda cihat
çağrısına hiçbir Müslümanın cevap vermemesi ile öğrendik bitti bu
hikaye.
-Dersimiz Atatürk nasıl bir film oldu? Diğerlerinden farkı
ne olacak?
En iddialı olduğumuz nokta hem küçükler hem büyükler için olması.
En önemli noktası ise doğru olması. Bazı sahnelerde küçük
bir yanlış olunca bile o sahneyi yeniden çektik. Atatürk’ün
doğru hayatını anlatıyoruz. Çünkü onun hayatına yönelik çok uydurma
hikayeler var. Filmde Atatürk’ün çocuklarla öğretmenlerle,
eğitimle, doğa sevgisi gibi konularda parçalar var. Hem küçüklere
hem büyüklere anlatılan bir kurgusu var. Çocuklara anlatılır gibi
başlayıp aslında büyüklere anlatılıyor. Kanlı sahneler de yok.
-Filme nasıl bir ilgi bekliyorsunuz?
Öğretmenlere, anne babalara güvenim çok. Özellikle cumhuriyet
kadınlarına çok güveniyorum. Yani onlardan biri izlerse mahallesini
alır götürür.
-Filmin senrayosu kitap da olacak sanırım?
Evet. Ben
onu hemen kitap olarak da bastırdım. Çocukların ellerinde doğru
bilgilerin yazılı metni olsun istedim. Filmin vizyona
girdiği gün kitapta raflarda olacak. Fiyatı da herkes alabilsin
diye çok ucuz 5 lira olacak. Eğer sağlığım imkan verirse
İstanbul’da bir okulda yapılacak Gala’ya gideceğim.